24 Eylül 2011 Cumartesi

"Yattığım Kişileri Bile Unutuyorum" Desem

Bugün ne oldu; Yeğenlerim geldiler. Karı-koca çalıştıkları için birinci sınıfa giden çocuklarını bir hafta boyunca benim okula getirip-götürmemi istediler. Zahmet verdikleri için de özür dilediler. Ben de, "Sorun değil, nasıl olsa bisikletim var, getirir- götürürüm." dedim. Giderlerken yeğenim fark etmiş. Yeğenim dediğim de ikimiz de aynı yaştayız. "Bisikletin nerde?" dedi. Aaaa! Bisikletim yoktu yerinde. Çalınma söz konusu değil tabi. Bugün gittiğim yerlerden birinde unutmuştum. Gittiğim yerler belliydi. Fırın ve marketler. En son gittiğim marketten dönerkenki halimle ilgili aklımda hiçbir şey yoktu. Gittiğimi hatırlıyorum ama dönüşüm sanki ışınlanma şeklinde olmuş gibiydi. Büyük ihtimal orada unutmuş olmalıydım. Yeğenim arabasıyla götürdü beni o marketin önüne. Bisikletimi marketin duvarına dayamışlar, öylece orada duruyordu. Önceki bisikletimi bağlı olduğu yerden kilidini kırıp çalmaya çalışmışlardı, en sonunda da gasp etmişlerdi ama gecenin bir yarısına kadar caddenin kaldırımdaki bisikletime kilitli olmadığı halde kimse dokunmamıştı.

Her işte bir hayır vardır diyip geçiştirmemek gerek. Yeğenlerim bana gelmeselerdi çocuklarını okula götürüp-getirmemi istemek için, ben bisikletimin olmadığını, marketin önünde bıraktığımı hatırlamayacaktım ve sabaha kadar da yerinde yeller esecekti veya ben bir daha bisiklete binme ihtiyacı hissedene kadar durumun farkına varmayacaktım bile.

Neyi öğrendim biliyor musunuz? Hayat boyunca kötülük görsen de, enayi gibi kullanılsan da iyi niyetli olmaktan ve şeffaf olmaktan asla vaz geçmeyeceksin. Son olayda mesela yeğenlerime yardımcı olmaya çalışmasam ve onlara bu yardımın bisikletim sayesinde zahmet olmadığını içten bir şekilde söylemesem, bisiklet kimin aklına gelirdi ki?

Hafıza problemim olduğunu zannetmiyorum. Çünkü gece uyurken yanımda konuşulanları bile hafızama kaydedebiliyorum. Sadece kafam çok yoğun ama hep yoğun. Belki de vardır hafıza problemim bilmiyorum ama önemli değil benim için. Güzel komik anılar bırakıyor bende.

Kaç kere elektriklerim kesilinceye kadar faturalarımı yatırmayı unuttuğum olmuştur. Anahtarlarımı dış kapının üzerinde unutma alışkanlığımdan bir türlü kurtulamadım. Kartlarımı, kimliğimi çok defa unutmuşumdur marketlerde veya ilgili yerlerde. En komik unutkanlığım Cumartesi gününü Pazar zannedip işe gitmediğim zaman olmuştur. Hatta gazete almaya gittiğimde "Neden Pazar günü Cumartesi gününün gazeteleri geliyor." diye gazeteleri almayıp eve döndüğümde bile günleri karıştırdığımı anlayamamışımdır. İşyerimden gelmişlerdi "Nerede kaldın?" diye. Patronum da "İşine gelmiştir bugünü Pazar zannetmen." diye hafife almıştı beni. Off bir de rüyamla gerçeği karıştırmıştım. Pop Bravo müzik dergisi vardı bir dönem. Sürekli aldığım bayiye gitmiştim. Bayi de gelmediğini söylemişti. Ben ısrar ediyordum "Ama diğer bayilere gelmiş." diye. Sonradan anlamıştım diğer bayilere gelen Pop Bravo dergisini rüyamda gördüğümü.

Unutkanlığımın en güzel tarafı ne biliyor musunuz? Yattığım kişileri unutuyorum ve yeni tanışmış gibi olup heyecanım diri kalıyor. Bazıları alınıyor tabii haliyle.

Herkesin bir yapısı vardır değil mi? Ben de böyleyim işte. Kimse içinde değişmem, istesem de değişemem ki zaten. Geçmişime bakıyorum da, yedisinde ne isem hala öyleyim. Değişmeye karar veriyorum her seferinde ama değişen bir şey olmuyor. Mesela bu unutkanlıklarım için not almaya karar veriyorum ama not almayı mı unutuyor, mühim mi etmiyorum bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder