25 Eylül 2011 Pazar

İnsanların Zamanını Çalarak Gay İkon Olunmaz


Hayatımda ilk defa görsel olarak canlı bir Ajda Pekkan konseri izledim. Çünkü birkaç şarkı dışında playback'di konser. Bu konseri yazma zahmetine katlanma sebebim de bazı şarkıcı fanatiği gay müzik eleştirmenleri gibi "yaz konserleri", "bilmem ne konserleri" gibi marifet sergilemek olmadığı gibi, şarkıcıyı da övmek veya yermek değil.

Zaten bu ülkenin sanatçı geçinen şarkıcı güruhunun yüzde 90'ının sömürgeci sistem gibi illüzyon bir şekilde haksız kazançlarla halkın sırtından geçindiğini bilmeyen yok. Benim şikayetim insanları enayi yerine koyan bu şarkıcıların bir de seyirciye gösteri anında saygısızlık yapmaları ve bunu marifetmiş gibi klas hale getirmeleri; Bildirilen konser saatinde sahneye çıkmayacaklar, sonra da teknik bir arıza gibi bahanelerle veya hiçbir açıklama yapmadan beklettikleri için özür dileyecekler veya teşekkür edecekler.

Bu tamamen parasal gücü elinde bulunduran patron kesiminin hiyerarşik ve danışıklı bir şekilde birbirine mahkum olması ve işçi kesiminin eğlenceyi bile sunulduğu kadarıyla gerçekleştirebilmesi ve buna itiraz etmediği sürece bunun böyle devam edeceğini kabul etmesiyle alakalı bir şey. Bir saatlik haksızlıklar insan hayatında yıllara tekabül eder oysa. Bir bakmışız sonra sömürgeci sistemi biz yaratmışız sömürüle-sömürüle.

Şarkıcılar sanat yapmadıkları için sahneye assolist edasında geç çıkarak egolarını tatmin edebilirler ve bu bir şarkıcılık kuralı haline gelmiş olabilir. Çünkü ben bugüne kadar saatinde sahneye çıkan şarkıcı görmedim daha. Peki seyircinin bu durumdan memnun olmadığını bilmiyor mu "bunlar"? Duymuyorlar mı yuhalanmaları, küfürleri? Yoksa iltifat olarak mı algılıyorlar? Alışkanlık haline getirilen bu strateji konser verdirten tahakkümün dayatması da olabilir ama izleyici olan alt kesim olmasa kendi-kendinize mi iş yapacaksınız? Bunlar düşünülemediği için sanatçı olunamıyor ya.

Bu yüzden bir çok şarkıcıyı, şarkıcı listemden çıkarmışımdır. Bu tabi bir çok şarkıcının umurunda olmayabilir. Çünkü para kazanmaya devam ettikleri sürece sorun yoktur onlar için. Zaten albüm çıkarmak gibi, sanat yapmak gibi dertleri de kalmamıştır. Sponsorlarla kendilerini tanıtacak bir şeyler yapsınlar, halkı sömüren sömürgeci şirketlerin tanıtım konserlerinden ceplerini doldursunlar yeter. Sonra da "Albümlerimiz satmıyor, korsan aldı başını gidiyor." diye inlesinler, 50 Bin satınca platin CD'yle ödüllendirilsinler. Siz sanatçılığı boşver şarkıcı tanımlamasını bile hak etmiyorsunuz. Bugüne kadar orjinal yerli CD'lere, kasetlere verdiğim paya bile acıyorum. Kolleksiyonerler bile sizden vaz geçtiğine göre, asgari ücretli vatandaş sizin şarkıcılık CV'lerinize bir günlük yövmiyelerini mi verecekler bir de.

Sanatçı şarkıcı da olsa, yorumuyla, üslubuyla kendisini takip eden kitleyi her zaman eğlendirmenin dışında bir adım yukarıya çekmekle yükümlüdür. Bu işler önüne 5-10 tane striptizciyle 19 Mayıs hareketi yaptırarak gösteri kızlığıyla olacak işler değildir.

Bir kere bu ülkedeki şarkıcılar gerçek şarkıcı olsa, ne kadar kültür farklılığı da olsa uluslararası arenada kabul görürlerdi. Bir tane de mi çıkmaz uluslararası bir şarkıcı koskoca ülkeden? Süperstarlık, megastarlık bu kadar kolay elde edilecek bir ünvan olmamalı. Tabi sanatın yapılmadığı bir ortamda eğlendiriciliğe layık görülür böyle ünvanlar. Uzaktan gerçekleri bilmeyen halka da şıracılık yapar baz gay müzik eleştirmenleri.

Hayvansever olabilirsiniz, süperstar veya megastar olarak tanımlanabilirsiniz ama seyirciye karşı da duyarlı, saygılı olmak zorundasınız? İnsanların zamanını çalarak gay ikon falan da olunmaz.

Zaten bayi toplantıları veya şirket tanıtımları olmasa kim 300-500 lira verip de sizin konserlerinizi izler ki? Ancak zengin zümrenin hava atmak için talep ettiği yılda birkaç konsere çıkabilirsiniz en fazla. Bazı popçular şu kadar konsere çıktı deniyor ya, onlar konser değil, meyve-sebze festivali veya büyük şirketlerin tanıtım hediyesi halka.

Diyebilirsiniz ki, "Zorla mı, gitmeyebilirsin." Zaten konsere fazla gitmezdim, bu da son oldu, konser izleme jübilemi Ajda Pekkan ile yapmış oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder