Homofobi, eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan mantıksız nefret, korku, hoşnutsuzluk ya da ayrımcılık olarak tanımlanıyor ansiklopedik olarak.
Homofobi kelimesi ilk kez 1969 yılında Time dergisinin bir makalesinde kullanılmış. Eşcinsellik anlamına gelen homo kelimesiyle, korku anlamına gelen fobinin birleşmesiyle oluşmuş anlaşıldığı üzere. Yani kısaca eşcinsellik korkusudur homofobi.
Bizim toplumumuzda da kaba tabirle "döt" korkusu. Çünkü eşcinsellik arkadan ilişkiye indirgendiği için korunması gereken, kollanması gereken sadece orasıdır. Hatta orasını koruduğun sürece eşcinsel bile sayılmazsın.
Homofobi-eşcinsel nefret, aşağılama kelimesiyse son yıllarda "ibne"nin de önüne geçen ve eşcinsellerin de en nefret ettiği kelime "top" dur. Oysa ne şeker bir kelime! Ben kullana-kullana sıradanlaştırılması taraftarıyım ama, homofobi davranışında bulunan homofobikler mutlaka aşağılayıcı başka bir kelime icat edeceklerdir. Nefret bitmediği sürece aşağılama ve kelimesi de olacaktır mutlaka.
Homofobinin kişinin kendisinin eşcinsel olduğundan şüphelenmesi ve bundan endişelenmesinden dolayı psikolojik olduğu söylense de, ben bu psikolojiyi ortaya çıkaranın içinde yaşanılan homofobik kültür olduğuna inanıyorum. Eşcinselliğin kötü bir şey olduğu empoze edilmese birey eşcinsellikten niye korksun ki? Direkt psikolojik olsa eğitim seviyesi arttıkça ve insanlar bilinçlendikçe gelişmiş batı ülkelerinde homofobi azalmazdı değil mi?
Kişinin eşcinsel olmasından dolayı öldürülmesine nefret cinayeti, bu suçlara cinsel yönelim farklılığını yasal olarak onaylayan ülkelerde nefret suçu denilmekte ve bu suçu işleyenlere ağırlaştırılmış hapis cezası verilmektedir ama onaylamayan, eşcinselliği suç olarak kabul eden veya en azından eşcinselliği normal olarak kabul etmeyen ülkelerde ise eşcinselliğe tahrik unsuru gözüyle bakıldığı için, tahrik unsuru hafifletici sebep olarak değerlendirilip, cinayeti işleyenlerin cezalarının düşürülmesi sağlamaktadır.
İçselleştirilmiş homofobiyse eşcinsellerin sorunudur. Toplumun eşcinselliğe olumsuz bakış açısından dolayı, kişinin kendi cinsine olan yöneliminden hoşnutsuz olması, eşcinselliğiyle barışamaması ve bu yüzden kendini değersiz hissetmesi, eşcinselliğinden rahatsız olup saklaması, kaçınması, hatta kendini heteroseksüel gibi göstermeye çalışması, heteroseksüelleşmeye çalışması, daha üst seviyede eşcinselliğinden kurtulmaya çalışması ve bundan kurtulma umuduyla beklenti içine girmesi.
Bunun sonucunda ne oluyor; Kendini heteroseksizme kurban ediyor. Ya tedavi olmaya çalışıyor, ya da kurtulamayacağını anlayınca da "erkek gibi" yaşayarak evlenip çoluk-çocuğa karışarak hem kendi hayatını, hem de herkesin hayatını zehir ediyor. Heteroseksizme uyumsuzluktan dolayı ise yaşamdan soğumayı ve sonuçlarını hiç dile getirmek istemiyorum.
Homofobinin toplumsal şartlanma sonucu mağdur edenin korku ve nefreti olarak dışarıya psikolojik bir yansıması, toplumsal baskı sebebiyle de eşcinsellerin kendilerine nefreti olduğunu söyleyebiliriz kısaca. "Peki neden bazı insanlar hiçbir şekilde öyle veya böyle homofobik olmuyorlarken, bazıları içsel veya dışsal homofobik olabiliyorlar?" diye bir soru akla gelebilir. Bana göre işte burada sosyo-kültürel faktörlerin etkisine boyun eğen psikolojik zafiyetler devreye giriyor.
Lafı uzatmadan çözüm mü; Eşcinselliği hastalık olarak gören ve toplumda yaptırım gücü en fazla olan maneviyata sığınarak erkek egemen sistemin dışında kalma korkusu yaşayan heteroseksüel adlı homofobiklerin, yani eşcinsellikten nefret edenlerin acilen hasta kapsamına alınarak tedavi edilmesi, yada bu hasta psikolojilerinin uyanmaması için ciddi bir eğitim seferberliğinin başlatılması gerekiyor.
Homofobikler hastadır, çünkü kendisi olamama ve bu özgüvensizlikten dolayı açıkta kalma korkusundan muzdariptirler. Onlara toplum içinde "top" dersen dünyaları başlarına yıkılır. Bir güvenceleri varsa kan dökerler, yoksa hayata küserler, "yaşarken ölü" olurlar.
Homofobikler hastadırlar, çünkü; Korkuları insanlığın önüne geçer ve sağlıklı bir insanın ayrımcılığa maruz kalanın yanında yer alma gibi bir empati yetisi varken, onların korkularından dolayı ister kendi gurubundan olsun, isterse olmasın ötekileştirme gibi, nefret etme gibi, bu nefretten dolayı çoğunluğa dahil olmak ve itibar görmek için düşene bir tekme de kendilerinin vurması gibi zalimlikleri vardır. Sonra da manevi yollarla günah çıkartma gibi vicdan temizleyici kendi-kendilerini kandırdıkları sahtelikleri vardır.
Şimdi soruyorum; Bilimsel olarak hasta-lık sınıfına kesinlikle girmeyen eşcinseller-eşcinsellik mi hastadır, yoksa hiçbir sebep yokken çeşitli bahanelerle, eşcinselliği ve dolayısıyla eşcinselleri hasta ilan eden homofobikler, homofobi yani akıl dışı eşcinsellik korkusu mu hasta-lıktır? Birazcık aklı ve vicdanı olan insan bir sorar; "Bu eşcinseller karşı-düz- hetero cinsellerden korkmuyor da, heterolar neden eşcinsellikten korkuyor, eşcinsellerden nefret?" ediyor diye. Belki asıl sorun, bunu bile sorabilecek kapasitede olmamaları.
Bir insanın bir insandan nefret etmesi için bir sebep olması gerekir. Eğer bir sebep yoksa o nefretin haklılık payı hiç yoktur. Önyargıdan dolayı bir nefret varsa, zaten otomatik olarak suç teşkil etmektedir ve hastalık belirtisidir. Çünkü bir insanın okumak, öğrenmek, araştırmak, tanımak gibi yetenekleri varken bunları kullanmıyorsa bilmeden atıp-tutmak, konuşma hakkı yoktur, olmamalıdır.
Eşcinsellikten nefret için mantıklı bir sebep var mı? Yok! Lütfen bana kimse manevi değerleri veya nevrotik düzeydeki hijyen, sağlık gibi bahanelerini öne sürmesin. Eğer kişisel olarak bu bahaneler nefretini depreştiriyorsa tut içinde. Yoksa heteroseksüellerin yaptıklarını göz önünde bulundurursak, onlardan nefret edilmesi için sayılamayacak kadar sebep var, üstelik bahane değil, gerçek.
Sonuçta ister cinsel yönden olsun, ister toplumsal konum bakımından, erkeklik rolünün dışında algılanmak istemiyorlar. Varoluşun erkeklik üzerinden gerçekleştirilebileceğini çok derinden içselleştirdikleri için başka bir pozisyonda olmak isteseler bile kendilerini tutup, istemez görünüyorlar.
YanıtlaSil