Ramazan dolayısıyla kısaca insanlar oruç tutmadıkları için, çıplak-açık oldukları gerekçesiyle şiddete maruz kaldıkları gibi, bir de "yalan söylüyorlar" diye suçlu ilan ediliyorlar. Biri yalan söylüyor, peki hepsi mi yalan söylüyor bu insanların? Diyelim ki yalan söylüyorlar? Bütün medya mı alet oluyor bu yalanlara Zaman gazaetesi dışında? Niye Zaman gazetesine göre dindar veya türbanlı olmayanlar hep yalan söylüyorlar? Niye ahlak bekçiliğine soyunan her zaman, Zaman Gazetesi oluyor?
Ben burada mağdurun ifadelerini tamamen gözardı eden bir gazetenin samimiyetine inanamam. Kendine benzemeyenleri, kısaca dindar ve türbanlı olmayanları, özellikle eşcinselleri hedef göstererek kin ve nefret kusan bir zihniyetin temsilcisinin elini-kolunu sallayarak gazetecilik yapmasını da insan hakları ihlali olarak görüyor, yasalara aykırı bir yayıncılık yaptıkları için de kapatılması gerektiğine inanıyorum
Akıl var, mantık var. 19 yaşındaki bir kadın Zaman gazetesinin haberine göre hangi düşünceyle kasıtlı olarak yolcuları düşürmeye, yaralamaya, başka koltukta oturan bir erkeğe saldırır acaba? Ben hayatımda durduk yerde bir kadının haklı da olsa, hele haksız bir durumdayken tanımadığı bir erkeğe saldırabileceğine ihtimal vermiyorum. Terminatör mü bu kadın veya psikopat mı? Sporcu bu kadın, sporcu! Hem de futbol değil, voleybol sporu yapıyor. Sonra da saldırmasına rağmen, saldırıya uğramış gibi bir de karakola şikayete gidecek ha? Kız kamera kayıtlarına güvenerek şikayette bulunuyor ama kamera kayıtlarına görüntüler net değil bahanesiyle ulaşılmak istenmiyor. Saldıran bir insan, saldırıya maruz kaldığına inandırmak için kamera kaydı ister mi?
Kadına verilen değer ortadayken, spor yaşamını tehlikeye atabilecek kadar kamu oyunu yanıltma cesareti gösterebili mi bir kadın? Hem hangi amaçla? Tanımadığı belediye otobüsündeki insanlarla ne gibi sorunu olabilir ki? Sistemle sorunu olan bir kişiyse belediye otobüsünde bu sorunun kişisel intikam yöntemiyle halledelimeyeceğini bileceğinden, linç edilne korkusuyla tanımadığı bir kalabalığı karşısına alamaz. Tabi ki "onlara" göre bu bir provokasyondur.
Almanya'da oruç tutmadığı için saldırıya maruz kalan milletvekilinin de, saldırıya maruz kalmadığını, hesapları yüksek bulup ödeme yapmak istemediği için kavga çıkardığını iddia ediyorlar.
Ya TRT'nin "Tosun Paşa" filmine uyguladığı sansür için, zaman yetersizliğinden filmi kısalttıklarını iddia etmesine ne demeli? Oysa yayın akışında film için ayrılan süre 185, filmin süresiyse 85 dakika. Onu da geçin, zaman denilen süreç torbaya girmiş de yarım saatlik süre mi kalmamış filmin tamamını göstermek için.
Hem TRT ne zamandan beri dakik olmaya başlamış acaba? Kadın Voleybol maçlarını meclis tartışmaları yüzünden sarkıttığını veya yayınlamadığını, hatta yayın hakkını satın aldığı halde hiç yayınlamadığı veya adını bile bilmediğimiz Türkiye genelinde yayın yapmayan, uydudan yayın yapan kanallarda yayımladığını, bunun nedeninin de kendi yayın politikaları olduğunu dile getirdiği günleri ne çabuk unuttu?
Filmin yayın haklarını da satın aldıkları için, istedikleri şekilde yayınlama hakkına sahip olduklarını söylüyorlar bir de çekinmeden. Ben hayatımda sanat eserine, hem de gereksiz bir şekilde, zaman yetersizliği gibi saçma bir gerekçeyle, sanat eserinin neredeyse yarısına tekabül eden bir müdahale ne duydum, ne de gördüm. TRT tarihinde bile ilktir bu herhalde. Tabii "onlar" sinemayı sanat eseri olarak görmeyebilirler veya sanat diye bir şey gereksizdir bile.
Bütün bu zeytinyağı gibi üste çıkmalarının cesareti ne biliyor musunuz? İnsanların haklılıklarını ispat edemeyeceklerine kendilerini inandırmaları, hak arama cesaretlerinin kırılması, yargının bile heteroseksist sistemi desteklemesinden dolayı. Biz haksızlıkları ne kadar çok dile getirirsek, hem saldırganların cesareti kırılacak, hem de yargı dahil bütün birimler kendilerine çeki-düzen vereceklerdir. Haklar dile getirildikçe, milyonlarca doğruya da yanlış diyecek halleri yok ya.
Artık su testisi olmadığımızı göstermemiz gerekiyor önce kendimize, sonra ailemize ve çevremize. Saldırganlara cesaret veren bizim korkaklığımızdan dolayı kendimize uyguladığımız kontrol sistemi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder