Yaşamda en öncelikli dürtü sekstir diğer ihtiyaçlarımız kadar özgürce tatmin edilemediği için. "Ben aşk olmadan seks yapamam." diyenler karşısındakini geri zekalı yerine koyup yalan söyleyerek kendini de kandırmaya çalışmaktadır. "Şekilci ve histerik" dediğin zaman alınırlar ama duygulardan önce görüntüye ve performansa bakarlar. Ben hayatta zaten seks gücü olmayan biriyle aşk yaşayanı görmedim daha. "Ben güzelliğe önem vermem, karaktere önem veririm." diyenler aslında, "Güzellik sağ cebimde garanti olmalı ki, o güzelliğe sahip çıkabilmek için aşkı bahane edebileyim." demek istemektedirler. Huyu suyu güzel hiç mi adam yok da güzellik peşinde koşuyorsunuz öyleyse? Sonra da diyecekler ki, "Biraz da güzellik olmalı canım!"
Şekilciliğin önüne sadece ve sadece maddiyat, açıkça para geçebilir. O da parası olmayanlar için geçerli. Şekilcilik derken de sadece bebek gibi bir yüz anlaşılmasın sakın ha. Adamın hayvan gibi bir suratı olabilir ama kişiyi tatmin edecek başka fiziksel özellikleri vardır mutlaka. Mesela kemik yapısı çok sağlamdır! Fiziksel olarak cazip bir yerleri vardır mutlaka karşısındakine hitap eden. Kimisi kocaman bir burun şekilciliği yapabilir, kimisi yuvarlak hatlar, kimisi de bebbbek gibi bir yüz, kimisi kıllı, kimisi kel, kimisi göbekli, kimisi anoreksik bir tahta vücut şekilciliği yapabilir.
Siz bunun adına ister şekilcilik diyin, isterseniz fiziksel beğeni ama sonuçta duyguları belirleyen ne kadar inkar edilse de fiziksel özelliklerdir. Aşk denilen şey de fiziksel beğeniden ibarettir. Kimse de bunu inkar edemez. Edenler de gitsin o zaman fiziksel olarak beğenilerinin zıttı olan ama duyguları, karakteri çok mükemmel birine aşık olabileceklerse olsunlar. Hepsi bir arada olmalı diyenler de vardır ama, "hepsi bir arada" özelliği olanı kim kaybetmiş de bulabileceksin ki? Olsa bile sana düşeceği ne malum.
Ben hep iddia ederim ve hala da iddialıyım bu konuda. Tatsız-tuzsuz olacağı aynı kişiyle hayat çekilmez. Bu doğanın yapısına aykırıdır. Çünkü varoluş özgürlükler üzerine kuruludur.
İnsanlar kendisinden daha üstün fiziksel özelliğe sahip birini beğeniyorlar ve üzerine konmayı hedef haline getiriyorlar, sonra da bunun adına kara sevda, yani aşk diyorlar. O kişi teslim olsa aşk denilen bir şey kalacak mı acaba? Aşk denilen marazi durum, fiziksel özellikler keşfedilinceye kadar devam eden saplantılılıktır.
Ayılıp-bayıldığın kişiyi elde ettikten, keşif bittikten sonra heyecan kalmayınca gözün görmeye başlıyor ve o kişinin en azından dörtte üç tarafının sana hiç uymadığını anlıyorsun. Sonra da karşı tarafı suçluyorsun çok değiştiğine dair. Oysa aşık olduğunu zannettiğin kişi aynı kişidir, değişmemiştir, değişmez de ama sen aceleci davranıp daha tanıma fırsatı bile bulmadan bencilce sahip olmaya kalkışmışsındır o kişiyi. Önce tam anlamıyla yazılıyorsun, sahip olduktan sonra ceremesini çekiyorsun. Oysa sahip olmadan da onunla bir şeyler paylaşabileceğin gibi, zararını da görmemiş olursun ve dönüş her iki taraf için de az hasarlı olur.
Sahiplenmenin altında toplumun eşcinselliği doğal karşılamaması ve eşcinsellerin duygu açlığından dolayı fırsatları uzun vadeli yatırıma dönüştürme isteği yatabilir. Ama ekonomide olduğu gibi hepten kaybetmemek için aşk sepetini çeşitlendirmekte fayda var. Bütün güzel özellikler aynı kişide, yani kimse dörtdörtlük olamayacağına göre, en az dört sevgilisi olmalı bir insanın. Birisi yakışıklı-güzel, birisi paralı, birisinin performansı, birisinin de huyu güzel olmalı! Tabi isteyen listeyi daha geniş tutabilir. Hayata hazırlayabilecek, değerini arttırabilecek bilgili, kültürlü, entellektüel bir sevgili de olmazsa olmazlardandır benim için mesela. Tabi ekstra sevgililer kişiden kişiye değişebilir. Mesela hayatınızı sürekli paylaşabileceğiniz, gelecek garantisi, evde sizi bekleyecek sadık bir eşiniz de olabilir.
Hayatta dört dörtlük birisini bulmak imkansızdır ama farklı kişilerle dört beşliği bile yakalamak mümkündür.
Söylediklerim çok uç, marjinal ve de ahlaksız gelebilir bazılarına ama samimi olmak kadar bir erdemlilik yoktur bu doğada. Siz kendinizi tutarak ahlaklı olduğunuzu sanabilirsiniz ama ben ahlaklı olduğunu iddia edenlerin ahlakını hiç tasvip etmeyebilirim. Çünkü bana gerçekçi gelmiyor ahlak başlığı altında inandıkları ve savundukları değerler. O kadar çok güveniyorsanız ahlak anlayışlarına niye dayatıyorsunuz, bu kaygı niye? Çok güzel ve faydalı bir şeyse insanlar yanılıp-yenilip sizin ahlakınızı benimseyecektir eninde-sonunda. Ama değerlerinizle baş başa kalmayı bırakın, yalnız kalınca kendi ahlak anlayışınızdan vazgeçeceğinizden, mort olacağınızdan korkuyorsunuz değil mi?
Daha eşcinsellik kabul edilmediği ve de partner bulmak bile sorunken, uzun vadeli mükemmel eş bulmaksa bu koşullarda imkansız. Tek eşlilik için eşcinsellerin kendileriyle barışmalarından daha öncelikli bir konu olamaz şu durumda. Kendisi olmayan, kendisine bile güvenemeyen bir eşcinsel, karşı tarafa nasıl bir hayat garantisi verebilir ki? O yüzden kendi evinizin önünü temizlemeden, izdivaç hayalleri kurmasın eşcinseller. Eşcinsellerin erkek olma hevesleri bitmeden, yani karşı cinsle mecburi evliliklere "hayır" diyemedikleri sürece, eşcinsellere metres hayatı yaşamaktan başka bir şey düşmez
Demek istediğim eşcinseller, "Ne kadar biz şekilci değiliz, aşk istiyoruz." deseler de, kendi bakış açılarını değiştirmedikten-tam anlamıyla kendileriyle barışamadıktan sonra, eşcinselliğe bakış açısı değişmeyeceği-özgüvenli eşcinsel partnerler olamayacağı için, aşk seks olarak yaşanmaktan ibaret kalacaktır.
Bu düşünceler kişisel olduğu için, kimsenin itiraz ederek kendini parçalamasına gerek yok öğrendiklerine çok uymuyorsa. Benim düşüncelerimin de garantisi yok çünkü. Şu an böyle düşünüyorsam, toplumsal dayatmalar yüzünden hemcinslerimin bana güven vermemesindendir. Her an, her şey olabilir; değişebilirim eşcinselliğe dair olumlu gelişmeler karşısında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder