Bianet'in gelinlerin beline dolanan "kırmızı kurdele" ile ilgili haberi, tartışılması bile söz konusu olamayan üstü kapatılmış, normalleştirdiğimiz ve bizi egemenliği altına alan, tamamen cinsiyetçiliğe dayalı gelenekselleşmiş tabularımızdan en başta geleni. Röportaj yapılan kişilerin neredeyse tamamı bu geleneğe karşı çıkıyor ama uygulamada bu böyle mi acaba? Hiç sanmıyorum.
Bir vatandaşın, evrimini tamamalayamamış olarak gördüğü erkeklerin kadınlara, açılışını ilk yapma hakkını kendilerinde gördükleri cinsel bir nesne olarak baktıklarını söylemesiyse çok anlamlı.
Kadının erkeğin önüne geçmemesi için namus kavramına hapsedilmesinden dolayı, sıfır eşya gibi kullanılmamış olmasının makbule geçmesinde öte bir zorunluluk olması ve bunu evlilik kurumu gerçekleştirilirken sanki okul veya fabrika açılışı yapılacakmış gibi kırmızı kurdeleyle paketlenerek aile kurumu adına övünç kaynağı haline getirilmesinin cinsiyetçi bir tutum olduğunun tartışılması bile çok ilkel, utanılması gereken bir durum artık günümüzde.
Lafa gelince kadın-erkek eşit ama uçkur çözme hakkı sadece erkeğe ait. Kusura bakmayın ama bir insanın kendini, kendi cinsi dışındakilerinden üstün görmesi geri zekalılıktan kaynaklanan cahillikten başka başka bir şey değildir, olamaz da. Aklı olan bir insan hayatı paylaşarak eşit bir şekilde yaşamanın huzur getireceğini kavraması gerekir. Bencilce baskıyla nereye varılabilir ki? Bırak kadını, kadınlığı bütün dünya sana ait olsa neye yarar ki bunu paylaşmadıktan sonra? Erkeğin üstünlüğünün hele bilimsellikten uzak maneviyata dayandırılmasıysa tamamen kabile zihniyetidir. Okumak-öğrenmek bu kadar ucuzlaştırılıp erkek ezberciliğine dayandırılırsa olacağı da budur.
Ve bu cinsiyetçi geleneklerin devam ettirilmesinde mağdurların parmağının olmasıysa insanın elini kolunu bağlayan en büyük engel. Dünyanın yarısından fazlasını kadınlar ve erkek olmayanlar oluşturduğuna göre bu düzen istense değiştirilebilir. Ne yazık ki bakir olan bedenlerimiz değil kafalarımız aslında. Önce beyinlerimize bir operasyonu düzenlenmesi gerekiyor bilgi bıçağıyla.
Heteroseksizmin aşağıladığı, dışladığı, öldürdüğü, ayrımcılık yaptığı mağdurların kendilerini esir alan erkek egemen değerleri nasıl benimsediklerini, içselleşmiş toplumsal yaşam biçimiyle açıklamak da çok zor. İnsan kendine yapılan haksızlığı nasıl bu kadar özümseyebilir ki? Denildiği gibi insan üstün türse bu kadar kolay teslim olmaması gerekmez mi haksızlıklara karşı?
Kendilerini sevebilecek bir erkeğe saklamak isteyen, kırmızı kurdeleye meraklı o kadar çok eşcinsel de var ki bu dünyada? Belki onların ki de öğrendikleri üzere az kullanılmışlığın kenlerine sevilme sağlayacağına dair şartlanmışlıktır. Oysa eşcinselliğe bakış açısı ortadayken çelikten bakirelik kemeri taktırsalar da, heteroseksist yapıya paralellikten kendilerini kurtaramadıkları sürece değersizlikten kurtulamayacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder