19 Ağustos 2011 Cuma

Böyle İyi!

Erkekle kadının keyifli anları, muhabirlerin evlilik sorusuyla gerginliğe dönüşür. Erkek “Şu ara öyle bir şey düşünmüyoruz, böyle iyi” yanıtını verince kadın, “Ne demek böyle iyi, gerçekten böyle mi düşünüyorsun?” diyerek tepki gösterir.

Erkekler imkan ve fırsatını bulunca kendilerini gerçekleştirebiliyorlar dünya daha çok onlara ait olduğu için. Ama kadınlar fırsatını bulunca kendilerini gerçekleştirmenin yanında, sahip olmaktan da asla vazgeçmiyorlar daha garantici oldukları için. Bu garanticiliğin altında erkek egemen bir dünyada yaşamak mı yatıyor, yoksa kadının doğası gereği mi acaba? Kadın egemen bir dünyada yaşasak, kadınların da sahip olmak veya olunmak gibi kaygıları olmayabilir miydi?

Kadınlarla erkeler birbirlerini tamamlayamayacak kadar ayrı dünyaların insanları. Ortak paylaşım noktalarının olmamasının yanında zıt kutupların çekiciliğinin veya tamamlayıcılığının ne önemi olabilir ki? Hem zıt kutupluluk birbirini tamamlamak yerine çatışmaya sebep olur. O zıtlık farklılıklar keşfedilinceye kadar yaşanan kısa süreli bir heyecandan ibarettir. Heyecan bitince kadın erkek ilişkisi biter.

Kadınlar bencildir, sevdiğine sahip olmak ister oyuncak gibi. O sahip olunmak görüntüsünün altında da sahip olmaya sahtekarca bir ön yatırım vardır. Ezber formül tutmayınca da çirkinlik baş gösterir.

Hep kadınlar erkeklerin malı gibi görünür ama bu sadece erkeğin toplumsal rolünü kaybetmemek için oynamak zorunda bırakıldığı bir oyundur. Erkeğin birisine sahip olmak gibi derdi yoktur. Çünkü ona göre birbirine benzeyen o kadar çok kadın vardır ki. Niye birisinin egemenliğine girerek hayatını renksiz bir hale getirsin ki?

Hem erkekleri doğasına uygun özgür şekilde yetiştiren kadınlar değil mi? Sevdiği erkeğe sahip olamayan kadının, diğer kadınlardan intikamını kendi yetiştirdiği erkek yoluyla alma yöntemi olmasın bu. Bu kısır döngüyü kırabilecek de ne yazık ki kadınlar ama bir türlü intikamdan vazgeçmiyorlar.

Hem vazgeçseler ne olacak ki? Sonuçta erkeklerle kadınlar ayrı dünyaların insanları dedim ya başta. Bence erkeklere sahip olmaktan vazgeçsinler. Erkekler izin verdikleri kadar sevsinler. Doğal olsunlar kendi doğalarını dayatacaklarına. Hiç kimse hiç kimsenin istediği gibi olmak zorunda değildir. Kadınlar bencillikleri yüzünden heteroseksizmi yaratıp güçlendirerek kendi özgürlüklerinin de kısıtlanmasına, hatta tamamen yok edilmesine sebep oluyorlar. Heteroseksizm denilince de sadece erkek egemenliği anlaşılıyor ama bu erkekliğin ve egemenliğinin altında, o egemenliği oluşturan diğer kimlikler sorunu yaratan.

Kadınlar kendi istedikleri hayatı erkeklere dayatmak yerine erkeklerin istediği gibi hayatı yaşamasına izin verseler, kendi özgürlükleri ve hakları için mücadele etme fırsatı yaratacakları için heteroseksizmin baskısından da kurtulmuş olacaklar.

Feminizm kadın erkek eşitliği için bir mücadele akımı ama bir çok kadının içinde vücut bulamamış bir erkeğe sahip olma arzusu var. Erkeğine sahip olmak ne yazık ki feminizmin eşitlik anlayışına ters. Çünkü farkında olmadan onlar da bir cinsin bir cinse egemen olmasını içselleştirmişler heteroseksizm yüzünden.

Kadın sevildiğinin göstergesi olarak sahip olunmaya çalışırmış gibi yaparak, aslında elde etmeye çalışarak yanlış yapıyor. Aynı samimiyetsizliği erkek de yapıyor çünkü; Heteroseksizmin verdiği rol gereği sahipmiş gibi görünüp samana altından gene istediği gibi hayatı yaşıyor. Ne oluyor; Kadın bencilce çabası yüzünden kendi hayatını, özgürlüğünü de heba ediyor.

Mutsuzluğun sebebi de içselleştirilen toplumsal rollerin verdiği cesaretle yapısal karakterlerimizi bencilleştirmek. Oysa herkes doğasına uygun yaşasa ve cinsiyet kimlikleri toplumsal rollere kendilerini kaptırmayarak içlerinden geldiği gibi yaşasalar, belki de kategoriler birbirlerine daha samimi geçişgen olacaklar, beklentiler olması gerekenin üstüne çıkacak bu sayede.

Eşcinselliğe geçiş verilse belki de heteroseksizmin doğaya aykırı bir dayatma, zorlama olduğu anlaşılacak, gizli eşcinsellikler, samimiyetsiz göstermelik sevgiler olmayacak, beklentiler hayal kırıklığıyla sonuçlanmayacak.

1 yorum:

  1. eşcinsellerin bu toplumsal roller mevzusu ile ilgili ciddi bi takıntısı var.. bişi diyimmi toplumsal rol diye bişey yok..heterolar kendi doğalarını yaşıyolar.. eşcinseller kendisine benzemediği için garipsiyo ve onuda kendine uydurmaya çalışıyo.. sağlakların solakları zorlaması gibi ..illede sağ elle yaz .... kadın erkeği söylediğin gibi istediği hayatı yaşamasına izin verse bu sefer kendinden ödün vericek.. tek kişiyi seviyor onu sahipleniyor.. o kadar doğası gereği dedikten sonra e peki feminzmn doğaya uygun olduğunu kim söyledi..

    YanıtlaSil