19 Haziran 2010 Cumartesi

Hetoreksizmin Manevileşmiş Yüzü Baba-izm!

Bir eşcinsel hayata karşı kendi olabilme mücadelesi verirken,ailesinin itibarını da düşünmek zorunda bırakıldığı için daha fazla yalnız hissedebiliyor kendini.En yakının,özellikle baba rolünün toplumsal baskısının dışlamak,aşağılamak gibi manevi yaptırımları,eşcinselin sessiz kalmasına sebep olduğundan eşcinsel olmanın bedelini şiddetten öte canıyla bile ödetebiliyor.Tıpkı Ahmet Yıldız cinayetinde olduğu gibi.

Babalar Günü'nün benim için hiçbir anlamı ve önemi yok.Olamaz da.Babam öldüğünde sekiz yaşındaydım.Yaşlı ve hasta olduğu için,ölmesi de hep beklendiğinden hiç üzülmedim.Zaten baba-oğul ilşkisinin ne olduğunu hiç bilmedim ki,kaybının benim için bir önemi olsun.Bu babamın sevgisiz ve de ilgisiz olduğu anlamına da gelmesin.Heteroseksist bir toplumda,nasıl
olması gerekiyorsa,o da bütün babalar gibiydi.Sekiz yaşına yani babam ölünceye kadar geleneksel babalık dışında bir babanın nasıl olması gerektiğini bilmediğim için de ona nasıl bir baba olması gerektiğini ifade edemezdim.
Hayatım boyunca hiç baba eksikliği hissettim mi bilmiyorum?Belki de babasızlığa koşullandırdığımdan kendimi,umrumda bile olmadı.Bundan dolayı bilinç altımda nasıl bir yaralanma,farklı şekillerde doldurmaya çalıştığım nasıl bir boşluk veya heteroseksizmin babalarını gördükçe hiç boşluk oluşmadı mı irdelemedim.
Babam olsaydı erkek egemen bir toplumda,eşcinselliğimle bu kadar barışık,açık bir eşcinsel olacak kadar cesur ve de özgür olabilir miydim onu da bilemiyorum.Babamın kendim gibi asabi biri olduğunu bildiğim için,bazen eşcinsel biri olarak babamla anlaşamayacağımı aklıma getiriyor ama bazen de akıl ve mantık çerçevesinde onu ikna edip,eşcinsel bir evlat olarak beni sevebileceğini de hayal ediyorum.
İnsan varsayımlar üzerine de hiçbir şeyden emin olamıyor kişisel durumlarında bile ve o yüzden belki olmayan bir şey üzerinde fazla kafa yormak istemiyor.
Emin olduğum tek şey heteroseksizmin klişelerinden biri,baba eksikliğinin rol modeli olmamasından dolayı eşcinselliğe sebebinin söz konusu bile olmadığı.Eşcinsellik her halükarda var olduğuna göre rol modeline ihtiyacı yok.Yanlış örnek teşkil edip,özendiriyor diye eşcinsellik yok edilmeye çalışılıyorsa,eşcinsellikten çekincesi varsa,öğretilen ve dayatılan doğal olmayan zorba iktidardan başka bir şey değil ki heteroseksizm,rol modeline ihtiyaç duyuyor devamlılığı için.
Heteroseksist bir hayata karşı kendi ayaklarımın üzerinde durmadıktan sonra hiç kimsenin bir eşcinsele destek olmayacağını deneyimlesem de,gene de insan zor zamanlarında kendisini yürekten seven bir ebeveyninin,hadi Babalar Günü'nde bir babasının diyelim,olmasını istiyor.İstemez mi?Düşünsenize,seni büyüten,yetiştiren kendi cinsiyetinden birinin ayrımcılığını değil de,sevgisini görmek hoş olmaz mıydı?Belki onun sayesinde,sevgi,hayat arkadaşı ararken,insanın başına heteroseksizmin belaları daha az gelirdi.Çünkü bir eşcinsel hayata karşı kendi olabilme mücadelesi verirken,ailesinin itibarını da düşünmek zorunda bırakıldığı için,daha fazla yalnız hissedebiliyor kendini.En yakının,özellikle baba rolünün toplumsal baskısının dışlamak,aşağılamak gibi manevi yaptırımları,eşcinselin sessiz kalmasına sebep olduğundan eşcinsel olmanın bedelini şiddetten öte canıyla bile ödetebiliyor.Tıpkı Ahmet Yıldız cinayetinde olduğu gibi.Heteroseksizmin babaları egemen sistemin ne kadar esiri iseler,yapabilecekleri acımasızlık da o kadar büyük oluyor,evlat-mevlat dinlemiyor.İşte o yüzden homofobisi olmayan bir babası olması eşcinselin,kendisiyle daha erken barışmasını sağlayıp,heteroseksist bir hayata karşı daha güçlü ve mücadeleci olmasını sağlayabilir.
Eşcinselliğin sapıklık olarak tanımlandığı bir sistemde,heteroseksüel ebeveynlerden daha iyi ebeveynlik yapabildikleri kanıtlansa da,mecburiyetten evlenip çocuk sahibi olmuş gizli eşcinseller dışında,açık eşcinsellerin baba olmaları tahayyül bile edilemez.Göstere-göstere olmasın da,çocuğa nasıl babalık yapıldığı hiç önemli değil!Heteroseksizmin amacı yapısına uygun erkek! gibi çocuk yetiştirmek değil mi?;Vuran,kıran,yıkan...Yumuşak baba neyine ki çocukların.Alimallah soyu kurur heteroseksizmin.
İşin en zavallı tarafı da heteroseksizmi beslediği için gizli veya açılamayan eşcinsellerin içselleşmiş homofobilerinden dolayı,çocuklarının eşcinsel olmalarını istememeleri ve bundan çok korkmaları;Kendileri heteroseksizmden değil de,eşcinselliklerinden çok çektikleri için,bir de çocukları çekmesinmiş!Heteroseksizmin eşcinselliğin doğal olmadığını dayandırdıkları tezlerden birisi de,eşcinsel ebeynlerin bile çocuklarının eşcinsel olmasını istememeleri değil mi?E ne yapsın eşcinseller cinayete kadar varan homofobinin boyutunun büyüklüğünden dolayı.
Homofobik olmayan baba olabilir mi heteroseksizmin çok güçlü olduğu toplumlarda?Bilmem.Belki vardır ama benim pek inanasım gelmiyor.Heteroseksizme rağmen "Çocuğum keşke eşcinsel olmasaydı"demedikten sonra,samimiyetine inanamam.Amacım homofobik olmadığını savunan ebeveynleri eleştirmek değil,hatta eşcinsel çocuklarını kabul etme cesaretlerinden dolayı teşekür edilmeli onlara ama eşcinsellikle mecburiyetten değil de doğanın bir gerçeği olarak barış imzalanmadıktan sonra,eşcinsel çocukları anne-babalar bir noktaya kadar koruyabilir homofobiden.Eşcinsel bir yakınları olmadan da eşcinsellikle barışabilmeli,ecinsellere babalık! yapabilmeli heteroseksüeller aidiyet kaygısı duymadan gururla.
Google bile Babalar Günü'nde heteroseksizmin şekilciliğine uygun,logosunu cinsiyetçi bir şekilde kravatla süslüyorsa,"Gay Pride" ayında eşcinsellere eşit muamelede bulunmuyorsa daha çok babalara! geleceğiz demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder