Neyin iyi neyin kötü olduğunu içinde bulunulan sosyal statü tarafından belirleniyor.Maddeciliğin aşılamadığı, maneviyatın sadece felsefesinin yapıldığı dönemi yaşayan toplumlar çıkarlarını göz önünde bulundurarak erkek egemen sisteme ters düşen gelişmiş insan olabilme davranışlarını iyi yetiştirilme olarak tanımlamaz tabii. Heteroseksizmin erkekliğin iktidarda kalabilmesi için kategorileştirdiği cinsiyetlere verdiği rollerin gerekliliklerini yapması makbule geçendir. İktidarı elinde tutmak için ne yapması gerekiyorsa onu yapmalıdır. Kötü olmak bile yerine göre takdir edilir. Diğerlerinin olumsuzlukları heteroseksizmi beslediği sürece kabul görür. Örneğin erkek için şiddet mübah, diğerleri hak eden konumundadır. Erkek rolünün
sertlikten ödün vermesi tedavi edilmesi gereken bir bozukluktur,kötü örnektir sistemi tehdit eden. Eşcinsellikle o yüzden hep toplumsal yapıyı çökertecek ahlaksızlık bahanesiyle uğraşılır durulur hukuksal olarak, fiziksel olarak açık bir şekilde insan haklarına "tahrik" naniğiyle. Eşcinselliğin hastalık olarak tedaviye çalışılması homofobiklik değil, heteroseksüelliğin doğal bir hakkıdır doğal yapıya uymadığı gerekçesiyle. Dayanakları da canlıların, aslında heteroseksüellerin çoğalmasının tek yolunun üreme yoluyla olmasıdır. Eşcinseller üreyebilse başka bir bahane yaratılacaktır mutlaka .Büyük bir ihtimalle kötü bir tür yetişiyor diye de kısırlaştırılacaklardır eşcinseller. Yasal olarak eşcinsellerin çocuk sahibi olmaları engellemelerinin tek sebebi de temel olarak bu korku olduğuna hiç şüphem yok. İstedikleri şekilde yönlendirebilecekleri nüfusun azalması, eğitimin herkese ulaşarak bilinçlenip sisteme başkaldırı heteroseksizmi besleyen ve hızlı bir şekilde üretime katkı sağlayan toplumsal aile yapısına kötü örnek çünkü.
Heteroseksizmin devamlılığı için yapılması gereken neyse yapılacaktır mutlaka. Erkeğin şiddeti bu yüzden doğaldır, gerekli olandır, doğru olandır. Eşcinsel çocukların tedavi merkezlerinde eğitmenler tarafından masaya elleriyle sert bir şekilde vurdurularak erkekleştirildiklerini duydunuz mu hiç bu ülkede. En azından tahmin edebilirsiniz. Çevresel faktörler ve yetiştirilme tarzı da yumuşamanın en büyük sebebi olarak görüldüğü için eşcinsellikten kurtulabilmek adına tedavi denilen baskı yöntemiyle erkekliğin sertleşebileceğine inanılmasa da denemekten hiç sakınca görmezler. Düzeltilemiyorsa zaten kaybedilmiştir. Zararlı bir kayıp faydadır hatta sistemi artık rahatsız etmeyeceği için. Sistemin koşullanmışları da hem kendi çıkarlarını korumak hem de yarı içselleştirdikleri erkekliğin çıkarına uygun hareket edeceklerdir doğal olarak. Sonra bilimle-akıl ve mantıkla ters düşmemek için hep çevresel faktörlere-yetiştirilme tarzına oran olarak az veya çok bir pay vereceklerdir. Zaten her toplumun kanıt olarak sunabileceği bir bilim erkeği vardır çoğunluğu kandırabileceği.
Hep iktidarın korkusudur gelişmiş insan olmanın gerekliliklerini yerine getiren eğitim sistemleri ve yaşama biçimleri. Sadece prosedürde kalan eşitlik ve insan hakları söylemleri kendilerini korumak için çeşitli bahanelerle hep heteroseksizmin kalıbına uydurulmuştur .İnsan olmanın haklarını savunan daha ileri coğrafya birimlerinin hak kazanımı örneklerininse heteroseksizmin baskısının çok hissedildiği toplumlarda erkekliği koruyan öncelikli unsurlara ters düştüğünden bir geçerliliği olmamıştır.
Erkekliği ve çıkarlarını koruyamayan bir yetiştirilme tarzı ne kadar kaliteli olursa olsun hereroseksist toplumlarda bir değeri olamaz. Eşcinsel çiftlerin yetiştirdiği bireylerin de heteroseksizme katkısının olmayacağı gibi, zararı da olacaktır. Ailenin sadece kadınlık ve erkeklik temeline dayandırılmasının sebebi de homofobinin aile içinden başlayarak yaşamın tüm birimlerinde canlılığının korunması amacıyladır. Erkekliğin sertliğine çok inandırılmış yapılarda homofobik olmayan bir bireyin olabileceğine asla inanmıyorum. Homofobinin olmaması için önce erkekliğin iktidarının yumuşatılması gerekiyor.
Araştırmalar İngiltere'de eşcinsellerin heteroseksüellerden daha iyi çocuk yetiştirebileceğini kanıtlarken, bizde daha sadece çocuğunu kaybetmemek için homofobik olmadığını savunan ebeveynlerle eşcinsel çift oluşturulmasına bile çok uzakmışız gibime geliyor.
sertlikten ödün vermesi tedavi edilmesi gereken bir bozukluktur,kötü örnektir sistemi tehdit eden. Eşcinsellikle o yüzden hep toplumsal yapıyı çökertecek ahlaksızlık bahanesiyle uğraşılır durulur hukuksal olarak, fiziksel olarak açık bir şekilde insan haklarına "tahrik" naniğiyle. Eşcinselliğin hastalık olarak tedaviye çalışılması homofobiklik değil, heteroseksüelliğin doğal bir hakkıdır doğal yapıya uymadığı gerekçesiyle. Dayanakları da canlıların, aslında heteroseksüellerin çoğalmasının tek yolunun üreme yoluyla olmasıdır. Eşcinseller üreyebilse başka bir bahane yaratılacaktır mutlaka .Büyük bir ihtimalle kötü bir tür yetişiyor diye de kısırlaştırılacaklardır eşcinseller. Yasal olarak eşcinsellerin çocuk sahibi olmaları engellemelerinin tek sebebi de temel olarak bu korku olduğuna hiç şüphem yok. İstedikleri şekilde yönlendirebilecekleri nüfusun azalması, eğitimin herkese ulaşarak bilinçlenip sisteme başkaldırı heteroseksizmi besleyen ve hızlı bir şekilde üretime katkı sağlayan toplumsal aile yapısına kötü örnek çünkü.
Heteroseksizmin devamlılığı için yapılması gereken neyse yapılacaktır mutlaka. Erkeğin şiddeti bu yüzden doğaldır, gerekli olandır, doğru olandır. Eşcinsel çocukların tedavi merkezlerinde eğitmenler tarafından masaya elleriyle sert bir şekilde vurdurularak erkekleştirildiklerini duydunuz mu hiç bu ülkede. En azından tahmin edebilirsiniz. Çevresel faktörler ve yetiştirilme tarzı da yumuşamanın en büyük sebebi olarak görüldüğü için eşcinsellikten kurtulabilmek adına tedavi denilen baskı yöntemiyle erkekliğin sertleşebileceğine inanılmasa da denemekten hiç sakınca görmezler. Düzeltilemiyorsa zaten kaybedilmiştir. Zararlı bir kayıp faydadır hatta sistemi artık rahatsız etmeyeceği için. Sistemin koşullanmışları da hem kendi çıkarlarını korumak hem de yarı içselleştirdikleri erkekliğin çıkarına uygun hareket edeceklerdir doğal olarak. Sonra bilimle-akıl ve mantıkla ters düşmemek için hep çevresel faktörlere-yetiştirilme tarzına oran olarak az veya çok bir pay vereceklerdir. Zaten her toplumun kanıt olarak sunabileceği bir bilim erkeği vardır çoğunluğu kandırabileceği.
Hep iktidarın korkusudur gelişmiş insan olmanın gerekliliklerini yerine getiren eğitim sistemleri ve yaşama biçimleri. Sadece prosedürde kalan eşitlik ve insan hakları söylemleri kendilerini korumak için çeşitli bahanelerle hep heteroseksizmin kalıbına uydurulmuştur .İnsan olmanın haklarını savunan daha ileri coğrafya birimlerinin hak kazanımı örneklerininse heteroseksizmin baskısının çok hissedildiği toplumlarda erkekliği koruyan öncelikli unsurlara ters düştüğünden bir geçerliliği olmamıştır.
Erkekliği ve çıkarlarını koruyamayan bir yetiştirilme tarzı ne kadar kaliteli olursa olsun hereroseksist toplumlarda bir değeri olamaz. Eşcinsel çiftlerin yetiştirdiği bireylerin de heteroseksizme katkısının olmayacağı gibi, zararı da olacaktır. Ailenin sadece kadınlık ve erkeklik temeline dayandırılmasının sebebi de homofobinin aile içinden başlayarak yaşamın tüm birimlerinde canlılığının korunması amacıyladır. Erkekliğin sertliğine çok inandırılmış yapılarda homofobik olmayan bir bireyin olabileceğine asla inanmıyorum. Homofobinin olmaması için önce erkekliğin iktidarının yumuşatılması gerekiyor.
Araştırmalar İngiltere'de eşcinsellerin heteroseksüellerden daha iyi çocuk yetiştirebileceğini kanıtlarken, bizde daha sadece çocuğunu kaybetmemek için homofobik olmadığını savunan ebeveynlerle eşcinsel çift oluşturulmasına bile çok uzakmışız gibime geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder