Bir ülkenin başarısızlığının sebebi, o toplumun yapısı, bireylerinin hayata bakış açısı ve yaşam tarzıyla çok alakalı. Siyasete, yönetimlere, demokrasiye, spora, sanata, bilime, yaşam kalitesine, her şeye yön veren toplumun kendisidir. Kişiler kendileri istemezse, dışarıdan iteklemeyle hiçbir şey layığıyla olmaz ve başarılar da bireysel kalır, o da toplumu dönüştüremez. Bakınız son günlerde ülkemiz cayır cayır yanıyor ve koskoca toplum, yöneticilerin hiçbir şey yapmamasını sadece seyrediyor. Çünkü insanlar sorgulamıyor, sorgulayamıyor; hem kapasiteleri yok, hem de cesaretleri... Bir araya gelip, birader sen ne yapıyorsun diyemiyoruz. Bıçak kemiğe dayanınca çıkardığımız sesleri de kimse duymuyor. Çünkü hatlar kesik! Son 20 yıldır öyle geriye gittik ki...
Türkiye'ye gelen İranlı sığınmacılara hep diyordum ki, toplum olarak yöneticilere başkaldırsanız, onlar iktidar olamazlar. Onlar da diyordu ki, devleti öyle bir ele geçirdiler ki, tüm güçler kontrollerinde ve başedemiyoruz. Şimdi hak veriyorum. Ben hep derdim, Türkiye, İran olmaz. Biz laik bir ülkeyiz, direnç gösterebilecek özgüvenli bireyler var, izin vermeyiz falan... Biz günümüz koşullarına göre baskı anlamında falan İran'a dönüşmüşüz. Evet, itiraz edebileceğimiz bir mercii kalmamış, demokrasi diye bir şey kalmamış ve yanlışlara müdahale edebilecek, milleti koruyabilecek bir mercii kalmamış. Adalet yok, askeriye yok, muhalefet bile yok... Muhalefet, iktidara sen ne yapıyorsun diyemiyor, dese bile sözde kalıyor. Nereye gitsen, her şey, her yer iktidarın kontrolünde. Halk bile ele geçirilmiş ki, körü körüne iktidarı savunan bir çoğunluk var...
Vee olimpiyatlar. 1 tanecik altın madalya kazanabilmiş bu ülke. Sanat desen, hiçbir zaman sanatımızı evrenselleştirememişiz. Çünkü evrenselleştirmek istememişiz. Çünkü geleneksel yapımızı modernize edemiyoruz bir türlü... Bilim desen, eğitim sistemi dünya standartlarında olmayan bir ülkede bilim mi olur? Biz daha evrime inanmadığımız gibi, karşı bile çıkıyoruz. Çünkü toplum olarak hala Ortaçağ kafasındayız, her şeyi Tanrı'ya, dine bağlıyoruz. Batı'da din var ama din Batı'da sadece bir inanç; yönetime, siyasete, eğitime, bilime, sanata, spora, vesaireye sirayet ettirilmiyor. Biz okumuyoruz arkadaşlar, bilmiyoruz dolayısıyla; bize ne denirse, bildikleirmiz o kadar. Hayatı sorgulayamıyoruz, sorgulama kapasitemiz olmadığı için de, sorgulamak istemiyoruz.
***
Bana dinden, Tanrı'dan, geleneksel yapıdan, muhafzakarlıktan, Akapeden falan bahsetmeyin olur mu; bütün cinler tepeme çıkıyor!
Dün gece biraz hava almak için yürüyüşe çıktım, maşallah "köy yanar or*spu saçını tarar" misali parkta herkes çekirdek çitliyordu!
Yarın seçim olsa, akepenin kazanmayacağına dair umudum kalmadı artık! Ben bile pes ettim; Çünkü toplumda ışık yok!
Yangınların çıkış sebebinin, hala devletin kontrolü dışında çıktığına inananlar var; Bu kadar yangın aynı anda çıkar ve de devlet seyreder, yangına dair haberleri engellemeye çalışır mı?
Dün akşam internet sürekli kesik kesikti. Çünkü insanların sosyal medya üzerinden dile gelmesi istenmiyordu. Ne zaman devlet yaptığı bir şeye karşı tepki gösterilmesinden çekiniyorsa, hemen interneti kesiyor veya yavaşlatıyor, sosyal medyayı falan engelliyor, daha da önemlisi yaşanılan veya yaşattığı faciaları ele geçirdiği medyada haber olarak vermiyor. Mesela bir seçimlerde kaybedince elektirkleri kesip oylarda oynama yapmıştı, elektrik kesintisine de trafolara giren kedilerin sebep olduğunu söylemişti. Son yerel seçimlerde gene kaybettiğini anlayınca ele geçirdiği YSK aracılığıyla oy sonuçlarını 1 gün boyunca durdurmuş, oyları tekrar tekrar saydırmış, gene kazanamayınca seçimi yenilemişti. Sonra da muahalefetin hile yaptığını söylemişti kendi yapamayınca ve en önemlisi ne biliyor musunuz; iktidarın dediklerine inana büyük bir kesimin olması. Hile yapan iktidar ama muhalafetin hile yaptığına inanıyorlar. Yazık ya, gerçekten çok yazık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder