İnsanların, hakettiği yaşamı yaşadığını düşündüğüm için, başlarına gelen hiçbir şeye üzülmüyorum!
ZÜPPE!
Yolun ortasına park edimiş bir araba... Çöp arabası bile geçemedi. Karşı komşu söylendi. Ben de dedim ki, herhalde sarhoştu. Sonra binadan 20-25'lerinde , kolları tepeden tırnağa dövmeli, yakışıklı, bermuda şortlu bir züppe sinkaflu küfür ederek indi. O kadar bilinçsizdi ki, hatayı yapanın kendisi olduğunun, yaptığı küfürleri kendi hatasıyla dile getirdiğini, yaptığı küfürlerle ne kadar duyarsız ve cahil olduğunu herkese sergilediğinin farkında bile olmayan, kendine sorsan ambalajını dayanak göstererek çok akıllı-bilgili-kültürlü olduğunu söyleyecek olan ama bana göre aşağılık kompleksi hastalığına yakalanmış bir ruh hastasıydı....
Beeen, dış görünüşüne önem veren ve bununla hayatını ilerletmeye çalışan ama bir sayfa kitap bile okumayıp beyninin içi bomboş olan insanlardan nefret ediyorum.
Kulaktan kulağa bilgi, bilgi değildir; size ulaşıncaya kadar, at mikine konmuş kelebeğe döner. Bilgiyi yazılı kaynaklardan öğrenin
Sokak kedilerine mama bıraktığımız noktanın kapısına, ağaç parçası ile kilit yapmışlar. Eğer ben Türkiye'ye dışarıdan gelen bir turist olmuş olsaydım, aklıma hayvan düşmanlığı gelirdi. Çünkü adamlar sokak kedilerine mama verdirmemek için yıllardır uğraşıyorlar. Eğer ben vicdansız ve mantıksız biri olsaydım, ömrüm hapishanelerde geçerdi! Ne demek istediğimi anladınız değil mi? Hele bendeki bu cesaret varken, hele obneliğini bile bütün dünyaya açıklama cesaretinii gösterebilmiş ve bununla gurur duyan biri olabilmişken... Hayvan düşmanlarıyla uğraşmak, onlara hadleirni bildirmek hiç de zor olmazdı benim için. Bugün öfkem öyle bir kabardı ki gene... Gerçekten insanlar ne kadar aptal; çevre denilen bir şey olmasaydı, yani bitkiler, hayvanlar olmasaydı, oksijen olmayacaktı, yaşam olmayacaktı... İnsna türünün vicdansızlık ve matıksızlıktan başka hiçbir artı özelliği yok ki; olsa bile bu hayvanları ve bitkileri enterese etmez ve de onların yaşam haklarının gaspedilmesinin gerekçesi olamaz ki. Hayvanlara saygı duymayan insanların yakın mesafesinden geçmek bile beni çok rahatsız ediyor.
Hayvanlara saygı duymayan insanlarla aramda aslında kendilerinin bile göremedikleri duvarlar var ve kendileirne saygı duymadığı bilmiyorlar. Bu ne kadar bir zavalılık tahmin edebiliyor musunuz; nezaketen onlara saygu duymadığımı sergilemiyorum ama onlar ne bunun, ne de duyarsızlıklarının farkındalar...
BEN İNSAN TÜRÜNÜ HİÇBİR ZAMAN SEVEMEDİM!
Her insan zamanında çocuktur, bilgisizdir ama büyür ve öğrenir, doğruyu yanlışı ayırt etmeyi başarır. Ama bazı insanlar büyümez, büyümek de istemez veya büyüyemez; çünkü kapasite o kadardır. Benim de toplumsal içselleşmelerden dolayı yanlışlarım vardı. Mesela çocukluğumdan beri kedileri çok sevmeme ve hayvanların kurban edilmesine çok üzülmeme rağmen, ben de kesilen o hayvanların etini yiyiyordum. Et yemeden de yaşanabileceğini öğrendim. Farelerden çok korkardım, şimdi onları da çok seviyorum. Çocukken çiçek kopartmışlığım vardı ama şimdi asla çiçeği dalından kopatmıyorum. Çimlere yasak olduğu için basılmaz ama ben çimler ezilmesin diye basmıyorum. Gibi, gibi... Aslında çocukken de ağaçların kesilmesine, hayvanların binek veya taşıma aracı olarak kullanılmasına hep karşıydım... Ben sanırım insan türünü ve yaşam biçimini hiçbir zaman sevemedim.
Yaa, insanların hep dedikodumu yapmalarını hiç ama hiç anlayamıyorum. ÇÜünkü benim alengirli bir hayatım yok ki. Göründüğü kadar, dümdüz yaşıyorum. Rahatsız oluyor muyum dedikodulardan; duymuyorumki bile birileri söylemdiği sürece. Çünkü spor yapmak, dışında kimseyle sosyalleşmiyorumki bile. Çünkü ben kendi ve KEDİ dünyasında, internette yaşamaktan çok mutlu olan birisiyim. vE ÜSTELİK Hayatta kimseye zarar vermeyi bile düşünmeyen, yalan siylemeyen, doğal olan, hep faydacı olmaya çalışan, hep düzen ve huzur isteyen, elinden geldiğince herkese yardımcı olmaya çalışan birinin ne dedikodusu yapılabilir onu da bilmiyorum. Olsa olsa obne diyorlardır. Ondan kerisi iftiradır, karalamadır; bundan da utanması gerekenler, dedikodumu yapanlardır. Çünkü bir şey üretmek yerine, bomboş bir hayat sürmek, bombok bir şeydir!
Sosyal medya çağında belli bir tanınırlık sağlayanların dobralıkla fütursuzluğu karıştırması, aşağılık komplekslerinin hadsizliği
Tunç Soyer Başbakan olsa, bizi gerçekten anlar... Adam bisikletle işe gidiyor, çavdar hasat ediyor, eşcinslelere destek çıkıyor... Tam biz! Ama samimiyet ve gerçeklik, dürüstlük bizi bozar değil mi? Fazla gelir bize! Gelmiş geçmiş en sevdiğim lider...
Boğaziçi Üniversitesi'nde bir öğretim görevlisi eşcinsel bayrağı taşıdığı gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılmış. Eşcinselleri veya eşcinsel-insan hakları destekçilerini görevlerinden uzaklaştırabilirsiniz ama doğanın bir gerçeği olan eşcinselliği hayatın içinden çıkartamazsınız. Siz eşcinselleri ne kadar yok etseniz de, yok etmeye çalışsanız da yok edemeyeceksiniz. Onlar öyle veya böyle,
gizli veya açık varolmaya devam edcekler. Çünkü doğanın gerçeği bu. Dünyadaki bütün eşcinselleri yok etseniz de, heteroseksüel ilişkilerden eşcinsel çocuklar doğmaya, doğa eşcinsel yönünü üretmeye ve muhafaza etmeye devam edecektir. Sizin tanrınız homofobik olabilir(Burada ironi yapıyorum; yoksa belli bir kesime karşı olan nefretin cahillikten başka hiçbir açıklaması olamaz) ama bizim doğamız eşcinsel dostu; çünkü doğanın eşcinsel tarafı da var. Aslında homofobi, cahil insanların varolan her şeyin bütünün bir parçası olduğunu göremeyip, kendi bir taraflarından nefret etmesi, doğa ile barışamamasıdır. Yoksa eşcinselliğin kimseye bir zararı yoktur. Ahlakçılığı ve de eşcinsellik aileyi çökertiyor safsatasını artık bir tarafa bırakın. Sağlıklı işletemediğinizi aile kurumunun, cinsel yönelimle-eşcinsellikle ne alakaksı var? Varsa eğer, aileyi kuran heteroseksüeller olduğu için, sorunu heteroseksüellikte arayın derim!
Eşcinsel düşmanı her insan öldüğünde, dünya bir nefret yüklü insandan kurtuldu diye seviniyorum! Homofobik insanların ölmesini de dört gözle bekliyorum!
Açmışlar tırlak bir Arabesk şarkı son sese, bindikleri aracı binanın önünde bir ileri bir geri yaptırıyorlar. Hemen kapıya koştum. Çünkü kedilerim dışarıda. Anası beni görünce, aracı kullanan çocuğuna oğlum sen ne yapıyorsun diyor. Bizim binada kalıyorlarmış. Arabayı harlatan da, dün gece yol ortasına park ettiği için, çöp arabasının geçemediği, mahallelinin tepki gösterdiği, kulağına gidince de binadan küfür ederek çıkan çocuk. Ne demiştim; hasta ruhlu!!!
Bütün beddualarım kedilere zarar verenler için...
Ben ne kadar iyiniyetli biri olsam da aslında çok kindar birisiyim. Beni üzenleri asla affedemiyorum, çünkü aklıma geldikçe nefretim depreşiyor, çünkü canımı çok derinden yaktılar. Hatta onların ölmesini isteyecek derecede. Ve ölünce de vicdanım zerre sızlamaz. Mesela beni üzen 3-5-10 kişi var, hatta 100'lerce ama zaman geçince çoğunu unuttum gitti bile. Ölseler çok mutlı olurum. Gerçekten diyorum. Çünkü ben fuzuli insanların dünyayı işgal etmesinden çok rahatsız oluyorum. Mesela beni üzen bir kişi vardı. Şeytan çarpmışa dönmüş geçirdiği rahatsızlıktan dolayı. Yeminle söyüyorum, vicdanım zerre sızlamadı. Çünkü çok küçümsüyordu karşısındaki kişiyi. Başına bir şeyler gelmesini istediğim bir kaç kişi daha var. Bena eşcinsel olduğum için hakaret edenler mesela, arkamdan dedikodumu yapanlar. Onların kendilerine bir şey olmasını değil de, çocuklarının eşcinsle olmasını temenni ediyorum. Çünkü bu durum onları daha çok üzer, bu da beni daha çok mutlu eder. Çocuklaırnın ne suçu var diyebilirsiniz; o zaman sizin çocuklarınız ve yakınlarınız da eşcinsel ilişki yaşarken basılsın. Çünkü eşcinsellik kötü bir şey değil ki. Kötü bir şey diyorsanız, siz de homofobiksinzi ve uzuak durun benden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder