Bilimsel gerçekliği olmayan ve akademik bazda tartışılamasına gerek duyulmayan tabulaşmış hiçbir dogmatik görüşe saygı duymuyorum!
Beni en çok ne yaralayan şeylerden birisi, nezaketli zannedip de birer saygısız olan ikiyüzlü insanlar!
Müzik listesi, ama Amerika veya İngiltere gibi ciddi anlamda müzik listesi, bir şarkının kaliteli olmasında benim için çok önemli ölçüttür. Pop müzikten bahsediyorum; caz, opera veya şahsına münhasır özgün veya adult denilen yetişkin, belli kesime hitap eden popüler tınıları fazla kullanmayan şarkılardan bahsetmiyorum; popüler unsurlar taşıyan popüler nitelikteki pop şarkılarından bahsediyorum. Yani iyi bir pop bir şarkısının dinlenebilirliği benim için, listelik olup olmamasıyla çok alakalıdır. Eurovision şarkıları istisnalar hariç genellikle şova yönelik, bazı soundlarla vurucu yapılmaya çalışılan şarkılar. Slovu da, hareketlisi de, rock'ı da hep öyle. Ama disko gibi bazı tarzlar aradan sıyrılıyor, kalite olarak fark yaratıyor. Bu yıl da Eırovision'da benim için Litvanya, İzlanda ve Danimarka fark yaratan şarkılardı. Litvanya ve İzlanda finale yükseldi, Danimarka elendi. Litvanya'nınki dikkat çeken bir şarkı ama derece yapar mı şşüpheliyim. Çünkü herkesin müziğe bakış açısı farklı ve de politik bir yarışma ama bu seneki yarışmada yarı final oylamalarında isabetli seçimler yapıldı gibi..
İYİ GÜNLER
Kültürel anlamda coğrafya kaderimiz değildir, bu makus talihimizi değiştirebiliriz. Herkes dini anlamda farklı kültürlerde doğuyor ve herkes içselleştirdiği kültüre inanıyor ve bunun savunusunu yapıyor ama hiç düşünmüyor, mesela biz şuna inanıyoruz, onlar şuna inanıyor, herkesinki farklı şekillerde. Peki niye bizimki doğru olsun, onlarınki yanlış ki, onlarınkini yanlış bulup hatta kötülüyoruz ki? Mesela Perşembe hayırlı olup, niye Pazar günü veya 13 rakkamı uğursuz olsun ki? Bunlar bizim kendimizce kültürümüz kaynaklı yüklediğimiz şeyler. Yoksa güneş her gün aynı şekilde doğup batıyor. Günlerin adını bile biz koymuyor muyuz; niye farkı olsunki birbirinden? Burada bir hayata sağ duyulu bakamamak, yetersizlik sonucu bir aşağılık kompleksi ve dolayısıyla bir şeyleri kendimize yontmak, bazı şeyleri de kötüleyerek ötekileştirip kendimizi iyi hissetmek durumu söz konusu. Dar görüşlülük söz konusu burada. Oysa hayat aynı hayat, insan gene insan... Hayat görüşümüzü genişletsek, geliştirsek, sadece kendimizi veya değerlerimizi yüceltmek yerine, ötekileştirdiklerimizi aşağılamayıp sevgiyle yaklaşsak ve anlamaya çalışsak; DAHA İYİ OLMAZ MI? Bu karşı tarafın diğerlerine bakış açısı için de geçerli. İyi günler!
Bilimsel bilgiden yoksun, hiçbir konuda fikir beyan etmeyin. Bir anlamı yok. Sadece kendi egonuzu tatmin etmiş oluyorsunuz!
Varoluşunuzu bilimsel temeller üzerine gerçekleştirirseniz daha gerçekçi ve sağlam, dolayısıyla size faydalı olur.
Bugün bir kitap okusak ne kadar güzel olur değil mi; internetten bilimsel ve gerçekçi şeyler falan mesela...
Son günlerde siyaset dünyasına bakıyorum da, kötü bir senaryo diyip gülüp geçiyorum.
Siyasette şu sıralar herkes birbirinin arkasını açıyor ve gerçekleri görüyoruz. Zaten bunları tahmin ediyorduk. Beni düşündüren ise, hala birilerinin bunlara inanıp peşinde gitmeleri... Gökben'den bir şarkı çalabilir miyim; "Akılsız başa fayda yok, ne yapsan ne etsen de fayda yok!"
Herkes yaptıklarının hesabını bu dünyada verecek, vermeli; Tıpkı Çavuşesku, Kaddafi, Saddam, Taliban, Menderes, Karadziç gibi.
Benim vergilerimi tarikarlara, cemaatlere aktaranlardan mutlaka hesap sorulmalı!
Yeni Akit gibi gerici medya, eşcinsel derneklere Avrupadan fon akıtıldığını haber yapacağına, garibanın vergisinin tarikalara nasıl ve neden aktarıldığını araştırsa ya! Eşcinsel dernekler bari insan hakları mücadelesi yapıyor; tarikatlar ne yapıyor? Haaah, ne yapıyor?
Youtube tarikat yazıyorum, ilk video bu ve bunun gibi bir çok var daha. Öyle korkuyorum ki, saklanacak yer arıyorum! Akıl sağlığı ne kadar önemli anlatabiliyor muyum? Küçücük çocukları da böyle şeylere alet ediyorlar.
Cinselliğin ahlakla alakası yoktur; haksızlığın, adaletsizliğin, HIRSIZLIĞIN alakası vardır!!!
Filistin ile Güney Kıbrıs'ın selamlaşması... Voooov, bu ne hararet böyle! İnsanın heteroseksüel olsa bile bu harareti görünce eşcinsel olası gelecek!
Filistin lideri Arafat'ın AIDS'ten öldüğü bir gerçek. AIDS eşcinsel hastalığı değil ama Arafat'ın eşcinsel ilişkilerine dair kanıtlar (korumasıyla falan) var...
İçinde yaşadığımız coğrafyadaki hareketler niye böyle demeyin; sebebi bu coğrafyanın üzerinde yaşayan insanlar!
Çok anlamlı bir mizah değil mi? Papa tepki göstermiyor, iyi koşullardan dolayı o da Müslüman oluyor!
Bu coğrafyada yaşamaktan en keyif aldığım şeylerden biri dilidir. 5 dil bilseydim de, kendimi Türkçe kadar keyifli ifade edemezdim. Bulmaca gibi bir dil. Zenginleştirmeye o kada müsait ki... Bir de içine her dilden kelime sokulmuş ve sokulmaya devam ediyor ama sonuçta gene Türkçe. Eğer düzgün konuşulursa da su gibi akan bir dil...
Bİ KENDİNİZE GELİN ARTIK YAA!
Birisi Paris Hilton'ı Yahudi pornocu diye aşağılamaya kalkışmış. Ne kadar cahilce laflar. Pornoculuk kötü bir şey mi? Fiziğim müsait olsaydı, yeminle söylüyorum pornocu olurdum. Çünkü hem zevk alacaksın, hem de oyunculuk yapacaksın, hem de para kazanacaksın, hem de herkesin belden aşağıda olsa beynine gireceksin, zevk nesnesi olacaksın, hayallerini süsleyeceksin, onları şaha kaldırıp mutlu edeceksin vesaire... Ayrıca Paris Hilton'ın pornoculukla ne alakası var; oyuncu ve şarkıcı sosyetik birisi. Hayatını da dünyada en düzgün ve kaliteli yaşayan insanlardan birisi. İnsanları önyargılarla etiketleyip onlar üzerinden nefret kusmak, cahilliktir düpedüz.
İmkanım olsaydı, bilimsel bilgi okuması için herkesi 3 saat okuma odasına kapatır, gerçek dışı her şeyi yasaklardım!
Gerçekle alakası olamyan şeyleri konuşanların falan ağzına bir terlik patlatasım geliyor!
Bugün Güneş, İkizler takım yıldızının etkisine girdi. Herkes bir ay boyunca İkizler burcu gibi olacak! Bi dediğiiz bi dediğinize, bi yatığınız bi yaptığına uymayacak. Anı yaşayacak, ana göre hareket edeceksiniz. Hatta ne oluyor bana diyeceksiniz. Belki İkizler burcunu o zaman anlayabilirsiniz. İkizler'in işi gerçeten çok zordur... Herkese kolay gelsin. İkizler'in güzel tarafı, içlerinden geldiği gibi yaşayıp hiçbir anı kaçırmamış olmaları...
Yemeyin bizi... İktidara göre RTÜK'lük yapmıyorsanız; Eurovision şarkı yarışması niye yasak, eşcinsel sahnelere neden ceza kesiliyor, eşcinseller neden televizyondan uzaklaştırıldı. Bi de bizi salak yerine koyuyorlar yaa... Yaa sabır; gel 2023 gel..!
Veteriner mi, tüccar mı? Bacağı kırılan kediye, diğer masraflar hariç sadece ameliyat için 2 bin lira istemiş.
Açık ilişki; iki tarafın da özgür iradesiyle birbirlerini herhangi bir konuda kısıtlamadıkları, karşılıklı olarak bireysel özgürlüğe saygı duydukları, tarafların başkalarıyla ilişki yaşamasını ayrılık sebebi olarak değerlendirmedikleri, duygusal ve cinsel bir bağdan oluşan ilişki türüdür.
Ben açık ilişkiyi de sevmiyorum; tamamen bağımsız ilişkiyi seviyorum. Çünkü ne kimse benim sahibim olabilir ne de ben başkasının.!
Çerkes Sürgünü ya da Çerkes Soykırımı, Rusya'nın Çerkesya'yı işgalinin ardından, 21 Mayıs 1864 tarihinden sonra yoğunlaşmak üzere, Rus İmparatorluğu tarafından Çerkes halkına gerçekleştirilen toplu katliam, etnik temizlik, tehcir, ve sürgün.
Ben Çerkesleri niye çok severim biliyor musunuz; çünkü bu kültüre o kadar çok şey kattılar ki ve asla bu ülkeye ihanet etmedikleri gibi, belki de en çok da onlar sahip çıktılar... Buna rağmen Türkiye, Çerkes Soykırımı'nı tanımıyor. Niye; Rusya ile ekonomik ilişkilerin bozulmaması için mi?
Transseksüeller stigmalarla karşılaşıyormuş. Anladınız mı? Stigma: Damgalama. Sosyal damgalama, bir kişiyi toplumun diğer üyelerinden ayırmaya hizmet eden algılanabilir sosyal özelliklere dayalı olarak onaylanmaması veya ona karşı ayrımcılıktır. Sosyal damgalar genellikle kültür, cinsiyet, ırk, sosyoekonomik sınıf, yaş, cinsel yönelim, zeka ve sağlıkla ilgilidir.
Dünyadaki savaşlar, gücü elinde bulunanlar tarafından bitirilmek istenmediği için bitmiyor. Liderleri atın, bakın halk nasıl anlaşacak!
İnsanlar anlaşamazlar, kavga ederler ve küserler; Kavga öyle veya böyle biter. Savaşlar niye bitmiyor; çünkü çıkar var!
Ben İsrail ile Filsitin'in savaşının bitmediğine değil, bitirilmek istenmediğine inanıyorum; tıpkı dünyadaki bütün savaşlar gibi.
Ben birisiyle anlaşamazsam kavga ederim, laf anlatamıyorsam da konuşmam. Aynı coğrafyada küs olarak da yaşanabilir!
Mesela birisi beni savaş galeyanına getiremez. Kaçıncı yüzyıldayız tanrı aşkına? Aklınız varsa oturup konuşur, çözüme gidersiniz!
Ben bu ülkede bir heteroseksüel kadar vatandaşlık görevimi yerine getirdim. Bir eşcinsel olarak askeriğimi yaptım, sigortamı yatırdım, vergimi ödüyorum ama bir heteroseksüe kadar sosyal haklarım yok. Evlenemiyorum, çocuk sahibi olamıyorum ama heteroseksüellerin evlenip istediği kadar çocuk yapma hakkı var ve bu çoğalma yüzünden benim sosyal haklarımı da gasp ediyorlar. Benim de bir erkeği eşim olarak, çocuklarım olarak da hayvanları sosyal haklarımdan faydalandırma hakkı olmalı. Devletin kendi ahlak anlayışı veya demokrasi anlayışı yüzünden, benim hakkımı başkalarına verme hakkı olamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder