19 Aralık 2020 Cumartesi

18-19 Aralık 2020 fcebook notlarım

18 Aralık

Bir ülkede Korona bahanesiyle 4 gün Yılbaşı yasağı getirileceğine ve de din fanatikleri sevindirileceğine, nasıl bilinçsiz bir toplum yaratıldığına üzülünmeli. Eğer insanlar eğitimli olsa, sağlıkları konusunda bilinçli olurlar ve yasaklara gerek kalmadan herkes kurallara dikkat eder. Tabi miletin Korona konusunda kendini bu kadar salmasının arkasında, Covid ölüm rakamlarının çok düşük gösterilmesi olabilir mi? Ben 80 milyonluk ülkede Covid ölümleirnin günlük 200'den fazla olduğuna inanıyorum, kimse de 200 olduğuna inanmıyor zaten. Günde 2 bin kişi öldü denilsin, bakalım insanlar ne kadar salacak kendini?

Jüridekiler Bahar'ın kendileriye dalga geçtiğii biliyorlar ama Bahar'a karşı egoları o kadar kabarık ki, Baharı altetmeye çalışırlarken, Bahar'ın kendileriyle dalga geçtiğini gene unutuyorlar. Bahar, jüri ile yarışıyor ve her gün kazanıyor! Jüri, Bahar'ın 1 alınca amacına ulaştığını göremeyecek kadar kör gerçekten!

Türkiye ve GİBİ ülkelerin en büyük ve tek sorunu insan haklarına, hayvan haklarına inanan demokratik ve bilimsel bir ülke olmak mı; yoksa hayatın gerçeklerine dogmatizm-din-bilimsel hiçbir gerçekliği olmayan maneviyat üzerinden değerlendirme yapan ve açıklama getiren akıl ve mantık dışı bir ülke olak mı arasında doğru bir karar verememeleri. Hayatta varolan her şeyin bilimsel bir açıklaması varken, her işin başında bir şeyleri yukarıya havale etmek, yukarıdan bir şeyler beklemek kişisel inançtan başka hiçbir şey olamaz. Kaç günlük hava durumunu önceden tahmin edebilme seviyesine gelmişken, yağmur duasına çıkmak gibi bir şey bu. Herkesin manevi bir tatmin şekli vardır ve buna sonsuz saygım var ama cahillik; demokrasinin, insanca yaşama hakkının önüne geçmesin artık!

EŞCİNSELLİĞİ ELEKRO ŞOK İLE TEDAVİ ETMEYE ÇALIŞAN DOKTORLARIN ÇÜKÜNE ÇÜKÜNE ELEKTİRK VERECEKSİN; PİSLİKLER!

Bugün elimdeki güç yetersizliği için Ünversite hastanesine EMG çektirmeye gittim. Çekim esnasında ellerime, ve kollarıma eloktro şok dalgaları verdiler. O kada kötü bir şey ki... Sağlığın için dişini sıkmak zorundasın ama şiddetli acıdan istem dışı bağırıyorsun. Sonra bugün İngiltere'de bir eşcinselin 20 yaşlardayken eşcinsellikten kurtulunması için üniversite hastansinde şok dalgaları verilerek tedavi edilmeye çalışıldığını okudum. Gözünün önünde erkek ve kadın resimleri geçiriyorlarmış. Kadın resimleri geçerken hiçbir şey yapmıyorlarmış ama erkek resimleri geçerken erkeklerden soğusun diye elektirk şoku veriyorlarmış.  Adam kadınlara yönelmeyi denemiş, psikologların tavsiyesi üzerine bir kadınla 42 yıl boyunca hiç cinsel ilişki yaşamadığı formaliteden evlilik bile yapmış ama eşcinsellikten tabiki de kurtulamamış. Çünkü eşcinsellik genetisel bir yapıdır ve değiştiirlemez. Adam elektro şokun yarattığı travmayı hiçbir zaman üzerinden atamamış ve hali hazırda stres bozukluğu ve zihin problemleir yaşıyormuş. Tedavi gördüğü üniversite, elektro şok verdiğini kabul etmiş ama öür bile dilememiş.

19 Aralık

Tarih, bugün çok özel bir doğuma şahit oldu. Benim çocukluğumdan günümüze dünyadaki kadın popstarları Tina Turner, Madonna, Cyndi Lauper, Whitney Houston, Mariah Carey ve Celine Dion... olarak sıralayabilirim. Ama en son çıkan Christina Aguilera ses ve görüntü olarak bunlarım bir karışımı (Tina Turner kadar sahne canavarı, Madonna kadar özgürlükçü, Cydi Lauper kadar çılgın, Mariah Carey kadar ses oktavlı, Whitney Houston kadar sesi terbiyeli, Celine Dion kadar diva) ve dolayısıyla en mükemmel hali gibidir. Evet, Christina Aguilera bugün 40 yaşında. İyi ki doğdun, iyi ki benim en starım oldun; sen içimdeki fırtına, içimdeki özgürlük, içimdeki çocuk, içimdeki doğallık ve samimiyet, içimdeki kadınsın! Seni çok seviyorum. Nice yaşlara. Evren seni hiç susturmasın, hep bize şarkı söylemeye devam et. Bil ki, çok uzaklarda bile, senin tanımadığın, seni çok seven insanlar var. Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve nice başarı dolu yıllara.

Miley Cyrus'ı da seviyorum ama Chriatina Aguilera'nın bir imitasyonu olabilir en fazla. Bir daha Christina Aguilera gibisi asla ve asla gelemez. O müziğin tanrıçası!

Daha biraz daha yaşlanınca oturma odam böyle bir şey olacak. Mor tonlar ve sadece bir sandalye... Müziğim, bilgisayarım, kitaplarım... Huzur içinde ve sapsade ölmek istiyorum!'

Batı'daki sahne performanlarını ağzım açık izliyorum. O kadar profesyonelce ki...

Müzik adına, sevdiğim sanatçıların diskografisini ve biyografisini bilmekten çok keyif alıyorum... Beni besliyor!

Christina Aguilera bir LGBTİ bireyidir. Çocuklarını doğurdu, kocayı boşadı!

#EYT 'LİLİĞE ERKEN EMEKLİLİK DİYENLERE, ERKEN SEÇİMDE OY İLE CEVAP VERMEK!

Tüm EYT'liler bir bir emekli oluyorlar. EYT'li olduğumuzu unutmuyoruz, unutturmaycağız da; EYT'liler tarihte hakkı yenen en kitlesel kesimdir. Çünkü en büyük hak emektir, alın teridir. Tarih bunun hesabını er ya da geç soracaktır. Gençsiniz emekli olmazsınız dediler, yaşlısınız çalışamazsınız dediler. Her birerimizin 7-8'er yılımızı yediler. Hak mücadelemizi görmezden geldiler, tınlamadılar. Hakkımız için vurup kırmadan mücadele ettik ve sabrettik! Yakında 3. emekli maaşımı alacağım. Bize yaşlısın diyenlere ve emekliliğimi geciktirenlere diyeceğim bir iki şey var. Bu yılın başından itibaren sağlık problemleri yaşamaya başladım. Diz eklemlerimde problemler başladı. Sol elimde güç kaybı oluştu. Hani 50 yaş ve üzeri olan biz EYT'liler hükümete göre gençtik ya; gençlik denilen şey sağlık problemlerinin başladığı 50 yaş üzeri olan bir yaş mıdır? 50 yaşından önce açlık sınırının altında bir hayat, 50 yaşından sonra sağlıksız bir hayat! Hakkımızı helel ediyor muyuz? Şahsım adına etmiyorum; fitil fitil çıksın! Ben hiçbir zaman muhafazakar iktidarlara oy vermedim; bunadan sonra da hakkımı yiyen muhafazakar iktidarın karşısında kim varsa, ona oy vereceğim. Hesap sorabileceğim tek yol, hakkımı yiyenlerin karşısında oy kullanmak. 2021'de erken seçim olacak ve EYT'liliği erken emeklilik diyenlere cevabımı oyumla vereceğim! ya siz?

Bakan kendi ekonomik durmunu baz alarak açıklama yapıyor omalı ki, "Türkiye'de yoksulluk yoktur!" diyor. Mmmm! İlginç!

AKP'li kadın bir milletvekili çıkıp açıklama yapıyor: "Türkiye'de karakollarda çıplak arama yoktur". Sonra çıplak arama yapılanlar, bir bir sosyal medyadan açıklama yapıyorlar çıplak arama yapıldığına dair. Buna ne diyecekler bakalım?

Her şeye eyvallah da, insanlar kendilerine yapılan haksızlıklara, bu çağda bile niye sesini çıkarmıyor; herkes mi yandaş, yoksa çok mu korkaklar, yoksa herkesin sakladığı-gizlediği-gebe olduğu bir şey mi var?

Geleneksel toplumlarda sorun şu; insanların haklarının bilincinde olmaması, körü körüne bir şeylere bağlı kalması!

Arkadaşlar şimdi ben, söz gelimi muhafazakarım diye, bana hiçbir şey vermeyen muhafazakar bir partiye niye oy vereyim ki?

İnsanlara diyeceğim o ki, bir tanecik hayatımız var ve onu hiç kimse ve hiçbir şey için feda etmeyin! Salak olmayın yani! Değmez!

İNSANIN AŞKI TANIMI TECRÜBELENDİKÇE DEĞİŞİYOR, AŞKIN ESKİ BİR YALAN OLDUĞU KANITLANIYOR!

İnsan, beden enerjisiin yüksek olduğu yaşlarda elbette toplumsal içselleştirmelere prim verip kendini duygusal ve bedensel olarak gerçekleştirmenin cazibesine kapılabiliyor ama eğer insan kapasitesini kullanıp hayatı tecrübeleyebilirse, şu aşk meşk meseleleri falan hükmünü öyle kaybediyor ki... Bir kedinin hastalanması, insanların açlıkla mücadelelerinin, vesairenin yanında aşksal tabir edilen ikili ilişkikler falan öyle sıradanlaşıyor ki... Hani aşk diye yerlere göklere sıdırılamayan duygusal durumların, dürümle doyurulan karınlar gibi sevişince geçen bir şey olduğu çok kolay anlaşılabiliyor. Sevdiği kişiye ait veya sahip olmak isteyenlerin hastalıklı durumu, gerçekten tedavilik bir hastalıktan başka bir şey olamaz; aşkınız depreşince bir seans sevişin, bakınız hiçbir şeyiniz kalmaz. Eğer sevişmeyi rutinleştirirseniz, aşk diye bir şeyin olmadığını, toplumsal bir takıntı olduğunu anlarsınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder