9 Ağustos 2020 Pazar

İKTİDAR, SİSTEM, VİCDAN, DEMOKRASİ, KEDİLER, EŞCİNSELLİK VESAİRE

Bir toplumda iktidarlar eleştirilmek yerine övülüyorsa, orada bir cehalet vardır, çıkara dayalı yağcılık vardır, efendi köle ilişkisi vardır, bağımlılık vardır... İktidarlar övülmez, eleştirilir; çünkü onlar zaten yaptıklarını görevleri icabı yaparlar, övülmek için değil; eleştireceksin ki rehavete kapılmasınlar, eleştiresin ki toplumu iyileştirmek için daha çok çabalasınlar... Bir de iktidartların sosyo ekonomik durumu vatandaşınkinden 1 kuruş bile fazlaysa, o iktidar iktidarlığı haketmez. Orada bir adaletsizlik vardır, haksızlık vardır. Beeeen, kendim yemeyip kedilerime yediriyorsam(insanlar bana her ay çuvallarca kedilere mama ve marketten protein ağırlıklı onlar için yiyecek almama deli gözüyle bakıyor; oysa benimki sadece çevrecilik, doğayı korumak adına vicdani bir hareket. Ben hayatımı günlük 1500 kalorilik besinle idare edebilirim ama eğer çevreyi korumak adına bir şey yapmıyorsak-bu hayvanları yaşama kazandırmak da olabilir, bir bitkiyi doğasına uygun yaşamasını sağlamak da-, bu hayatın verdiği akıl ve mantığı doğru bir şekilde kullanamamak demektir. Ben gerçekten hayvanlar gibi içgüdüsel yaşamayı çok ayıp buluyorum. İnsanlara bakıyorum, hayatlarını rutine bağlamışlar; ev, araba, tatil, sevgili, seks, eğlence, yeme-içme, lüks yaşam... Ne bunlar; ihtiyaç mı; hayır sadece bilinçsizlik kaynaklı fuzili şeyler. Böyle bir toplumun da iktidarından herhalde bilim, eğitim, eşitlik, özgürlük, adalet, vicdan, empati, vesaire bekleyemeyiz değil mi?), parantezi uzu8n tuttum pardon, eğer ben kendim yemeyip kedilerime yediriyorsam, iktidarlar da hatta aç kalıp vatandaşınıo düşünmelidir. Niye resmi kişilere bir çok şey bedavayken, bir de asgari ücerin 10-20 katı maaş alıyorlar? Aynı coğrafya koşullarında, hatta vatandaşlar daha kötü koşullarda yaşamıyor mu? Dediklerime eğer cevap verilemiyorsa, burada akıl ve mantık çerçevesinde, vicdani bir şekilde hareket edilmiyor demektir.

KALKINMAK İÇİN NÜFUS "PLANLAMASI, EĞİTİM VE ÜRETİM"+"EŞİTLİK-ÖZGÜRLÜK-DEMOKRASİ"+HAYVAN HAKLARI ŞARTTIR!
-Bir ülkede halk cahil kalsın diye eğitime değil hurafelere önem veriliyorsa,
-insani yaşam değerlerinin yüksek tutulması için nüfus planlaması yapılması yerine, iktidarları desteklemek için nüfus arttırılmaya çalışılıyorsa, dolayısıyla eğitim yetiştilemeyip halk cahil bırakılıyorsa,
-halk karın tokluğuna çalıştırılıp başını kaldırmasına izin verilmiyorsa, dolayısıyla sisteme bağımlı kılınıyorsa,
-eğer üretim kasıtlı olarak durdurulup ithalata yöneliniyorsa burada bir diktatörlük var demektir.
Daha da önemlisi eşitlik ve özgrülük yoksa, orada demokrasiden bahsedemeyiz.
-Bir ülkede insanlar, insan hakları çerçevesinde yasalarla değil de, din gibi dogmalarla yönetilmeye çalışılıyorsa, geri kalmış ve geri kalmaya mahkum bir toplum demektir.
-Bir ülkede iktidardakilere benzemeyen ve iktidarı desteklemeyenlere ayrımcılık yapılıyorsa, o ülkedeki bütün vatandaşların sonu tehlikede demektir. Gün gelip hepsine ayrımcılık yapılacaktır. Çünkü sömüre sömüre sömürecek öteki kalmayacak, sıra kendi yandaşlarına gelecektir.
-Bir ülkede düşünce özgürüğü yoksa, o ülke düşünemeyen vatandaşlardan oluşan bir topluma dönüşür. Düşünememek de kendini ifade edemeyip robotlaşmak demektir.
-Bir ülkenin her bir vatandaşının bile temsiliyeti yoksa, o ülke kaostan kurtulamaz ve huzura kavuşamaz. Temsiliyet olmayan yerlerdeki haksızlıklardan çıkan kavgalar sulh edilemez çünkü.
-Bir ülkede hayvan haklarına önem verilmiyorsa, insan hakları olmaz. Çünkü hayvanlara kötülük vicdansızlıktır ve hayvanlara işlemeyen vicdan, insanlara da işlemez!

Hayvanlar, insanların farklı bir seviyesi. O yüzden, yani insanlar hayvanları düşünmediği için, ben insanları sevemedim. Ne kadar hayatı paylaşsam da insnalarla, istisnalar hariç insan türünü sevmiyorum. Hak etmiyorlar çünkü. Bir hayvanı yaşatmak yerine, gitip restoranda et yiyiyorlar! Yemeyin yaa et, ÖLMEZSİNİZ!

Keşke insanlar biraz düşünceli olabilselerdi!

Lilly ve yavruları evet benim yatağımdalar: İşiyorlar da, sıçıyorlar da elbet. Ama olsun. Yeter ki hasta olmasınlar ve mümkün olduğunca uzun yaşasınlar... BEN VİCDAN DENİLEN ŞEYLE YAŞIYORUM. O OLMASAYDI, BELKİ DÜNYAYA BİLE GELMEZDİM! Bir anda 7 yavru yapan bir kediye sahip olmak, herhalde evrenin şanslı kullarından olduğumu gösteriyor. Düşündükçe mutlu oluyorum! Evren verdi mi veriyor, vermek istemedi mi de kısır bırakıyor. VARDIR BİR BİLDİĞİ!

BU PARAGRAFIMI KULAĞINIZA KÜPE YAPIN!
Eşcinsellik geni ile dişinin doğurganlık geni aynı olduğu bilimsel bir gerçek. Okumanız yazmanız varsa, araştırıp öğrenebilirsiniz. Eğer eşcinsellik olmasaydı, dişinin doğurma özelliği olmayacaktı. Eşcinsellik nesli tüketen değil, sürdüren bir faktör! Eğer öyle olmasaydı, eşcinsellik milyarlarca yılda mutasyona uğramaz mıydı? Tabi ben kime ne anlatıyorum değil mi; eğer bir toplumda evrim denilen şey bilinmiyor ve Ona inanılmıyorsa...

Sokaktan geçen 100 insandan 99'unun eline bir konu tutuşturup hadi bunu araştır-öğren ve yarın bir toplantıda anlatacaksın desen, ne bunu yapabilirler, ne de yapmak isterler. İşte böyle bir sistemdekilere akıl ve mantık çerçevesinde hiçbir şey anlatamazsın, ANLATAMAZSIN, ANLATILAMIYOR..!

Matrix filminin, transseksüelliğin mecazi bir anlatımı olduğunu biliyor muydunuz; yazarı ve yönetmeni trans bir kadın zaten!

Yobazlar, Matrix filminin bir transseksüelik mecazı olduğunu öğrenirlerse, eşcinselliğe özendiriyor diye bu filme savaş açarlar!

Zeki Müren ve Bülent Ersoy'a özenerek eşcinsel oldum diyen bir tane bile geri zekalı bir eşcinsel var mıdır şu hayatta?

Çok merak ediyorum; lezbiyenler kime özenerek eşcinsel olmuşlar acaba? Yobazların buna bir açıklaması var mı? Olamaz; çünkü lezbiyenlik heteroseksizmi tehdit etmiyor!

Bir insan karşımda bilimsel dayanaklardan uzak hurafelerle saçma sapan konuşuyorsa, ......n kılları diken diken oluyor!

BU NASIL EŞCİNSELLİK diyebilirsiniz? Heteroseksizmi tehdit eden eşcinsellik! Jon Kortajarena'ya kadınlar falan iç geçirip, sonra da nasıl gay olur böyle bir erkek diyebilirler. Eşcinselliğin, biyolojik cinsiyetle kafanızda şekillendirdiğiniz gibi bir paralelliği yok ne yazık ki? Erkek gibi sapına kadar erkek hemcinsine aşık olabiliyor işte. Jon Kartajarena dünyaca ünlü İspanyol model ve Luke Evans'ın partneri. Kafanız kabul etmekte zorlanabilr ama öyle.

Çok tatlı bir eşcinsel erkek; Jon Kortajarena... O bir eşcinsel, o bir eşcinsel, O BİR EŞCİNSEL... Ay eşcinselliği adeta kutsuyorum, çok harika bir duygu bu!

ERKEKTEN DAHA ERKEK EŞCİNSEL-LİK!
Eşcinsellik feminenlik değildir; etrafınızda gördüğünüz kadınsı eşcinseller, toplumsal cinsiyetin etkisinde kalıp, erkek kadın rollarinden birini seçmeye kendini zorunlu hissedenlerdir... Zaten cinsiyet kavramı bile yok, heteroseksizmin bir uydurması. Yani kadın veya erkek doğulmaz, OLUNUR. Mesela ben biyolojik olarak erkek, cinsel yönelim olarak eşcinsel, ama cinsiyet olarak hiçbir şeyim; nasıl oluyor ki kadın veya erkek gibi olmak; bunun bir usulü mü var; o bildiğiniz kadınlık ve erkeklik sizlere dayatılan ve öğretilen, içselleştirdiğiniz şeyler. Yoksa hayatın kadıncası veya erkekçesi diye bir şey yok. Heteroseksizm kadınlık ve erkeklik üzerinden varolduğu için, bunu muhafaza etmeye çalışıyor. Yobazlar eşcinselliğe o yüzden karşı işte; iktidarı kaybetmek istemiyorlar. Çünkü cinsiyetsizlik olursa, kime kim ile hükmedecekler? Tabi çoğunluk daha hayatın o dersine gelmediği için, kendilerine sunulanlara inanacak... Yazdıklarıma, bir çoğu sen ne diyorsun be diyeceğini biliyorum...

EŞCİNSELLİKTEN RAHATSIZ OLUYORSANIZ, ÇOCUK YAPMAYACAKSINIZ; BAŞKA ÇARESİ YOK!
Muhafazakarlar, içinde eşcinsellik var diye İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıkıyor. E hayatın içinde var eşcinsellik ve eşcinseller. Onları ne yapacaksınız? Hatta anne-babanızın genlerinde var ki, eşcinseller doğuyor. Genleri ne yapacaksınız? Biliyorum, eşcinsellik sonradan özenilerek oluyor diye kendinizi kandırmaya devam edeceksiniz! DEVAM! Eşcinseller de doğmaya devam! Eşcinsellerin doğmasını istemiyorsanız, çocuk yapmayacaksınız; bu kadar basit.

Eşcinsellikten rahatsız oluyorsanız, çocuk yapmayacaksınız; çünkü doğanın eşcinsellik kotası var! Kalü beladan beri..!

Bilim ve tıbba göre bir çocuk ana rahmine düştükten sonra eşcinsel ise eşcinseldir ve eşcinsel doğar. Sadece eşcinsellik olarak değil genel anlamda bile insan yapısına çevresel faktörlerin etkisi sıfırdır. Çevresel faktörler ancak karakter oluşturabilir, yapıyı değiştirmez. Gidin sorun bilim insanlarına ve de hurafik olmayan doktorlara; aynısını söyleyeceklerdir.

Bir doktor, insan çamurdan yaratıldı, her şey gökten gelir, şifasını versin dese inanır mısınız, kabul eder misiniz veya o doktora muayeneye gider misiniz? Peki hocaların dediğine niye inanıyorsunuz?

Eşcinselliğin sonradan olduğuna inanan biri olsam, eşcinsellik doğuştandır diyen doktora ben olsam asla muayene olmam. Çünkü bu bana göre onursuzca. O yüzden eşcinsellik günah diyen hocalara da asla inanmıyorum. Aslında hurafelere göre hareket edenlere doktorluk diploması verilmemeli; çünkü eşcinselleri ve transseksüelleri kadın mı erkek mi belli değil diye muayene etmiyorlar veya iyileştireceğiz diye işkence yapan psikologlar var. Ortaçağ zihniyetinin günümüz tıbbında ne işi olabilir ki!

Heteroseksüel cahillerde şöyle bir kafa var; dünya heteroseksüel, sapık olan eşcinsller de dünyayı eşcinselleştirmeye çalışıyor. Oysa dünya üzerinde ne varsa, hayata-doğaya dairdir. Doğal ve hayata dair olmayan şey, akıl ve mantığını kullanmayanların cahillliği, yobazlığıdır! O yüzden dünya eşcinseldir de! Sen ister kabul edersin, istersen kıçını yırtarsın homofobinle!

İki yıldır sevişiyoruz sanırım, belki daha fazladır. Sevişmemiz hep onun sadece orgazm olması doğrultusunda. Hep erkekliğine bir şey gelecekmiş tedirginliği içinde sadece boşalıp gidiyordu. Sevişmiyor, öpüşmüyordu. Farklı doğrultuda bir beklenti içinde değildim de. Çünkü ben kişinin seviyesine göre hareket ederim. 2 gün önceki gece ne olduysa, bambaşka biriyle karşılaştım. Sevişti benimle, öpüştü... Bir kadın gibi hareket etmeye, teslim olmaya başladı. Bana yaklaşımı çok samimi ve sevgili gibiydi. Orgzm olduktan sonra da küt diye kesilmedi sevgisi, ilgisi, dokunuşları. İlişikimiz hard seksten, sevgiye dönüşmüştü bir anda. Çünkü içindeki kadını, eşcinseli artık serbest bırakmıştı. O da rahatladı, ben de... Giderken kopamıyordu adeta benden. Aslında kopamadığı ben değildim, bugüne kadar içinden tam anlamıyla çıkartamadığı ve barışamadığı eşcinselliğiydi. Hayırlı bir hayat yolculuğu diliyorum eşcinselliğiyle. Bir eşcinselin kendisiyle barışabilmesine vesile olduğum için huzurlu hissediyorum kendimi. Umarım benden sonra birileriyle de sağlıklı bir şekilde devam ettirebilir cinsel yönelimini. Çünkü ben bugün varım, yarın yokum... İnsanların homofobik bir toplumda cinsel yönelimleriyle barışabilmeleri için, karşılarındaki insanın onlara vereceği güven duygusu, onların cesaretleri için çok önemli.

LANET OLSUN HOMOFOBİYE!
Bir eşcinsele, sırf eşcinsel diye, bu şekilde davranmak, sadece cahilliktir, vicdansızlıktır. Ve bir eşcinsele bu şekilde davranırsanız, o eşcinselin de aynı şekilde kendini savunma hakkı doğar. Siz benim canımı yakarken, canımı yakanlara teşekkür edeceğimi mi sanıyorsunuz?
Eşcinsellere yapılanların, gün gelecek, elbet hesabı sorulacaktır, öyle ya da böyle. Kötü davrandığınızın eşcinselin size saygı duyacağını, size oy vereceğini, sizin dininize inanacağını, sizi seveceğini mi sanıyorsunuz cahil beyinliler?
Dinden nefret ediyorum, iktidarlardan nefret ediyorum, heteroseksizmden nefret ediyorum; çünkü homofobikler!
Kadınlara ve erkeklere, kadın erkek aşkı yüzünden, eşcinsellere davranıldığı gibi davranılsaydı ne düşünürdünüz? Kadın erkek ilişkisi lanetlenseydi, hatta kadın erkek ilişkisine şeriatçı ülkelerde olduğu gibi idam verilseydi ne düşünürdünüz? Ahlaksız ilan edilselerdi, aşağılansalardı, dışlansalardı, sırf bu yüzden sokakta dövülselerdi... O zaman anlayabilr miydiniz eşcinsellere nasıl davranıldığını, vicdana gelir miydiniz? Bakınız bana din demeyin, Lut Kavmi demeyin, toplum demeyin, ahlak demeyin, burası Türkiye demeyin... İnnsaalrın doğdukları coğrafyada yapılarına uygun yaşama ve sevişme hakları vardır. RAHATSIZ OLAN ÇEKER GİDER AMA EŞCİNSELLER DEĞİL, HOMOFOBİKLER!
Eşcinsellere kötü davranılmasından, sessiz kalan herkes sorumludur.
Eşcinsellere marjinal diyorlar. Marjinal olan asıl homofobikler. Biz doğamıza uygunuz, bizi heteroseksüelleştiremezsiniz!
Akşam gerdeğe gireceklermiş de, düğün konvoyu sokakta bas bas korna çalıyor ve kedilerim ürktü bundan!
Eşcinsellere marjinal diyorlar. Marjinal olan asıl homofobikler. Biz doğamıza uygunuz, bizi heteroseksüelleştiremezsiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder