11 Ağustos 2020 Salı

10 Ağustos 2020 facebook notlarım

İnsanlar eşcinsellere nefretlerini kusacak kusacak, biz de yarabbi şükür mü diyeceğiz; özgürlük ve haklarımı savunmak için ölümüne bütün dünyayı bile karşıma alabilirim. Korkmak nedir, böyle bir şey mi varmış? Aslında homofobiklerin sesleri benim için birer sinek vızıltısından ibaret. Ben sadece eşcinsel hakları için mücadele ediyorum. Kendim için buna ihtiyacım yok; kim karışabilir ki bana!

EŞCİNSELLİK AİLE SİSTEMİNİ ÇÖKERTİYORMUŞ; EŞCİNSEL ÇOCUK DOĞURMAYIN O ZAMAN!
Ben eşcinsel doğmuşum ve yapıma uygın bunun paralelinde yaşıyorum; yobazlar kalkmış benim eşcinselliğime günah diyor. Günah ne yaa? Böyle bir şey mi var? Günah sadece, hayata bilimsel gerçeklikten uzak, hurafeler çerçevesinde bakanlar için geçerlidir. Oysa hurafelerin deneysel/bilimsel hiçbir kanıtı yok. Bazı beyinlerin ürettiği ve inandığı bir şey. Bu beni ve eşcinselliğimi niye bağlasın ki? Günaha gelinceye kadar hak-hukuk var, insan haklarının üstünlüğü var. Ve düşünce ve ifade özgürlüğü diye bir şey var. İnsanın yapısına-eşcinselliğine karşı yapılan insanlık dışı davranışlara karşı da kendisini savunmasından doğal ne olabilir. Ayrıca eşcinsellik ne ise ne; bi susun artık ya..! Kime ne benim dötümden mikimden, onları nasıl kullandığımdan? Aile yapısı eşcinsellik yüzünden çökecekmiş; Binlerce yıldır çökmemiş de, şimdi mi çökecekmiş? Kaç aile çökmüş eşcinsellik yüzünden? Eşcinseller eşcinsellikleirni gizleyip, karşı cinsle sahte sevgi üzerine mi aile kursunlar? Aile yapısını çökerten etmenlere bakacaksanız, işe önce heteroseksizmden başlayacaksınız; şiddet orada, tecavüz orada, cinayet orada... Bana bir tane bir eşcinselin şiddet, tecavüz veya cinayet gerçekleştirdiğini örneklendirebilir misiniz? Bu ülkede eşcinseller mağdur kesimdeler, haksızlığa uğrayan taraftalar, nefrete-şiddete-cinayete kurban giden taraftalar... Hangi kafadasınız ki sistemi bozan olarak eşcinselleri hedef gösteriyorsunuz; gidin bi' tedavi olun, kafaları düzelttirin gerçekleri görmek için! Aslında gerçekler biliniyor da, çıkar politikası doğrultusunda eşcinselliği karalıyorlar. Biz de kendimizi de biliyoruz, bu karalama kampanyası yapanların ne olduğunu da!

Ben bir eşcinselim. Eşcinsel doğdum. Eşcinselliğimi-benim duygularımı, benden daha iyi kimse bilemez. Hemcinslerimi seviyorsam, seviyorumdur; o kadar. Bunun tartışmasını yapmak, başkalarına düşmez. Herkes kendi işine baksın, kendi dötünü kollasın!

Bakınız, İstanbul Sözleşmesi'ne karşıtlığın sebebi, bu sözleşmenin eşcinselliği yaygınlaştırıp aileyi çökertmesi falan değil; eşcinsellik gibi toplumun ahlakçı hassas noktalarını kaşıyarak, kadın erkek eşitliğinin gelmesini istememek. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE KARŞI ÇIKANLAR; KADINA ŞİDDET UYGULANMASINA KARŞI ÇIKMAYANLAR, KADINLARIN ERKEKLERİN GÜDÜMÜNDE OLMASINI İSTEYENLER... Bu o kadar açık ve net ki; yoksa eşcinselliğin aileyi çökertmesiyle falan ne alakası var. Biraz gerçekçi olun artık! Doğada, kalü beladan beri ne kadar eşcinsellik oranı varsa, bu öyle devam edecektir. İstanbul Sözleşmesi'ne karşıtlık eşcinsellik yüzünden olsaydı, cinsel yönelim ibaresini şimdiye kadar çıkaramazlar mıydı? Ayrıca hukuki olarak cinsel yönelim-eşcinsel ayrımcılığını sözleşmede olsa bile sanki uygulayacaklarmış gibi. Toplulukların kafası değişmediği sürecece, yazılı antlaşmalar havada kalmıyor mu? Eşcinsellerin cinsel yönelim ayrımcılığına uğraması, nefret suçlarına girmesine rağmen, neden bu kapsamda değerlendirilmiyor? Çünkü kafalar değişmediği sürece, yazılı antlaşmaları uygulamak o kadar kolay olmuyor. Oysa akıl ve mantık çerçevesinde vicdanlar devreye girdiği zaman, her şey yazıya döküldüğü gibi, hayata geçirilmesi de çok kolay olacaktır.

Homofobiklerin suratlarına bakıyorum, farklı bir şey beklenmeyeceğini anlıyorsun. Şekilcilik üzerinden aşağılama algılamayın şütfen; insanın içi, yani nefreti ve cahilliği yüzüne yansıyor gerçekten. Yani homofobiklerin suratında ne ışıl ışıl bir pırılıtı, ne de sevgi kırıntısı görebiliyorsun. Kendileri de aynaya bakmıyorlar, baksalar da kendi yüzlerinin normal olduğunu snaıyorlar! BURADA YÜZDEN KASTIM, İFADEDİR; ANATOMİK YAPI DEĞİLDİR!

MİKROPLAR VE ONLARA KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER!
Kişisel bir şey paylaşmak istiyorum. Ben bir insandan davranışlarından dolayı negatif elektirk alıyorsam, o kişiye karşı asla ısınamam, onun bulunduğu ortamda gerilirim. Alttan alarak falan bir insanın değiştirilemeyeceği tecrübemle sabittir. Bir insan yalancıysa yalancı, dürüst değilse değil, bencilse bencil, hainse hain, nefret yüklüyse nefret yüklü, ikiyüzlüyse ikiyüzlüdür, iftiracıysa iftiracıdır, vesaire. Bu değişmiyor. Bana kişilikleri ters olan insanlar da uzak dursunlar. Yüzlerini gördükçe midem bulanıyor çünkü. Kan basıncım artıyor ve kendim olmaktan çıkıyorum. Ve böyle insanlar o kadar yüzsüz oluyorlar ki, sen uzaklaşmak istedikçe, sülük gibi peşini bırakmıyorlar. Çünkü mikroplar! Temiz suları kirletmekten haz duyuyorlar. Pisliklikle besleniyorlar. Adeta ben pisliğim, ben pisliğim diye bağırıyorlar utanmadan. Onurları olmadığı için de, pislik olmaktan utanmıyorlar. Pislik olmayı bir güç falan zannediyorlar. Ama sonra yapayalnız kalıyorlar ve kendi pislikleirnde boğuluyorlar. Bir de bu pislik insnalar, kendilerini haklı çıkartmak için sürekli yüzleşme derdindedirler. Çünkü zeminde kalmak için buna ihtiyaçları var. Böylelerine karşı çekin gitsin sifonu; çünkü bunların yaşamaı alanı sadece foseptiktir! Unutmadan söyleyeyim; bu mikrop insanlar ayrıca suça yatkındırlar da...

İnsanların başlarına gelen müstehaktır desem... Defalaca uyarılırlar ama çıkarları için veya yapıları doğrultusunda bildiklerinden şaşmazlar. Ne zaman canları yanar, özellikle sistem trafında yakılır, sonra ciyak ciyak bağırmaya başlarlar. Beter olun!

Bir gün yazılarımı "İÇİMDE KALMADI!" başlığı altında kitaplaştıracağım! Düşünüyorum da, kişiliğimi ve yaşamımı özetleyen güzel bir deyim. Çünkü ne yaşamak istediklerim içimde kaldı, ne söylemek istediklerim...

İNANIYORUM Kİ, MUHAFAZAKARLAR İKTİDAR OLSUN DA, İSTERSE ÜLKE BATSIN DİYENLER ÇOĞUNLUKTADIR!
Dolar, Altın yükselmiş mi? Ben ne yapayım. Benim canım herkesten daha çok yandı, hiç haketmediğim halde. Herkes kendi başına getirdiklerinin cezasını çeksin. 50 gün sonra emeklilik dilekçemi vereceğim. Bir başınayım. Kendimi bir şekilde idare ederim. Laiklere de diyeceğim o ki, bir çocuk yapın. Ülkeyi muhafazakarlar alır kaldırır mı? Kendi düşen ağlamaz mış. Düşe kalka öğrensinler hayatı. Belki binlerce yılda evrilebilirler. Evrilmezlerse de kendileri bilir.

Şimdi muhafazakarlar Polonya bile istanbul Sözleşmesi'ne ve eşcinselliğe karşı diye cesaret buluyorlar. Polonya'nın karşıtlığına kurban olun siz. Polonya'nın en kötü demokratik uygulaması bile, Türkiye'den 2 bin yıl ileridedir! Polonya'nın polislerinin eşcisnellere davranışları bile bana çok fantastik geliyor. Öldürmez yani!

Neymiş, Avrupa'da bile homofobi varmış. Ulan oradaki homofobi insanı okşayıp zevk verecek seviyede, öldürecek değil!

Neymiş, Yunanistan'ın ekonomisi çökmüş. Çökmüş hali buysa çok iyi. Bizim asgari ücret, Avrupalıların kedilerinin mama parasında az.

İnsanlara söyleyeceğim sözlerden birisi de, "Hiç samimi değilsiniz", dolayısıyla da hiç inandırıcı değiller. Hiç güvenim kalmadı!

Adet görmeyi aybaşı olarak öğrenmiş bir kadına menstrüasyonda mısın şeklinde sormak akademik değil, ahlakçılıktır!

Eşcinselliği top veya ibne olarak bellemiş bir toplumda LGBTİ kelimesini kullanmak da bir homofobidir bence!

Eşcinsellerin % 99.99'u askerlik yapıyor zaten; daha çok heteroseksüeller çürük raporu alıyor.

Benim tanıdığım hiç askerlik yapmayıp çürük raporu almış eşcinsel yok! Ama askerlikten kaçan, kısa dönem veya bedelli askerlik yapan o kadar çok heteroseksüel erkek var ki. Biz eşcinseller vatana hizmette ihanet etmedik asla!

Biz eşcinseller göründüğümüz kadar ahlaksızız. Eşcinselliğe ahlaksızlık demek de zaten cahilliktir. Ama heteroseksüellerin arka planına bir bakarsınız, gerçek ahlaksızlığın ne demek olduğunu görürüsünüz! Gerçek ahlaksızlık, ikiyüzlülüktür. Biz eşcinseller göründüğümüz kadar ahlaksızız ama ahlakçılar bilmediğimiz ve görmediğimiz kadar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder