27 Haziran 2020 Cumartesi

TÜRK SİNEMASINDA EŞCİNSELLİK HOMOFOBİDEN İBARET!

Türk Sineması eşcinselliği 2000'li yıllara gelinceye kadar genellikle kısa kısa veya sansürlenen sahnelerle sadece travestilik ve lezbiyenlik temasıyla işlemiştir. Çünkü lezbiyenlik heteroseksizmi rahatsız etmeyecektir.
Sonraki yıllarda da toplumun yapısına uygun olarak homofobinin normalliği üzerinden anlatılmıştır. Yani hiçbir zaman eşcinsellik doğalmış gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Dolayısıyla homofobiye karşı bir mesajı da asla olmamıştır.
Bülent Ersoy'un filminde tecavüze uğradığı için eşcinsel olan, sonra transseksüelliğe dönüşen bir eşcinsellik vardır.
Kadir İnanır'ın filminde homofobik bir babanın eşcinsellikle mücadelesi, homofobisi vardır.
Perihan Savaş'ın filminde gene eşcinsel çocuğunu kabul eden, annedir. Bu film çok gündem yaratmasa da sevdiğim filmlerdendir.
Gişesi yüksek olan 90'lar ve 2000'ler filmlerinde de sadece bir renktir eşcinsellik; asla filmin ana teması değildir.
Ferzan Özpetek'in "Hamam" filmindeki üstü kapalı eşcinsellik anlatımı, hamamdaki öpüşme sahnesiyle çok büyük etki yaratmış, hamamcıları harekete geçirmiştir. 90'lardı yıllarda konuya dikkat çekmsi açısından önemli bir Ferzan Özpetek filmidir; eşcinselelir çok tatmin etmese de.
"İstabul Kanatlarımın Altında"ki IV. Murat'ın eşcinselliğinin anlatımı çok yavandır. İnsan şöyle gözle görülür bir şeyler istiyor yani.
"Güneşi Gördüm"ü, Mahsun Kırmızıgül'ün sinema dilini çok yeteriz bulduğum için beğenmemişimdir.
"Zenne" güzel bir anlatımdı ama ben en çok Çağan Irmak filmi, "Tamam mıyız?"ı sevdim. Hatta tüylerimi diken diken eden ve ağladığım bir film. Deniz Celiloğlu ve Aras Bulut İynemli resmen döktürüyorlar filmde. Tabi eşcinsel annesi Sumru Yavrucak ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösteriyor bu filmde.
Bu arada "Lola and Bilidikid"i de unutmamak gerekiyor.
Keşke Perihan Mağden'in Ali ile Ramazan romanını da filme çekse Çağan ırmak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder