27 Haziran 2020 Cumartesi

ÖZGÜR İNSAN, MUTLU İNSANDIR!

Çok sorguladım kendimi; neden ben hiç kimseyi kıskanmıyorum, neden hiç kimseyi özlemiyorum, neden birilerine karşı nefretim depreşmiyor diye, neden birilerinden intikam alma duygum yok falan... Tabi canım yandığı zaman tepkimi gösteriyorum herkese, hatta fazlasıyla, ayrı mesele; haksızlığa gelemem çünkü. Düşünüyorum da, ben % 100 özgür, en azından özgür bir düşünceye sahip bir kişiyim. Hayatta yaşamadığım bir şey yok ki isteklerim doğrultusunda. Hep istediğim gibi yaşamışım kısıtlı imkanlarıma rağmen. Hiç toplumu ve baskısını kafaya takmamışım; hep bildiğimi okumuşum, hep yoldan gitmişim. Tabiki de toplumun yüz karalığı sayılan eşcinselliğimi onurla, guurla dibine kadar yaşamam, beni en İYİ yapan şey. Gerçekten kudurukluğun sebebi yaşanmamışlıktır. Mesela günlük hayatımda hiç aklıma seks gelmez; çünkü parasız umuma açık bir orospu gibi yaşadım seks hayatımı; insan tok olunca ne kadar yemek ister, işte öyle bir şey.
Kimseye özlem duymamamın sebebi de, sanırım kişilerin özlenilecek kadar kapasitede insanlar olmadığından. Yani insan, bir şeyler paylaşabileceği, yaşarken hayattan keyif alabileceği kişileri özler. Benim hayatımda dolu dolu müzik konuşan, sanat konuşan, bilim veya spor konuşan, hayata dair her konuda turşu kıaşıklayan insanlar olmadı ki; İNSANLAR DÜŞÜNCE, FİKİR, SANAT-SPOR VESAİRE EYLEM KISIRI. İnsanlar cebinde 3 kuruş olsun, onula ya sigara alıyorlar, ya kahveye okey oynamaya gidiyorlar, ya da piknik yapmaya, ya da işte içgüdüsel şeylerine. Oysa ben bir müzik albümünü alabilmek için bir haftalık kahvaltımdan feragat ettiğim bile oldu. Söyleyin bana, hangi insanı özleyeceğim ben; kibirli, kompleksli, nefret yüklü art niyetli, negatif duygularla beslenen, hayatı yemek-içmek-sıçmak dışından bir şey olmayan insanları mı. Yaa, insanlar yedikleriyle bile övünüyorlar... Arabalar, benzin yükletilince övünüyorlar mı? Çok kaba olacak ama hayatımdaki insanları bazen, sosyal hayvanlığımı tatmin eden birer vibratör gibi düşündüğüm anlar da oluyor. SÖZÜM MECLİSTEN DIŞARI! Bakınız ben çok mesafeler koyarım insanlara karşı; o kadar sevgi dolu ve paylaşımcılığa hazır olmama rağmen. Evime misafir kabul etmemekten, beynime asla nüfuz etmemeleirne kadar. Herkesin bir yörüngesi vardır hayatımda; o yörüngeleri bir adım bana kaydırabilmeleri için beni şok etmeleir gerekir. Buna karşı insanlara karşı çok iyi niyetliyimdir ve hayır diyemem ama bu sadece yapım gereği; yoksa insanlara güvendiğimden değil. İnsanlara güvensizliğime rağmen, insanların iyi niyetimi suistimal etmelerini ve beni hırpalamalarını engelleyemediğim anların olması, haklılığmı tescilliyor. Evet çok yorucu bir insanım her şeyi sorgulayan bir yapıya sahip olduğum için ama savunma mekaizmamı bu kadar güçlü şekilde kullanmama gene insanlar sebep oldu. Herkeste paranoya vardır ve olmalıdır ama bunu depreştiren çevresel faktörlerdir. Paranoyak, dolayısıyla güvensiz olmak zorundayım; Çünkü ben, bana verilen yaşam hediyesini oradan oraya savrularak yaşamak istemiyorum; huzur içinde yaşamak istiyorum. Kavgacılığım işte bu yüzden. Beni rahat bırakın demek istiyorum aslında haksızlıklara karşı bağırıp çağırırken. Başa dönersek, başkalarında olan kıskançlık, hazımsızlık, kibir, özlem gibi duyguların bende olmamasının sebebi robotluğumdan değil; aksine duyarlılığımdan, bütün baskılara rağmen çok özgür bir beyne sahip olmam ve bunu hayata mümkün mertebede geçirebilmemden. ben hayatımı her şeye rağmen yaşadım ve yaşamaya çalışıyorum; insanın hayatta eksik, tatmin edilmeyen bir tarafı olmayınca, hayata daha güzel duygulrla bakabiliyor. Etrafınızdkai mutsuz insanlara bakın; kendilerine karşı mutlaka oto kontrolleri vardır, sansürleri vardır. Özgürlük ve mutluluk insanın kafasının içinde; o denklemi iyi kurmak gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder