Son günlerde Ermeni, Kürt, eşcinsel gibi ötekileştirilmiş kesimlere saldırılar arttı farkındaysanız. Ermeni Kilisesi'ne saldırı, bir gencin Kürtçe müzik dinlediği için öldürülmesi, Diyanet'in eşcinsellik için salgın sebebi olduğuna dair fetva verip Cumhurbaşkanı'nın bu onaylaması gibi (Evet, bu da bir saldırıdır aslında sözlü olan ve fiziksel saldırıya cesaret verecek olan). Kadın cinayetleriniyse kanıksar olduk zaten.
NEDEN? Neden tekrar başladı bu saldırılar? 1. Heteroseksist erkek egemen bir ülke olmamızdan, 2. Milliyetçi, ahlakçı ve dogmatik yapıya sahip bir kültür olmamızdan.
Muhafazakar olarak tabir edilen kesime heteroseksistlik-erkek cinsiyetçiliği, milliyetçilik, ahlakçılık ve dogmatizm iyi bir şey gelecektir elbet; çünkü onlar bu unsurlarla varoluyorlar. Çünkü bir eşcinsel veya kadın ahlakçılık veya erkekliğe baş kaldırdığı için öldürülüyor veya Ermeni, Kürt gibi farklı etnisitelere saldırılma sebebi de milliyetçiliktir. Bunun başka bir açıklaması yoktur, olamaz da.
Neden bir erkek sırf heteroseksüel-karşı cinsi-kadınları sevdiği için öldürülmüyor, neden bir erkek karısına baş kaldırdığı için öldürülmüyor; bunun adı ahlakçılıktır, bunun adı cinsiyetçiliktir.
Neden İngilizce veya Arapça müzik dinleyen öldürülmüyor da, Kürtçe müzik dinleyen öldürülüyor? Veya neden camilere değil de kiliselere saldırılıyor; bunun adı milliyetçiliktir ve bu yüzden olmaktadır bu saldırılar.
Aslında ahlakçılığı, dogmatikçiliği veya milliyetçiliği kimse inkar etmiyor, hatta bununla övünülüyor, dolayısıyla bu sebelerden olan saldırılar veya ölümler de formaliteden öte kimsenin umrunda olduğunu sanmıyorum. Çünkü böyle olması istendiğine inanıyorum. Eğer istenmiyor olsaydı, devletin dili daha kapasayıcı olurdu ötekileştirmek yerine.
Devlet şu anda diyor ki, "Egemen olan benim, o yüzden ben haklıyım, o yüzden benim dediğim olacak!". Yoksa eşcinseller de birer insan ve vatandaşlık görevlerini herkes kadar eşit şekilde yerine getiriyorlar ama konu hak meselesine gelince burası Müslüman bir ülke oluyor ve eşcinsellik günah diye eşcinseller nefrete hedef gösteriliyor; sanki dünya gezegeninde yaşamıyoruz da, öte dünyada yaşıyoruz ve oranın kanunları uygulanıyor.
Sanki kadınsız bir dünya mümkünmüş gibi, kadına mal gibi davranılıyor. Sanki Ermeni, Kürt vesaire denilenler, insan türünün bir parçası değilmiş gibi davranılıyor. Oysa hepsi de aynı insan türünden peydahlanmışlar ve coğrafi ve iklimsel özellikler, fiziksel ve kültürel farklar yaratmış.
Bunları düşünmek zor mu? Hayır değil ama düşünmemek, şu anki sistemin işine geliyor. Bütün kötülüklerin sebebi heteroseksizm. Çünkü herteroseksist yapının ayakta kalması için yapılıyor bütün ayrımcılıklıklar, eşitsizllikler ve kötülükler...
Normal bir sürece girebilmek için eğitim şart; eşitlikçi ve özgürlükçü, dogmatizmden arındırılmış bilimsel bir eğitimden bahsediyorum. Böyle bir eğitimle zaten ne yabancılık kalacak, ne korku kalacak, ne nefret ve ötekileştirme kalacak, ne de şiddet ve cinayet kalacak.
Ama heteroseksist yapıların işine gelmez huzur ve barış dolu eşitlikçi, özgürlükçü demokratik bir dünya. Çünkü böyle bir dünya onların sonu demektir. Çünkü böyle bir dünya eşitsizlikten, adaletsizlikten, nefretten, savaştan besleniyor. Ağızlar(ın)dan çıkan demokrasi sadece sözde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder