Sözüklerden birinde, travesti ile yatan eşcinsel olur mu diye sormuş. Aslında bu sorunun tek bir doğru cevabı var; eşcinsel olunmaz, eşcinsel doğulur ama insanlar kapasiteleri ölçüsünde veya içinde yetiştirildikleri koşullar çerçevesinde olayı farklı değerlendirebilirler. Önce olaya kısaca muhafazakarlar açısından değerlendirip aradan çıkartalım bu kesimi. Bana göre dogmatizm, kapasitesizlikten dolayı sağlıklı düşünememenin ürünü olduğu için, onlara yüklenen veriler dışında bir şeylerin doğruluğu, onlara kabul ettirilemez. Eşcinsellik onlar için günahsa, günahdır ve günah onlar için bir şeyin yanlışlığını belirleyen tek referanstır ve bunun tartışılması söz konusu bile olamaz diyerek onlar açısından konuya noktayı koyabiliriz.Yani onlar belki yaptırımlarla homofobik tavır serigilemeyebilirler ama kafalarının içi, yaşamları boyu homofobiktir. Çünkü beyinleri yıkamaya müsait olanların, yıkandıktan sonra değişmeleri mümkün değildir.
Aslında kendilerini "aktif", "travesti" gibi başlıklar altında tnımlayanlar da, yukarıdaki kapasitenin farklı bir boyutu, yani eşcinsel boyutu, yani yani eşcinselliğiyle barışamamış eşcinsellik, içselleştirilmiş homofobi, yani homofobik eşcinsellik boyutu. Yani kabul etmiyorlar aslında eşcinselliği ve kendilerini toplumsal cinsiyete uydurmaya çalışıyorlar; trans kadınlık veya trans erkeklik, veya ben aktifim-eşcinsel değilim-ne bulursam dikerim gibi...
Aslında konuya milyon defa değindim ama bilinçsiz eşcinsellikle her karşılaştığımda kendimi tutamıyorum; çünkü tahammül edemiyorum insanların kendileriyle-kimlikleriyle barışamamalarından dolayı hayatı ve hayata dair gerçekleri sevememelerine. Onlara göre tek doğru kendilerini nasıl ifade ettikleri; tamam da, homofobik bir dünyada yaşamıyor olsaydık, acaba kendinizi nasıl tanımlayacak ve ifade edecektiniz? Bir şeyin doğruluğu, sosyo çevresel faktörlere göre tanımlanmaz, doğaya göre tanımlanır. Hani siz kendinizi, özellikle transseksüel veya aktif erkek olarak tanımlayanlar, eşcinselliğin normal karşılandığı bir dünyada nasıl tanımlar, nasıl ifade eder, nasıl uygulamaya geçirirdiniz?
Ben toplumsal cinsel kimlik tanımlamalarını, bilinçsizlikten dolayı (tabi bilinçsizliğin de çevresel ve genetiksel etmenleri vardır, ve tabi bu da kişinin özgüvensizlikten dolayı kendisi olamamasına sebep olabilir) içinde yaşanılan sisteme uyma çabası olarak görüyorum. Çünkü kişinin bedenini, özünü muhafaza ederek ifade etmesi ve yaşaması da, aynı toplumdaki erkek ve kadın biyolojik cinsiyeti gibi bir varoluştur. Yani ben yanlış doğdum, kendimi doğrultmaya çalışıyorum diye bir şey akıl ve mantık dışı ve kedini ikili cinsiyete zorlamanın doğru bir tanım, doğru ifade ve kendini doğruu gerçekleştirmeyle alakası olamaz. OLABİLİR Mİ? Sen ne isen, nasıl doğduysan osundur ve o şekilde yaşamanın hiçbir mahsuru olamaz; o yüzden toplumsal cinsiyete uygun tanımlar, ifadeler ve gerçekleştirmeler YANLIŞTIR ve bizi hiçbir yere ulaştırmaz.
Travesti ile beraber olursam eşcinsel mi olurum? sorusuna gelirsek. Sen eşcinsel olmasan, doğuştan biyolojik kadına gidersin. Yani eşcinsel olmasan, mecbur kalsan bile erkekten kadın gibi olmaya çalışan birine gitmezsin. Çünkü o görüntünün arkasında bir erkek olduğunu biliyorsun. Onlara gitme sebebin, transseksüellerin kendilerini ifade ettikleri-tanımldıkları gibi (trans) cinsiyet kimliği falan değil, özgüvensizliğine cesaret veren kadın görselinin aslı olan erkek bedeni. Bu 2+2=4 kadar nettir. Yani kadınlık ve erkeklik cinsel yönelim itibariyle biyolojik cinsiyetedir, karşındaki kişinin kendini ne olarak hissettiğine değil. Cinsel yönelimlerimizi biyolojik cinisyetlere göre yapmıyor muyuz? Heteroseksist ve homofobik bir toplumda da erkek erkeğe beraber olmak cesaret işi olduğu için, bazıları eşcinsellik gerçeğini kendilerine bile itiraf edmediklerinden, travestilerle veya transseksüellerle ikame şeklinde tatmin ediyorlar cinselliklerini.
Bütün bunları tecrübelerimden çok iyi biliyorum. Adam mesela önce travestilerle beraber oluyor kadın niyetine diye ama niyeti aslında erkek tabiki de. Travestiyle ilişkisini pasifliğe kadar falan götürebiliyor. Ona göre sonuçta kendisini beceren erkek sayılmayacağı için, kendisini eşcinsel saymıyor. Keyif amaçlı, çeşitlilik amaçlı diyor buna-pasifliğine. Sonrasında, asıl istediği erkek olduğu için, kılsız tüysüz kadınsı erkekleri tercih ettiğini söylüyor ama işin boyutu yatakta değişiyor. Pasifliğe travestilerle ilişkisinden tecrübeli olduğu için, aslında baştan karşısındakine koşul koyduğu feminenlik, tüysüzlük, kadınsı görüntü ve de pasiflik birden önemini kaybediyor. Anında görüntü ve maskülen, kıllı-mıllı hard mikici bir erkek tercih ettiğini anlıyorsun. Ardından gelsin dantelli külotlar ve külotlu çorapları giymeler, sütyen takmalar, kadın kılığına girmeler... Bir süre sonra travestilerle işi kalmıyor. Hatta pasif erkeklerle bile işi kalmıyor; özüne kavuşmuş oluyor çünkü. Tabi bu dönüşümü-evrimi tamamlayamayan, takılıp kalabiliyor aynı noktaya; yani ben erkeğim-aktifim diye ve o şekilde yaşamaya. Kendini kandırıyor dolayısıyla. Tabiki de buna inanacak travestiler de olunca "kocacığım" diyerek onların sahte erkekliğini pekiştiren... Ulan ne kocası, onlar da senin gibi yenge işte!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder