24 Mayıs 2020 Pazar

TRANSSEKSÜEL SELİN CİĞERCİ AYDA 600 BİN LİRA KAZANIYORMUŞ! HEPİMİZ KESTİRİP KADIN MI OLSAK NE?

Bir sosyal medya trans figürümüz bugün gene gündemin en tepesine oturmuş yaptığı açıklamalardan dolayı. Söylendiği gibi ayda 400 bin değil, 600 bin lira kazanıyormuş sosyal medya reklamlarından. Bu yıl da 1 milyon lira vergi öceyecekmiş. "Varın siz hesaplayın kazandığım parayı" diyor. Çalışmadan para kazanıyorsun diyenlere de, "Arı gibi çalışıyorum, 72 kişi ekmek yiyiyor yanımda çalışarak" demiş. 72 KİŞİ! Mmmm! Fazla inandırıcı gelmedi... İnsan oturduğu yerden nasıl 72 kişi ile çalışıyor, anlmadım. Kendisinden 12 yaş küçük kocasıyla da mutlu bir evliliği varmış. evlilik.?! Senin paran olmasın da, görürüz biz o mutlu evliliği... Yani bu toplumda varolabilmek için, toplumsal kurallara riayet ediyor gibi görünürsen, % 90'dan fazla homofobik bir toplumun bile gözünü boyayabilirsin.

Selin Ciğerci'nin aylık 600 binlik kazancını Twitter'da ciddi ciddi eleştirenler de var, işi mizaha vurduranlar da. En dikkat çekici ortak eleştiri; okuyarak meslek sahibi olanların 3-5 bin lira kazandığı bir yerde, bir transseksüelin oturduğu yerden hiçbir toplumsal fayda sağlamadan 600 bin lira kazanması bayağı bir rahatsız etmiş insanları. Tabi hedefte sadece Selin Ciğerci yok, Murat Öğüç ve Keirmcan Durmaz da var. Eleştirilmeliler mi peki? Eleştiri olmalı ama bu kişilerden çok, bu kişileri bu hale getiren içinde yaşanılan toplumsal döngü eleştirilmeli. Bu kadar homofobik bir toplumda onlara prim veren kim ve ne diye sorgulanmalı. Bu kadar kolay para kazanılabiliyorsa, toplumun eğitim seviyesi sorgulanmalı. Ben de bir eşcinselim ama neden bu kişileri takip etmiyor ve de hem rahatsız oluyor, hem de eleştiriyorum... SİZCE? Çünkü burada sorun olan ve sorgulanması gereken bu figürlerin kolay para kaznaması değil; nasıl durulmasını bilmeyen ve öğretmeyen bir eğitim sistemi.

Bazıları savunnmuş bu figürleri; onlar bir marka, siz de çalışın, siz de kazanın, kıskanmayın diye. Peki herkes oturduğu yerden reklamlardan para kazanırsa, kim üretecek; birbirimizi mi yiyeceğiz sonrasında? Tabiki de her işin belki bedeli de olabilir ve herkesin harcı olmayabilir sosyal medya şebekliği. Yani hayatın her noktasında köşeyi dönebilecek fırsatlar vardır; tabi o fırsatlarla insanların kişilikleri denk düşüyorsa. Yani şu anda seviye bu ki, bunlar da köşeyi dönebiliyorlar. Eğitimli bir toplumda kimse bunların yüzüne dönüp bakmaz bile. Evet, saçma sapan konuşarak veya davranarak para kazanmak cahilliğin sonucudur. Akıllı insanlar ne bunlar gibi davranır, ne de bunlar gibilere prim verir. Yani sadece eğitim değil, yapı meselesi de. Bana trilyonlar verseler, onların davrandığı gibi kayıtlara geçecek ve sonrasında yüzüme vurulacak davranışım olamaz; UTANIRIM çünkü!

Bu sosyal figürler hangi sınıfa giriyorlar mesleki anlamda? Sanatçı mı oluyorlar söylendiği gibi? O zaman sesi ve yorumu olan, sanat bilgisi ve tecrübesi olan gerçek sanatçılara haksızlık olmuyor mu? Gene dönüp dolaşıp toplumun eğitim seviyesine, bunlara prim verme meselesine geliyoruz değil mi? Yani sorumlu kendimiziz. Önce kendimize bir bakmamız gerekiyor, kendimizden başlamamız gerekiyor eleştiriye. Dediğim gibi bir eşcinsel olarak ben bile bu figürleri sosyal medyada asla takip etmiyorum, çünkü merak etmediğim gibi rahatsız oluyorum. Kim takip ediyor, kim prim veriyor peki? Sanırım eşcinsellik günah diyenler; çünkü iki taraf da bilim-sellik dışı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder