İlkokula bile gitmediğim ve çocukluğumu hatırlayabildiğin ilk yaşlar... O zaman bile adını koyamasam da eşcinseldim, hemcinslerimden hoşlanıyordum. Okuyan bir çocuktum ve ortaokul dönemimde bunun eşcinsellik olduğunu netleştirdim. Tek sorunum ergenlik dönemimde cinselliğimi gerçekleştirmekti; yoksa ben neyim, niye hemcisnlerimden hoşlanıyorum diye hiç sorgulamadım kendimi ve de psikolojik anlamda hiç sıkıntı yaşamadım. Kendimi eşcinsellik manasında gerçekleştirmem de 18 yaş sonrasına tekabül eder. Yani yetişkin bir genç konumundayken gerçekleştirdiğim için bu manada kendimi, cinsel gelişimimi o sürece kadar etkileyecek hiçbir olayla karşılaşmadım. 20 yaşımdan, askerden geldikten sonra da eşcinsel Halil olarak ifade etmeye başladım kendimi ve herkesi bu Halil ile tanıştırmaya başladım; eşcinsellikle kendim barışıktım da, herkesi de barıştırmaya çalışıyordum. Çünkü ben nefretin, ötekileştirmenin olmadığı hoşgörülü ve huzurlu bir dünyada yaşamak istiyordum. Eşcinsel hakları mücadelesi ve aktivizmi denilen şeyi de 50 yaşıma geldiğim şu günlere kadar bütün hızıyla devam ettirdim hiçbir kurum, kuruluş veya bireylere bağlı kalmadan, bağımsızca... Bu yaşıma kadar elbette her kesimden homofobinin her seviyesiyle karşılaştım ama bu beni ne hayattan vazgeçirdi, ne de kendimle olan barışıklığıma olumsuz bir etkide bulundu. Eşcinsel olduğum için eşcinsellik konusunun üzerine düşeli 30 seneyi geçti, belki 35 sene oldu. Çünkü ben eşcisnellik konusuyla ilgili haberleri, yazıları, degileri, kitapları 80'lerin 3. çeyreğinde toplamaya başlamıştım. İnternet çağına geldiğimiz bu günlerde elbette eşcinsellik de bu gidişatın dışında kalamazdı. Çünkü hayat her şeyi etkilediği gibi farklılıkları, eşcinselleri de etkiliyordu bir şekilde. 80'lerin son çeyreğinde kabuğumuzdan çıkmış, 90'larda biraraya gelmeye başlamıştık sokaklarda, kafelerde. 2000'lerde internet ile ağımızı genişlettik ve ulusal bazda iletişime geçmeye başlamıştık. Görünür oldukça elbette homofobi de şiddetini arttırdı kaçınılmaz olarak ama heteroseksizme tehdit olarak algılanmamız aslında bizim varoluşumuzun bir kanıtıydı. Yani yok sayılmaktansa, kötü bilinerek varolmak bile bir varoluştur diye düşünüyorum. Bugünlerde de din üzerinde yıpratılmaya çalışıyoruz ama bu bizi yıpratsa da varoluşumuzu daha güçlü tetikleyen bir fişektir aslında. Şimdi eşcinsellik günah diyince biz günahkar olsak kaç yazar, cehennem de yanacak olduğumuza inanılsa kaç yazar. Eşcinsellik var ki, üzerinde bir tartışma hasıl oluyor. Eğer eşcinsellik GERÇEK olmasaydı, denildiği gibi özenilerek sonradan olsaydı, hatta hastalık bile olsaydı; bu durum kimsenin umrunda bile olmazdı. Hatta şu anda iktidarın bazı saklamak istediklerini örtbas etmek için bir gündem oluşturabilmesi bile, eşcinsellik gerçeğinin önemini gösteriyor bence. Eşcinsellik bu kadar gerçek ve önemli olmasaydı, muhafazakar kesim "eşcisnellik hastalık ve sapıklıktır" diye 40 milyonluk bir koro oluşturmazdı! Ama biz tek bir kişi olsak bile varız, varolacağız ve o gökkuşağı bayrağı dalgalanmaya devam edecek; muhafazakar rüzgarlar ancak o bayrağın daha da şahlanmasına sebep olabilir en fazla. Çünkü eşcinsellik bir duygudur, sevgidir, aşktır, doğanın bir gerçeğidir, doğanın çocuklarıdır eşcinseller. SİZİN, SİZ HETEROSEKSÜELLERİN, HETEROSEKSİSTLERİN ÇOCUKLARIYIZ. Bizi leylekler getirmedi; heteroseksüellerin ballı aşk meyveleriyiz biz!
HOMOFOBİNİN SEBEBİ!
Anne babaların eşcinsel çocuklarına karşı homofobilerinin sebebi, hetroseksizmi ve homofobiyi çocukluktan itibaren içselleştirdikleri için, heteronormatif bakışları doğrultusunda, sanki eşcinsellik kötü-anormal bir şeymiş gibi bunu kendilerine yakıştıramamaları. Çocuğu veya yakınları eşcinsel olmayanların homofobilerinin sebebi de, ya bizim çocuklarımız veya bizden birileri eşcinsel olursa/çıkarsa korkusudur. Oysa çocuklarınızın eşcisnel kodlarını belirleyen sizin yapılarınız, sizin DNA'larınızı taşıyor bu çocuklar. Öyle sonradan özenilerek falan eşcinsel olunsaydı, kimse nefrete, şiddete, her türlü ayrımcılığa maruz kalmamak için, eşcinsel olmak istemezdi. Siz özenin, olmak isteyin, bakalım olabilecek misiniz eşcinsel? Haa, içinizde bastırdığınız gizli bir eşcisnelliğiniz varsa, orası ayrı mesele!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder