30 Mayıs 2020 Cumartesi

11 -30 Ocak 2020 arası facebook notlarım

11 Ocak

Nefretin hiçbir haklı nedeni olamaz. Eğer hayvanları, ecinselleri, yabancıları veya dininden, dilinden, renginden dolayı tüm ötekileştirdiklerinizi, vesaireler sevmiyorsanız, burada sorgulanması gereken sizsiniz. Ben neden sevmiyorum diye bir sorun kendiize; bir gerekçe bulabilecek misiniz acaba akıl ve mantık çerçevesinde? Bakınız ben insanların, içinde yaşadıkları kültürel süreçten dolayı dogmatizme inanmalarına falan bir şey demiyorum ama sevgi adına gerçekleştirdiğiniz inançlarınızla, bazı kesimlerden mantksuzca nedret etmenizin ne kadar çelişkili olduğunu göremiyor musunuz? A. hocanın sokak hayvanlarına bakmasından dolayı mahalleden gitmesine sebep olduktan sonra, sokak kedilerine mamalarını benim verdiğimi öğendiler artık ve tepkiler yavaş yavaş gelmeye başladı. Bugün bir bacağı sallanmış, ölüm bileti hazırlanmış olduğu halde moruğun biri kedilere olan nefretini kustu bana. Mahkemenin yolu açık dedim, adım da Halil Kandok. Eğer sokaktaki hayvanlara bakmak suç ise, ki bu bir insanlık ve vicdan meselesidir, idam etsinler beni. Ama hayvanlardan rahatsız oluyorsanız, evrende milyonlarca gezegen var, oraya gidersiniz dedim. Gerçekten hayvanlardan nefret edenlerin, cahillik, yobazlık dışında bir çaıklaması var mıdır? Ulan siz onların etini yerken, onları kurban ederken iyi de, bakılmaları mı zorunuza gidiyor? Evrenim ver bir felaket de, temizle şu cahil zihniyetleri! Moruk diyor ki bana, karşı apartman kedilerden rahatsız oluyor, benim de bodrumuma giriyor. Dötüne girsin o kedi de tırım tırım tırmalasın! Ulan bu gezegenin tapusunu ölürken yanında kim götürmüş ki? Bodrumuna kedi girse ne olur, akrep veya yılan girse ne olur? Boş duracağına hayvan barınağına dönüştürsene geri zekalı!

12 Ocak

2 saat 24 dakika süren bir maç ve rakibin 5 kez maç sayısını çevirip setlerde 2-2 beraberliği yakalayan, ardından tie-break setini 10-15 kazanarak yarı finale yükselen, dolayısıyla Tokyo Olimpiyat elemeleri umudunu sürdüren, ilk turda karşılaştıkları Almanya'dan rövanşı alması gereken bir Filenin Sultanları... Hayatımda tansiyonu bu kadar yüksek bir maç hiç izlememiştim. Tam 105 sayıya ulaşmış takımımız bu maçta. Meryem'in en top olduğu maç. Adeta yıldız olup göklere yükseldi mavi saçlı melek! Evet tecrübe bir kez daha kendini gösterdi ve Naz'ın inatçı pasörlüğü, Eda'nın maçı vermemek için Çin setti gibi bloklarına Meryemin akıl dolu oyunu ve coşkusu eklenince, tadından yenilmez bir maç oldu.Evet, oyuna sonradan dahil olan Şeyma çok skor yapamadı ama mucize defansı ve sihirli servisleriyle üzüerine düşeni fazlasıyla yaptı. Teşekkürler Zehra, Meliha, ve Simge, Ebrar, yedekte bekleyen Sultanlar... Guidetti enişte, sen resmen bizden olmuşsun yaa... Agresif, hırslı, gerektiğinde gözyaşlarını saklamayan, sevincini çocuk gibi paylaşan... helal olsun sana da... Takıma emeği geçen herkese teşekkürler... Polonya'nın yeni yıldızı Malvina'ya da teprikler... Oyuncu dediğin işte böyle olur...
***
Türkiye, Tokyo Olimpiyat elemelerinde şampiyon olarak oyunlara katılma hakkını elde etti. Ne var bunda, herkes Olimpiyatlara gidebilir diyebilirsiniz ama işin aslı hiç de öyle kolay değil. Çünkü her kıtadan belli sayıda ülke gidebiliyor ve Avrupa Kıtası voleybolda dünyanın en güçlü milli takımlarından oluşuyor. Yani güçlü 15 Avrupa voleybol takımı, hepsi de olimpiyatlarda mücadele edebilecek güçte ve bunlardan sadece 4'ü gidebiliyor. Şimdi Olimpiyatlara gidemeyen Almanya, Polonya, Belçika, Hırvatistan gibi Avrupa ülkeleri, Olimpiyatlara katılacak diğer kıta ülkelerini yenebilecek güçte. Bunu nereden biliyoruz; Dünya Ligi turnuvasından. Düşünün Polonya ilk 5'te yer alıyor Dünya Ligi turnuvasında ama Olimpiyatlarda yer alamayacak; yazık değil mi?

Bugünkü maça gelirsek... Dünkü zorlu Polonya maçından sonra, ben Almanya mmaçının 3-0 bitebileceğini tahmin ediyordum. Çünkü Türkiye, Almanya gibi 2 skorer oyuncu üzerinden sayı üreten bir takım değil; mevkisinin her oyuncusu aynı nitelikte ve dolayısıyla her noktadan smaç yapılması, rakibin nereden blok tutacağını bilememesine sebep oluyor. Tabi çok istemek ve seyirci faktörü de etkili olabilir. Bir de korkak oynamamak, agrasif oynamak, kendi oyununu sahaya yansıtabilmek çok önemli. Grup elemelerinde Almanya'nın Türkiye'yi 3-1 yenmesi, onların bizden güçlü olduğu anlamını taşımıyordu kesinlikle. Çünkü genel başarı sıralamasında bile biz Almanya'nın üsründeydik. Keza Dünya Ligi'nde final 4'teydik bu yıl ve Avrupa Şampiyonası'nda biz final oynadık, Almanya değil. Güvendikleri Lipman'ı da oynatmadık zaten bugün. Bir de Almanya çok hata yaptı, belki de hataya biz zorladık onları güçlü servis ve bloklarımızla.

Oyunculara gelirsek... Meryem bugün düşüktü. Bugün de Hande Baladin yıldızlaştı. Eda gene takım kaptanı olmanın sorumluluğunun bilinciyle en skorerlerden birydi. Ama daha da önemlisi hep Almanya'nın bizi yakalamaya çalıştığı anlarda, blokları ve kayarak smaçlarıyla buna izin vermedi. Zaten oyun genelinde hep biz öndeydik ve hakimiyet bizdeydi. Yani Almanya'nın bir sürpriz yapması gerekiyordu maçı kazanması için ama Türkiye bunu izin verecek gibi görünmedi hiç. Zehra'yı özellikle tebrik etmek istiyorum. Artık Eda'dan sonra takımımızı sırtlayacak oyuncu o gibi görünüyor. Tabi bir de Hande. Guidetti, tekrar teşekkürler... Atom karınca Simge ise takımımızın başına gelen en güzel şey.

Kızların kolları bacakları görünüyor diye kadın sporcu istemeyenlerin, kadınlar başarınca gururlanmasına çok irrite oluyorum!

Bir sezon Voleybol Federasyonu kızlarımıza, vücut hatları belli olmasın diye çuval gibi bol forma giydirmişti, unutmadık. FIVB ve CEV'in kuralları olmasa bunlar daha neler yapar biliyor musunuz?

Bazı şeriatçı yobaz basının, kadın sporcularımızın kollarını ve bacaklarını mozaikleyerek haber yaptığını biliyor musunuz?

Erkek voleybol takımlarımız, kadınlarımızın gösterdiği başarıyı gösteremiyor. Oysa erkeklere daha çok yatırım yapılıyor!

MELANKOLİZM!
Bazı kültürlerin melankolik bir yapısının olması, yani acıdan zevk alması, dram toplumu yaratır. Hatta sadomazoşistleştirir. Bize zarar veren şeyleri normalleştirir. Mesela seks iişçisinin hayatını izlerken çözüm üretmek yerine, Tanrı kimseyi düşürmesin diyerek, ballandıra ballandıra hikayesini anlatırız. Acılar ve şiddet üzerine çekilen filmler ve diziler raiting rekoları kırar. (Yapımcılar da bunun farkında oldukları için, sanat yerine acılarla masturbasyon yaptırmayı sever!) Şarkılar söz ve müzükleriyle Arabesktir genel yapı itinariyle, vesaire.. Neden; çünkü zevk alır hale gelmişizdir bunlardan. Bu sağlıklı değil, hastalıklı bir ruh halidir ve hastalığımızı sever hale gelmişizdir. Mesela içip içip, aynanın karşısına geçip gözyaşlarımızı seyretmeye bayılırız, kalabalıklar içinde bağıra bağıra ağlarız. Yani acımızı gösteriye bile dönüşürerek bundan psikolojik olarak nemalanma derdine düşmüşüzdür; Bak bak, ne kadar üzülüyor, acı çekiyor desinler diye. Bilinçli ve asil insan herkesin içinde ağlayamaz bile; tutar kendini ve yalnızlığıyla paylaşır gözyaşlarını. Çünkü diğer türlüsü samimi değildir.

Olimpiyatlarda voleybolu kadın ve erkeklerde Avrupa'dan; İtalya, Rusya, Polonya, Sırbistan ve Türkiye takımları temsil edecek.

13 Ocak

BANU ALKAN: BENİM "TOP"LARIN FESTİVALİNDE NE İŞİM VAR ANLAMADIM!
Türkiye'de düzenlenen Queer Fest'e, afişinde yer alan ve festival kapsamında konser verecek olan Banu Alkan'ın seçilmesinin nedeni nedir acaba; 1. Gay ikon olması mı?, 2. Banu Alkan'ın eşcinsel haklarını savunmasını boşverin, eşcinsel haklarına inanan biri olması mı?, 3. Ülkemizdeki toplumsal cinsiyet anlayışına uygun kadınlığın frapan halinin eşcinsellerimiz tarafından ideal hale getirilmesi mi?, 4. Türkiye'deki eşcinsel örgütlerin hak mücadelesine hiçbir sanatçının(eşcinsel sanatçılar dahil) bile inanmayıp el vermemesi mi?, 5. Ülkemiz sanatçılarının(eşcinsel sanatçılar dahil) duyarlılık seviyelerinin daha eşcinsellik mertebesine yükselememesi mi?, 6. Diğer sanatçılar daha yüksek ücret istediler de, orghanizasyonun bütçesi mi yetmedi acaba?, 7. Banu Alkan eşcinsellik konusunda daha çok dikkat çeker diye mi düşünüldü?; sanmıyorum, 8. Banu Alkan olayın/durumun/nereye katıldığının bilincinde mi?, 9. Konunun eleştirilmesinin, Banu Alkan ile kişisel olarak hiçbir alakası yoktur! 10. Bu seviyedeki organizasyonların, halkın eşcinsellik konusundaki önyargılı bakış açısını pekiştirme ihtimali yüksektir.

14 Ocak

İnsanların haklı olduğum konularda tartışırken özgüvenimi 'paran çok galiba' diyerek maddiyata bağlamalarına bi' gülesim geliyor!

Bir erkek karısının, anasının, eşcinsel erkek kardeşinin veya kız kardeşinin, eşcinsel babasının, lezbiyen anasının, kızının veya eşcinsel oğlunun cinsel hayatına karışamaz; SEN KİMSİN ERKEK-LİK! HADDİNİ BİL; tabi sana o yetkiyi verenler de suçlu!

Bir erkek karısının, anasının, eşcinsel erkek kardeşinin veya kız kardeşinin, eşcinsel babasının, lezbiyen anasının, kızının veya eşcinsel oğlunun cinsel hayatına karışamaz; SEN KİMSİN ERKEK-LİK! HADDİNİ BİL; tabi sana o yetkiyi verenler de suçlu!

Erkeklikle övünenler "top" olsun mu; olsuuun!

Bu yobazlar yaptıkları saçma salak davranışlarıyla, biz işte bu kadar salağız demek istediklerinin farkına varamayacak kadar salaklar! Ulan Atatürk'e saldırınca kedninizden başka hiç kimse yara almıyor geri zekalılar!

"Açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin sonra da Tokyo' ya gidiyoruz diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar" demiş Düzce'nin Kaynaşlı İlçesi Belediye Başkanı MHP' li Birol Şahin.

16 Ocak

Ben inanıyorum ki, resmi yetkililer Filenin Sultanları'nın Olimpiyatlara gitmesini, görev icabı tebrik etmiştir.

Yobazlar... Vücut, cinsel organlar veya cinselliğin ayıp- günahla alakası yoktur; bu sizin geri zekalılığınızdır!

Dine inanmıyorum, bireysel bir yaratıcıya da. İbadet de yapmıyorum; Her gün spor yapmak veya müzik dinlemek bana yetiyor!

Eşcinsel ilişki yaşarken hayatım boyunca zerre rahatsızlık duymadım. Hani günah falan fiyorlar ya; miktirin ordan!

Bakınız, bir ülkede gerçek anlamda sanat ve spor yoksa; o ülke geri kalmış ilkel bir toplumdur!

Hande Baladin... Dünyada voleybolunda da en büyük sıkıntı hem manşet alabilen, hem defans yapabilen, hem de hücumda top öldürebilen 4 numara smaçörünün yok denecek kadar az olmasıdır. Ülkemize bugüne kadar nitelikli olarak sadece Esra Gümüş çıkmıştır bu anlamda. Sonra Gözde, Neriman falan gelmiştir ama onların da ya hücum problemi olmuştur, ya da manşet. Günümüzde Şeyma var, Meliha var ama top öldürmede yetersiz kalıyorlar manşet ve defansları mükemmel olsa da. Hande Baladin güç bela bu anlamda yetiştirilmeye çalışılıyor. Hande deli bir smaçör, yani gözü kara. Manşet problemi de epeyce düzelmiş. Hatta kulüp takımındaki 4 numara arkadaşı uluslararası Brezilya'lı Nalatya'yı bile bençe oturtacak kadar iyi konumda şu anda. Olimpiyat elemelerinde final maçında da Almanya'yı onun sayesinde yenip Tokyo biletini alabildik. Şimdi yobaz beyinler bu kızlara laf söyleyip de, yaptıkları işe saygısızlık etmesin. Bu yobazları alacaksın, bu kızların karşısına dizeceksin, ve kızlara saatte 100 kilometreden fazla giden smaçlarıyla kafalarına patlatıp paramparça ettireceksin. Yobaz geri zekalının birisi kızların formalarını eleştirmiş de çıplaklar diye:..

16 Ocak

Bana göre dogmatik kişiler remi görevli olmamalı asla!

Dünyada Eda Erdem, Türkiye'den daha çok tanıyordur biliyor musunuz?

Dünyada Eda Erdem, Türkiye'den daha çok tanıyordur biliyor musunuz? Şu anda dünyanın Bir numarlı orta oyuncusu çünkü!

Oray Eğin: Türkiye'de popüler kültür üzerinde etkili olan bir gay kitlesi var. Bu kuvvetli gay ekonomisi olmasa, Nükhet Duru bunca sene nasıl iş yapardı?

17 Ocak

Gülşen Bubikoğlu en güzel sinema oyuncusu diye Twitter'da liste başı olmuş. Katılmıyorum buna. Fatma Girik, Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ve Hülya Avşar'ın güzellikleri tartışılamaz!

Gerçek güzellik yüzündeki çizgilerle her yaşta güzel olabilmektir. Fatma Girik ile kimse boy ölçüşemez bu konuda!

18 Ocak

Ecevitlerin Başbakanlık konutundayken, mutfak masraflarını bile ceplerinden karşıladığını okuyunca, 2019 yılında günümüz devlet başkanlığının ikamet ettiği Saray'ın günlük masrafının 5 milyon, yılda ise 2 milyara yakın olduğunu bilmek çok düşündürücü. Çünkü bu paralar bizim cebimizden çıkıyor. Ben borç ile kendimi idame ettirirken, devlet görevlilerinin rehah içinde yaşaması insana dokunuyor gerçekten. Ama en çok dokunan ne biliyor musunuz; böyle bir gider tablosuna rağmen, milyonlarca duruma normalmiş gibi bakan bir açı! Bu şu demek oluyor aslında; aynı kafadanız; biz iktidar olsak, farklı yapmayız! Bu hiç de insnaca değil bana göre!

En son devlet hastanesinde bir doktorun yavaş çalışmasını eleştirdiğim için mahkemeye verildim ve beraat! Sussaydım iyi miydi?

Evrensel bir diva Lale Belkıs. Hakan Eren teşekkür etmek yetersiz... Milyonlarca kez dinleyebileceğim bir yapıt oluşturulmuş gene...

NÜKHET DURU OLMASA, SEN BİR HİÇTİN ALİ KOCATEPE!

Ali Kocatepe, Nükhet Duru'ya 40 yıl önce verdiği şarkılara söyleme yasağı getirmiş. İkinci bir Kayahan vakası. Kayahan da Nilüfer'e benzerini yapmıştı; Nilüfer onun şarkılarını her söylediğinde, para istiyordu. Evde para sayma makinesi olduğu söylenen Kayahan'ın, Nilüfer'i üzmekten başka ne işe yaradı bu kararı? Kayahan bey, Nilüfer, sen olmadan önce de zaten Nilüfer idi, senin şarkıların olmasa da Nilüfer bu ülkenin en iyi şarkıcılarındandı ve senin şarkıların dışında da bir çok hit şarkısı var Nilüfer'in. Ali Kocatepe'nin gerekçesiyse, şarkıları söylerken, Nükhet Duru'nun izin almaması. Nükhet Duru bu şarkılarla kaç defa albüm yaptı, o zaman aklın neredeydi Ali Kocatepe? Hem sen Nükhet Duru ile varolan bir bestecisin. Eğer Nükhet Duru olmasaydı, seni kim tınlardı? Nükhet Duru'dan başka hangi şarkıcıyı parlattı senin şarkıların? Nükhet Duru osuruğa bile yorumuyla hayat verir, onu bambaşka bir boyuta taşır! Bu neyin izini? Eğer Nükhet Duru senin şarkılarını söylüyorsa, bu bir lütuftur. Yarın öldüğün zaman adın anılacaksa, Nükhet Duru sayesinde anılacak. Bunu düşünemeyecek kadar mı kabardı egoların yaşlandıkça? Nükhet Duru olmadan sen bir hiçsin Ali Kocatepe! Nükhet Duru'nun söylediği şarkıları Ajda Pekkan, Sezen Aksu başta olmak üzere kime verirsen ver, aynı etkiyi yaratmayacağını bilmiyor musun? Ama Nükhet Duru kimin şarkısını söylese, onu Nükhet Duru şarkısı yapar. O şarkılara sen küçük bir dokunuş yapmış olablirsin en fazla Nükhet Duru'nun yorumunun yanında. Tarihe aleyhinde bir karar olarak geçecek bu. Hayır amacın ne bir de gerçekten albümden şarkıları çektirerek; izin alınıp alınmaması mı, yoksa ekonomik mi, yoksa parlatmak istiyorsun bu vesileyle kendini?

Ajda Pekkan da bir tuhaf. Fikret Şeneş projesinden sonra, Atilla Özdemiroğlu projesinden de çekilmiş. Bu neyin havası?

Solda, Bütçesi 300 milyar $ cari fazlası olan, Almanya Başbakanı Merkel. Kendi dairesinde kalıyor. Elektrik, su, doğalgazını kendi maaşından ödüyor
Sağda 457 milyar $ dış borcu olan ülkenin CB'si
1150 odalı sarayı, 14 uçağı var ve elektrik-su-doğalgazı halk ödüyor.
Twitter'dan alıntıdır.... Bana ne ki... AKP'ye oy verenler düşünsün! Çünkü en çok onlar mağdur oluyor...

TRANSSEKSÜEL SPORCULARIN DOĞUŞTAN OLAN BİYOLOJİK CİNSİYETLERİNE GÖRE YARIŞMA ZORUNLULUĞU TRANSFOBİ DEĞİLDİR!

TRANSSEKSÜEL SPORCULARIN DOĞUŞTAN OLAN BİYOLOJİK CİNSİYETLERİNE GÖRE YARIŞMA ZORUNLULUĞU TRANSFOBİ DEĞİLDİR!

19 Ocak

Amerika'da transseksüel sporcular artık, geçiş yaptıktan sonraki cinsiyetlerine göre değil de, doğdukları bedendeki biyolojik cinisyetlerine göre müsabakalara katılabilecekmiş yasa çıktıktan sonra. Amerika'daki karar mekanizmasının savunusu, haksız rekabeti önlemek. Çünkü trans bir kadın ne kadar geçiş ameliyatı olsa da, genel vücut yapısı itibariyle bir erkektir. Trans camiası ise bunu bir korku ve ayrımcılık olarak niteliyor. Ben bunun bir transfobi olduğuna katılmıyorum ve alınan kararı doğru buluyorum. Bakınız, eğer spor karşılaşmalarını izliyorsanız, kadın gücüyle erkek gücü fiziksel anlamda eşit değldir ve bir erkeğin penisini kestirerek kendini kadın olarak tanımlaması onun kadın yapmaz. Çünkü kaslar gene aynı kas, kemikler gene erkek kemiği. Trans erkek sporcular da erkek müsabakalarında yarışırsa çok zayıf kalırlar. Gerçekten trans camiasını anlamak çok zor. Bazen sırf laf olsun diye kafa tutuyorlar bazı şeylere. Mesela diyelim ki siz doğuştan biyolojik bir kadın sporcusunuz ve trans kadın bir sporcu, doğuşatn erkek biyolojisine sahip olduğu için sizi ezdi geçti, ki öyle de olur zaten, ne düşünürsünüz bu konuda? Mesela kadın futbol takımına transfer olan trans kadın bir sporcu, kendinin diğer sporcu kadınlardan fiziksel olarak daha güçlü olmadığını savunuyor. Fiziksel gücün cinsiyetle alakası yokmuş ona göre. Hadi ordan, geri zekalı mısın sen?

Bundan tam 11 yıl önce 17 Ocak'ta ilk haberimi paylaşmışım gay haber bloğumda. Paralelinde de yazılarımın olduğu kendi ismime bloğumda. Ben kendimi bildim bileli, hatta ilkokula başlamadan önce gazeteye, dergilere meraklı bir kişiydim. Farklı bir ortamda doğup büyüseydim, belki gazetecei olarak yetişebilirdim. Haberleri takip etmeyi seviyordum ama kendim yazmayı çok fazla düşünmüyordum. Kaos GL'den Ali Erol'un teşvikleriyle cesaretlendim. Aynı anda hem bloğumda yazıyordum, hem de Kaos GL'de yayınlanıyordu yazılarım. Sonra Radikal gazetesi internet gazetesine dönüşünce içeriğine bloğu da ekledi ve yazılarımın hedef kitleye ulaşmasını asıl o sağladı. Aslında konumuz benim yazıp yazmamam meselesi değil. Ben internet çıktıktan sonra bir şekilde bir şeyler yapmayı hep planlıyordum zaten. O yüzden web tasarım kurslarına falan gittim ama Blogspot.com'u keşfettiktn sonra, zahmetsiz bir şekilde hayallerimi gerçekleştirmem işime geldi. Blogspot'un kullanımını da kendi kendime çözmem biraz zor oldu. Aslında kolay oldu da,etiketler bölümüne takılıp kalmıştım ve onu da çözmüştüm sonunda. Yıllar ne kadar çabuk geçiyor. Tam 11 yıldır haber paylaşıp, yazı yazıyorum. Belki de LGBTİ anlamında, internet dışındakileri de gözönünde bulundurursak en büyük arşive sahibim bile diyebilirim. Mümkün olduğunca paylaşmaya devam edeceğim bloglarımda haber ve yazılarımı. Belki de bir yerlere dokunuyor, küçücük de olsa fayda sağlıyordur. Nice yıllara diyorum kendime...

20 Ocak

Voleybol A Milli Takımımızın hem 2, hem de 4 numarası... EBRAR KARAKURT
Voleybolda bir ilk!
Koçum benim!

Jazzie gidişinin 3. gün sabahında bulundu geldi. Büyük ihtimal halvete girip yangınını söndürmüş rospu. Pedro'nun ayağı yaralandığı için onun dönüşüne sevinç gösterilerinde bulunamadım bile Hatta ne sevgi teması oldu aramızda ne de bir diyalog geçti... Bakışıyoruz ara ara. Kırgın mıyım ne?

ÖNEMLİ BİR MESAJ!
Köpek sevip de kedileri nankörlükle karalayanların gerçek hayvansever olduğuna inanmıyorum. Ulan sizin nankörlük dediğiniz şey, kedilerin asil oluşu ve bağımsızlıklarına düşkün oluşlarından dolayı yalakalık yapmaması mı? Alışmışsınız değil mi iktidarlığa? Keşke kediler kadar dik bir duruşunuz olsaydı; Ödlekliğinizden dolayı saldırgan pitbul köpekleri tasmalayıp sokaklarda arz-ı endam eylemeniz bırakın hayvanseverliği, nasıl bir iğrenç görüntü oluşturuyor bir bilseniz! Ben hiç kedilerin ne saldırganlığıyla karşılaştım, ne de nankörlüğüyle; onlar birer asil sevgi yumakları ama insanların "saldırganlaştırdıkları" köpekler ve sahiplerinden zarar gördüm!

Albümlerin ojinalliğini bozduğu için, şirketlerin veya sitelerin sanatçıların albümlerini harmnanlayıp sunmalarını gerçek albüm bilgisi konusunda kafa karıştırdıkları için kınıyorum. Sanatçının farklı tarzda söylediği şarkıları falan birleştirip farklı bir isimle sunuyorlar. O yüzden ki, sanatçıların sağlıklı birer diskografileri bile yok veri olarak. Mesela Gülden Karaböcek'in kaç stüdyo albümü vardır? İşin sıkı takipçileri bile bunu bilmiyor. Sanatçıya danışılmadığı için, sanatçının zaten hiç bilgisi yok. Ticari amaçlı, şarkıların adını değiştirip, aynı albümü yeni bir albüm gibi sunanlar bile var.

Beğendiğinizi biri homofobikse, asılın; yatağa atmanız çok kolay olacaktır gizli eşcinsel olduğu için! Cayır cayır yanıyordur çünk

Yoksulluğun görüntüsü yoksul olmayanları köşeye sıkıştırır!
Z. Bauman

Anama o kadar çok benziyorum ki, kendime baktıkça sanki o bende yaşıyor gibi...

21 Ocak

BİREYSEL ARAÇ KULLANMAK KEYFİDİR VE LÜZUMSUZDUR!

Ben bisikletle veya toplu taşıma araçlarıyla gideceğim her yere gidebiliyorsam eğer, HERKES GİDEBİLİR. Kişisel ulaşım aracı KEYFİdir bana göre... Kazalar niye oluyor, ÖZELLİKLE HAYVANLAR NİYE EZİLİYOR? Küresel ısınma sebebiyle iklim değişiklikleri niye var ki, bu yüzden Avustralya'da 4 aydır süren yangınlarda 2 milyar hayvan ölüyor ve bazılarının neslinin tükenme tehlikesi söz konusu. Gelecekte insan türü, kendi sonunu da hazırlayacağını bilmiyor mu; bence bilme kapasitesi, dolayısıyla biiinci eksik. Çünkü insan türü şu anki aşamada istisnalar hariç nasıl lüks ve refah yaşayabilirimin derdinde. Mesela lüks bir araba, ev, yeme içme, gezme tozma... Ben herkesin hayalini süsleyen ve bazılarının yaşadığı bu tarza, BU NE YAA? diyorum. Çünkü tüketim toplumu olmanın sonucu, çevrenin katliyle eş anlamlıdır. Ben geri zekalı mıyım da çevredeki hayvanları elimden geldiğince uzun yaşatmaya çalışıyorum? İnsanların % 99'undan daha sosyal insanım ki, öyle yalnızlığımdan falan değil hayvanlara yardımcı olma çabalarım. Onların korunmaya, barınmaya, beslenmeye ihtiyaçları olmasa, bunu niye dert edineyim ki? Ve çevrenin bütünlüğünü korumaya çalışmadığımız sürece, herkes çevrenin her bir parçası için elinden geldiğini yapmadığı sürece, insan türünün geleceği falan olmaz. Şimdi bazıları diyecek ki, "Sen ne diyosun yaa?"! Çünkü insanlar zannediyor ki, dünya böyle dönmeye devam edecek ve biz elimizden geldiğince dünyayı tüketelim, öte dünya için de dogmatik inançlarımızla geleceğimizi garanti altına alalım. Kusura bakmayın yaa, kafanızı şişirdim. Bütün bunları niye yazdım aslında biliyor musunuz; şuursuzca araç kullanıp, sokaktaki kesileri ezen geri zekalı pisliklere nefretimi kusmak için? Ulan elimden gelse var yaa, o pisliklere neler yaparım biliyor musunuz? PEDRO KEDİMİN AYAĞI ŞU ANDA, BİR ARACIN EZMESİ SONUCU SALLANIYOR. İnanıyorum iyileşecek ama o hayvanın psikolojisinde derin bir yara bu! Ben sayfamda kendimce yazıyorum işte, kimsenin anlamasını da beklemiyorum. Elimden gelse evimizin önünden geçen ara yolu trafiğe kapatırım. Niye var ki bu ara yol? Üst ana yoldan gidebilirsiniz gideceğiniz yere. Eğer bir devlet başkanı olsam, bireysel araçları yasaklarım! Herkes bisiklete binmeyi öğrensin! Konuya dikkat çekmek için çok şey yapmak istiyorum ama kime neyi anlatacağım ki..?

Bazı insanlar beni hazmedemeyince eşinselliğimle dalga geçip belden aşağı vurmaya çalışıyorlar, anlamadığımı sanmayın. Umursamadığım için inanın hiç yara almıyorum ama siz karakter ve kişiliğinizi bu berbat davranışlarınızla çok güzel sergilediğiniz için, sizi daha iyi tanıma fırsatı yakalamış oluyorum bu sayede. Size eşcinselliğim üzerinden tepki verirsem eğer, bu beni de sizin seviyenize çeker ki, o hataya bu yaştan sonra asla düşmem; onun yerine dik duruşumla, duymazlıktan gelip basitliğinizi kaale almayarak ve başarılarımla cevap veriyorum; KUDURUN EMİ!

70'lerin sonları ve 80'lerde çocukluğumda Türk Hafifi Müziği başlığı altında TRT'de dinlediğim sanatçıları yıllar yıllar sonra tekrar dinleyebilecğimi 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Işıl Yücesoy üst üste single çalışmalarıyla bizi mutlu etmeye devam ediyor...

22 Ocak

Kedilerle ilgilenemeyen insnaların ben duyarlılık eşiklerinin iyi seviyede olduüğuna inanmıyorum. Çünkü aslında anlatılmaz, yaşanması gerekir ama ben gene de anlatayım kedileri kısaca. Çünkü kediler özgürüklerine daha düşkün oldukları için, onları anlamak biraz daha zor, onlarla birlikte yaşamak gerekir onlamak için. İnsanın konuşamayan bağımsız bir türü gibi bir şey kediler. Evini, birlikte yaşadığı kşileri çok iyi tanıyan ama kişiliklerinden de asla taviz vermeyen bir tür. Onlarla yaşarken keşke bir konuşabilseler diyorsun ama aslında zaten bir süre sonra konuşma dışında da bir iletişim gerçekleştiriyorsunuz. Çünkü onlar insan sesinin tonundan ne demek istediğinizi anlayabiliyorlar. Duyarlı bir insan da zaten onlara göre bir anlayışı çok kısa sürede geliştirebiliyor. Evet zor birlikte yaşamak ama eğer sevgi önceliğinizse, bütün zorluklara değiyor. Ben onlar sayesinde, büyümeyi, gelişmeyi, gerçek bir insanlığın ne demek olduğunu öğrendim; onlar sayesinde insan türünün anlamsız yaşam biçimini o kadar net görebildim ki... Büyük çoğunluk olarak insan yaşamının kediler gibi sadece metabolik olduğunu söyleyebilirim; en azında kediler doğayı katletmiyor!

BİR TRANSSEKSÜELİN ACI FERYADI; KESTİRDİKTEN SONRA CİNSEL HAYATIM BİTTTİ!
Eşcinseldim. Sonra bana sen trasn kadınsın dediler. Çükümü kestirdiğim gün, erkek kimliğimin üstünde tepindim parti vererek. Şimdi cinsellikten nefret ediyorum. Çünkü ilişki anında hiçbir şey hissetmiyorum, zevk alamıyorum. Yanıma cinsel anlamda yaklaşanları öldüresim geliyor. Beynim erkekleri ve cinsellik istiyor ama bedenim "asla" diyor! Çünkü bu, keyif almadığım bir şey için, kendimi kullandırtmaktan başka bir şey değil! Ve kestirdikten sonra geriye dönüş yok asla. Pişman olsam ne olacak ki bu saatten sonra; kendi ellerimle kendi cinsel hayatımı bitirdim işte. Yazıklar olsun bana. Doğanın bahşettiği sağlıklı bir bedenin kıymetini bilemedim, doğa da beni cezalandırıyor anlayacağınız. Anladım ki ben penisimden zevk alıyormuşum kendimi cinsiyet olarak ne hissedersem hissedeyim. Anladım ki o hissettiğim cinsiyeti de doğduğum bedende tatmin edebiliyormuşum ancak. Yani ameliyatla cinsiyet değiştirmek falan, sadece insanın kendini kandırması; bir çük-vajina meselsi değilmiş kadın olmak! Bana demişlerdi ki, çükünü kestirdikten sonra da cinsellikten aynı zevki alacaksın; akıl var mantık var, zevke duyarlı bölgeler kökünden kazındıktan sonra insan neresiyle zevk alabilir ki? Transseksüeller beden bütünlüğünün korunmasını transfobi olarak görüyorlar ama işin aslı öyle değilmiş; onlar düştükleri bataklığa, yalnız kalmamak için diğer eşcinsellleri de çekmek istiyorlarmış! Sakın transseksüellerin ağzıyla hareket etmeyin!!! Bir de göz boyamak için trans geçiş sürecini masal gibi anlatıyorlar. Transseksüeller yalnız kalmak istemiyor, transseksüelliği destekleyenler de örgütler veya doktorlar rant sağlıyorlar-çıkar için yapıyorlar bunu. Eşcinseller birer kurban bunlar için! Siz hiç kestirmediği için pişman olan bir eşcinsel gördünüz mü; ama kestirenlerin neredeyse hepsi aslında pişmanlar ama bunu dile getirmiyorlar!

23 Ocak

BU DA, BU ÜLKEDE YAŞAYIP DA ATATÜRK'TEN NEFRET EDEN GERİ ZEKALI YOBAZLARA KAPAK OLSUN! GERİ ZEKALI YOBAZLAR!!!

Sezonun ilk Grand Slam'i olan Avustralya Açık Tenis Turnuvası'ndaki Lesia Tsurenko-Ashleigh Barty maçında tribündeki Atatürk tişörtlü seyirci herkesin ilgi odağı oldu. Tsurenko’nun Ukraynalı kondisyoneri Denis Vashchuk, "Ulusun babası" ve "reformist" sıfatlarıyla tanımladığı Mustafa Kemal Atatürk'ü, gelişimin ve ilerlemenin sembolü olduğu için maçta onun tişörtünü giymeyi tercih ettiğini açıkladı.

Olimpiyatlarda Türkiye'yi takım sporlarında yarı çıplak diye ahlakçılık yapılan kadın voleybolcularımız temsil ediyor sadece!

24 Ocak

Eğer ben insanlarla iletişimimin evde misafir etme bölümünü kesmeseydim, kedilerim evde sürekli kalamayacağı için, bu kadar uzun ömürlü olamayacaklardı. İlk defa nazar değmesin ortalama 20 kişiyiz uzun zamandır! Çünkü hava almak dışında evde olunca, başlarına da bir şey gelmiyor...

Jazzie&kHalil&Chitoshki
24013030
Sanırım 1 yaşındalar artık kızlarım. Hamile kalma turlarında oldukları için, pencere önündeki mahallenin bıçkın delikanlısına bakıyorlar!

Eskiden radyolar pille çalışırdı. Bitmesin diye de kapatılırdı. Türk Hafif Müziği programı çalarken kapatılınca çok üzülürdüm!

Film yapımcısının tecavüzüne uğrayan oyunclardan biri, neden şikayetçi olmadın sorusuna, o sıralar kafam karışmıştı. Ben tecavüze sokakta ve karanlıkta olur sanıyordum, şeklinde cevap vermiş.

Tecavüz nedir; istemediğin halde birisinin cinsel saldırısına maruz kalmak demektir. Kafa karıştıracak bir şey yok ki bunda!

Hayatımın geri kalan kısmını insanlarla uğraşmadan ve özellikle mahkemeye falan düşmeden yaşamak istiyorum!

TRT Eurovision'a AKP gidince 2024 yılında katılacaktır. 24 zaten eşcinsel rakamı! Hani eşcinsel yarışması diye katılmıyor ya TRT!

25 Ocak

Yıl 2012 idi. İstanbul'da dondurma alırken cebimden paramı düşürmüşüm. Arkamdan gelen bir Suriyeli haber vermişti düşürdüğümü!

Denizli'de İranlı, Suriyeli, Afganistanlı arkadaşlarım oldu; onlar da bizim gibi insan; herkes ekmeğinin derdinde!

Laflarım yanlış anlaşılmasın lütfen. Çevremdeki veya tanıdığım, konuştuğum Kürtler, çekindikleri için biz Doğuluyuz derdi, hala da öyle. Biz de nezaketen Doğulu tabirini kullandık hep. Biz halk olarak birbirimizi seviyorduk ama sorun sanırım siyasetti, çıkar politikalarıydı. Oysa özgürce konuşabilseydik, anlaşamamamız için hiçbir sebep yoktu. Zaten sosyalist olanların, özgürlükçülerin ötekileştirme veya anlaşamamak gibi bir derdi yoktu. Kutuplaştırma üzerinden nemalananları siz, herkes çok iyi biliyor... Bir de bunlar manevi değerlerden, sevgiden bahsederler...

26 Ocak

Yaa, şu doğa olaylarında dogmatizmi bir taraf bırakın artık; Bunun dinle, Tanrı ile alakası yok! Fay hattı kırılmış! KIRILMIŞ!

Türkiye medeni olmadığı için, AB'ye girmeyi falan haketmeyen antidemokratik zihniyette insanlardan oluşan bir ülkedir. Ben ne zamana kadar sokaktaki kedilere mama verdiğim için cahilliklerle kavga ve mücadele etmek zorundayım? Neymiş, kedi bakacaksam, bütün kedileri toplayıp evime götürecekmişim. Bir zararı var mı sana sokaktaki kedinin diyorum; cevap yok. Sen hayvan düşmanı mısın diyorum, hayır diyor. Akıl ve mantık dışı davranışlar... İnsanların bir şey yaparken, ne yaptığını bile bilmemesi ne kadar zavallıca. Yaa, kimseyle tartışmak istemediğim için duymazlıktan geliyorum ama bunu korkaklık zannettikleri için bu sefer hakarete vardırıyorlar laflarını. Tepki gösterince de Halil kavgacı oluyor. İnsan merkezli yaşayanlar, bir zahmet uzak tutun benden nefretinizi, negatif enerjinizi. Eğer bir suç teşkil ediyorsa da hayvanları korumak, onlara yardımcı olmak; gidersiniz, şikayette bulunursunuz. Ben sizin evinize gelip, kapınızın önüne mi mama bırakıyorum? Adamlar sokaktaki kedilerden rahatsız oluyor. Yaa, insanların geneli böyle bee. Bir çoğunun hayvanseverliğine bile inanmıyorum. Hayvanseverlik, evinde süs niyetine bir hayvan bakmak değildir; Doğadaki bütün canlıları düşünmektir. Ama insanlar daha o kadar geniş kapasitede düşünebilecek bir evrim ulaşamamıştır. Sözüm meclisten dışarı..!

Bugün Pazar. Normal bir gün. Rutinlerimi yerine getirdim; günlük temizlik, spor, kedilerin bakımı... Ama adamın biri sokaktaki kedilere mama veremezsin diye moral bozuyor. Ben hiç kimseyi zerre kadar bile rahatsız etmeyi, zarar vermeyi, üzmeyi düşümezken, insanların bana bunu yapmaya hakkı yok; insanların başına gelenlere vicdanen üzülüyorum ama biliyorum ki üzülmemeliyim; BETER OLSUNLR! demeliyim! Evrene havale ediyorum; nasıl biliyorsa öyle yapsın; doğa akıl ve mantık çerçevesinde, bilimsel veriler ışığında kendini gerçekleştirir, gerçekleştiriyor da! AMA İNSANLAR BUNU ANLAYABİLECEK KAPASİTEDE DEĞİL;

27 Ocak

Berna Laçin'e, deprem vergileri nereye gitti dediği için devlet tarafından soruşturma açılmış.

Eşcinsel olduğum için sen AIDSlisindir diye benden kan bağışı kabul etmeyen Kızılay, acaba deprem yardımımı kabul eder mi?

Bu ülkede vergi alınırken cinsel yönelimlerine bakılmayan eşcinsellere, hak verilirken eşcinsellikleri tanınmıyor!

Eşcinselleri top, ibne diye aşağılarken her gün deprem yaşadıklarını, ruhlarında onulmaz fay kırıkları oluştuğunu biliyor musunuz?

Kızılay bana mesaj göndermiş, 10 lira istiyor. Ben eşcinselim ayol; Zorda kalınca mı aklınıza geliyorum! Depremzedelere canım feda

28 Ocak

Mahkeme Ankara'da köpekleri zehirleyerek öldürenlere 10'ar yıl hapis cezası vermiş. Hayvan düşmanları şimdi korkun benden!

Hayvanlara zarar verenlere karşı, kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğime and içerim! Yaşasın hayvanlar!

4, 4 daha 8,
2, 4, 6, 8,
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8,
8 ay kaldı emekliliğime!

29 Ocak

”Kadın Doğulmaz, Kadın Olunur!” diyen Simone de Beauvoir'a göre kadın olmak doğal bir gerçeklik değil, medeniyetin bir ürünüdür.

Türkiye'de insanların depremden zarar görmesinin sebebi, "Tanrı'nın işi" diyip, gerekli önlemlerin alınmamasındandır. Japonya'da insanlar dinsiz olmalarına rağmen, olaya bilimsel yaklaştıkları için, daha fazla ve şiddette deprem olduğu halde zarar görmüyorlar. Daha biz, deprem vergilerinin nereye gttiğini bile soramıyoruz hakkımızda soruşturma başlatıldığı için. Veya yobazlar depremin sebebini çocuk yaşta evlilik gibi ahlaksızlıkların yasaklanmasına falan bağlıyorlar...

Dinsiz Japonya'da 7.5 şiddetinde deprem oluyor, kimsenin burnu bile kanamıyor ama Tanrı Türkiye'de 7'nin altındaki bir depremle kimseye acımıyor! NEDEN? Tanrı dinsizleri mi daha çok seviyor, yoksa bu işin Tanrı ile bir alakası yok mu?

Sokak hayvanlarına bakanlara tepki gösterenlere artık ceza var!

Eğer insan çocuklarım olsaydı, onları kedilerimden daha çok sevemezdim...

İnsanlar o kadar egosantrik ki, komşusunun başına bir şey gelse o bile umrunda olmuyor. Yani acımıyor bu insanların içi. Yani duyarlılık yok vicdan olmadığı için. Acımasızlar hatta o yüzden. Ki hayvanlar hiç umurlarında değil. Kapasiteleri yetersiz oldukları için, hayvanların da insanlar gibi bir canları, yaşama arzuları, kendilerini gerçekleştirme hedefleri olduklarını düşünemiyorlar ki, şu dediklerimi bile anlamaları imkansız. Gene Halil zırvalıyor diyecekler. Tabi ben, beni, gerçek hayvanseverleri kimsenin anlamasını beklemiyorum. Çünkü anlama yeterlilikleri olsa, başkalarının sözlerine bile ihtiyaçları olmaz, kendi kendileirrine keşfederler duyarlı olmayı, empati kumayı, acıyma duygusunu vesaireyi. Böyle insanlarda ben sadece nefret hissediyorum. Hep lafla veya fiziksel olarak birilerini vursalar. Çünkü bununla beleniyorlar, bununla tatmin oluyorlar; SEVGİ YOK AYOL BUNLARDA!
Pırıl kızım engelli bir kedi olmasına ve bu engelliliği yüzünden evin diğer kedileri güç yeterliliği yapsa da mutlu sayılır. Çünkü yalnız olsa çok daha kötü. Ayı Pedro'ma nazar değdi sanırım ki, yaralanan ayağı artık iyileşmey başladı, üzerine basabiliyor. Bak yaralanınca hiç bahsetmedik bundan; çünkü iyileşme umudumuza zeval gelmesini istemediğimiz için dillendirmedik fazla. Bu süreçte kocaman bir bebek gibiydi oğluşum. Nasıl nazlar yaptı bana mırıl mırıl.

30 Ocak

Cem Yılmaz'a kahkaha efektine bağlanmış gibi gülüyorlar; bana neden hiç gülmek gelmiyor acaba? Çünkü Cem Yılmaz vesairelere gülmek, mizahla alakası olmadığı için osuruğa gülmek gibi geliyor bana

80 Milyonluk bir Türkiye'de insanların umdunun sadaka gibi aylık 200-300 Dolar olması utanç verici; yaşanmamış acı bir hayat!

Ölümlü dünyada mülkiyetçilik kadar lüzumsuz bir şey yok; hayat paylaşınca güzel!

Hayır, hiç de o yaşıma dönmek gibi bir özlemim yok... Elbette başa sarıp daha dolu dolu ve bilinçli yaşamak ister insan ama bunun yaşla alakası yok.

31 Ocak

Gelecekte insan türü cinsiyetsiz olacak diye korkulması, aslında öze dönmektir. Cinsiyet kimliği doğuştan olsa niye korkulsun ki?!

Hemcinslerinden hoşlanan kadın ve erkek eşcinselllerin, kadın veya erkek olmak ve davranmak gibi zorunlulukları yoktur!

Asgari ücret 2.300, milletvekili maaşı 22.200 lira. Yani işçi maaşının 10 katı; Milletvekilleri işçiden daha mı çok çalışıyor?

Şarkının melodisi gerçekten çok güzel. Kliple çok daha hoşuma gitti. Ama şarkıya biraz tempo verilse, 70-80'lerin disko saoundu biraz daha hissettirilse daha vurucu şarkı olablirmiş gibime geldi!

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ; YUNALILAR, ERMENİLER, HERKES KARDEŞTİR, KARDEŞİMİZDİR. BU DÜŞÜNCEMİ HİÇBİR ŞEY DEĞİŞTİREMEZ. ÇÜNKÜ NEFRET DUYGUSU ZORLAMAYALA OLMUYOR!

Neden bazıları koşulsuz bir şekilde itaatkar olur? Sanırım akıldan yoksun oldukları için. Şimdi kimse bana bir insanı öldürtemez; ne pahasına olursa olsun. Bu can yaa; geri getirilebilecek bir şey değil ki. Savaş çıkartan politikacıları süreceksin savaşa. Oturdukları yerden karar veriyorlar, sanki barıştan daha değerliymiş gibi düşüceleri!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder