Yazımın başlığı "Gidiyor artık!" idi. Gidiyordu ama Corona Virüsü yüzünden gidemedi!
"Bugün içim acıyor 5 yıldan fazla zamandır Türkiye'de kalan mülteci Azeri kökenli İranlı arkadaşım bana vedaya geldiği için!" demiştim... Ama vedalaşamadık; çünkü..!
"Bugün içim acıyor 5 yıldan fazla zamandır Türkiye'de kalan mülteci Azeri kökenli İranlı arkadaşım bana vedaya geldiği için!" demiştim... Ama vedalaşamadık; çünkü..!
Onu ilk, Denizli'deki ilk Gay Onur Yürüyüşü'nde görmüştüm. Sonra başka bir LGBTİ etkinliğinde görüştük. Dün gibi... 5 yıldan fazla zaman geçmiş İran'dan Türkiye'ye geleli... Kimler kimler gitti de, O, 50 yaş sınırını aşmış engelli ve cinsel kimlik anlamında ötekileştirilmiş biri olarak bekledi, bekledi, bekledi... Ümitlerinin tükendiği bir anda Avustralya kapıları açıldı...
Zaten Azeri kökenli bir İranlı olduğu için, "gitmek mi zor kalmak mı zor" durumunu yaşıyor aslında. Çünkü Türkiye ona insanca yaşama koşullarını sağlasa, hiç gitmeyecek. Çünkü sonuçta bir Azeri Türkü. Gitmeyip de ne yapacak; iş yok, para yok, devlet sağlık imkanları sağlamıyor... Aslında benim yanımda kalmasını istiyorum ama bu kadar bekleyişten sonra şansını bir denesin bakalım... Eğer yapamayacak olursa döner tekrar Türkiye'ye. Milyonlarca insan sığdı Türkiye'ye de bir O mu sığamayacak? Aslında belli yaşın üzerinde olan ve zorda kalan LGBTİ'lere sığınma evleri yapmak hala planımda var ama parasızlığın gözü kör olsun.
Türkiye'de kaldığı süre içersinde elbette yabancı olmanın sıkıntılarını yeteri miktarda yaşadı. Evet yabancılara insanlar güç yeterliliği yapıyorlar, onları kandırmaya ve sömürmeye çalışıyorlar, küçümsüyorlar, dışlıyorlar (O da parmakla işaret edildi sokakta cinsel kimliği yüzünden sanki bir suçluymuş gibi! Sözlü tacizlere uğradı, tehditlere maruz kaldı, halka açık park gibi yerlerden uzaklaştırımaya çalışıldı), eğer buna bir de yaşlılık, engellilik ve eşcinsellik gibi diğer risk kimliklerini eklerseniz, yabancı bir ülkede yaşamak çok daha zor oluyor. Hele yabancı polis şubesinde engelli olmasına rağmen çıkartılan engeller unutulacak cinsten değil; çok eziyet etti Türkiye'deki kurumlar da... En büyük sıkıntısı sağlıkla ilgili olanlardı. Bir bacağı protezli olduğu için ameliyatlar geçirdi, kaç kere düştü protezi kırıldı, sonra safra kesesinden ameliyat oldu...
Dayanamayıp isyan ettiği günler de çok oldu... Zaten bu yolculuğa doğduğu coğrafya ve kültürün eziyetinden dolayı çıkmıştı ve Türkiye noktası 5 yıldan fazla kaldığı bir liman oldu onun için. Bakalım başka bir kıta ona neler getirecek? Hayat bir yolculuk ama O, insanca yaşamak için doğudan batıya özgürlük yolculuğuyla yaşam yolculuğu dışında da mecburiyetten bir yol katetmek zorundaydı. Kimi göçmenler daha iyi yaşamak için yola çıkar ama bazıları insanca yaşamak için; çünkü onları doğduğu kültür kabul etmemiştir, ailesi reddetmiştir, yasalar yaşama haklarını ellerinden almıştır. Bay C. de onlardan biriydi işte. Alıştım ona; ayrılık zor olacak elbette. Ben zaten ayrılıkları oldum olası sevmem. Hayırlısı diyelim ve her şey onun için en güzel olması dileğiyle... Aşk insanı olduğu için de, ona hak etiği değeri verecek bir aşk diliyorum en çok!
Yazıyı yazdıktan 2 hafta sonra korktuğu başına geldi ve Corona Virüs salgını sebebiyle ülkeler arası uçuşların iptal edilmesindne dolayı, yolculuğu en az 2-3 ay sonrasına ertelendi. Üstelik de tam bugün yola çıkacakken haber verildi. Oysa o yola çıkıyorum diye bütün ev eşyalarını dağıtmıştı. Şimdi eşyasız ve doğal gazsız dört duvar arasında bu süreyi nasıl geçireceğini düşünüyor. 5.5 yılık stresli bekleyişin üzerine bu gecikme çok ağır geldi ona. Ve üstelik 2-3 ay sonrası da garanti değil.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder