7 Mart 2020 Cumartesi
EŞCİNSEL AVCILARINA DİKKAT!
Duygusal olarak açız aşka, sevgiye. Çünkü eşcinselliğin normal karşılanmadığı, ahlaksızlık ve sapıklık olarak lanse edildiği bir dünyada kendimizi bu anlamda gerçekleştiremiyoruz. Dolayısıyla sevgi ve aşk konusunda zafiyet veriyoruz. Nasıl mı? Birisinin bizi sevdiğine hemen inanıyoruz, bizi sevdiğini söyleyen kişinin amacının bizi maddi anlamda dolandırmak olduğunu göremiyoruz. Hatta uyanmamız da uzun zaman alabiliyor ve bu süreçte hem maddi olarak, hem de psikolojik olarak tükeniyoruz. Sonrasında da dımdızlak ortada kalıyoruz. Bu kişiler sanki bu işi meslek ediniyorlar. Birini tükettikten sonra başka bir eşcinseli sömürüyorlar. Sonuçta bu toplumda eşcinsellik normal karşılanmadığı sürece, eşcinseller de aşklarını yaşayamayacaklar ve bu konuda zaafları olmaya devam edecek. Bu kişilere hukuki olarak yaptırım uygulatmak da kolay değil. Çünkü onları yakalatmak kolay olmadığı gibi, adalet sistemimizin de eşcinsel mağduriyetlerini ne kadar ciddiye aldığı tartışılır. Ayrıca burada bir de zorla gasp da yok. Duygularımıza yenilip, bu çıkarcı kişilerin tuzaklarına düşüyor ve uykudan uyanmamakta direniyoruz sanki. Çünkü hep sevilmek istediğimiz için, bizi sevdiğine inandırmak istiyoruz kendimizi. Hep karşı tarafı temiz çıkartacak argümanlar üretebiliyoruz. Şimdi bir gün değil, 6 ay değil, 3 yıl bir insan bizi sömürüyorsa, burada duygularımıza yenilip, gerçeklere kör olma durumu söz konusu olabilir. Şöyle anlatayım; işin içinde aşk olmasa, bir kişiye 3 yıl boyunca inanıp kanabilir miyiz? Buraya kadar anlattıklarım işin birinci bölümü. Bir de tehdit ve şantajların olduğu evresi var. Bu sömürgenler avlarının peşini bırakmayabiliyorlar da. Kandıramazsa, zorla sömürmeye devam etmek istiyor. Peki ne yapmamız gerekiyor bu kişilere karşı..? Birincisi haklı da çıksak, haksız da çıksak bu kişiler adli mercilere şikayet edilmeli. Çünkü bu tür kişiler potansiyel suç unsuru oldukları için, ayakları mutlaka tökezleyecek ve hakkındaki biriken şikayetler serbest bırakılmasının önüne geçecektir. Ama bu kişilerden korkarsak, nasıl olsa adalet bir şey yapmıyor diye de şikayette bulunmazsak, inanın hiçbir şey yapamayız. Haa yapılacak şu var, hatta daha masrafsız. Bu tür kişilere karşı uyanık olmalıyız. Nasıl mı; eğer bir kişi sizden maddi beklenti içine giriyorsa, aşkınızı çöpe atıp uyanmanız gerekiyor. Gerçekten seven insan karşısındakini yemeye çalışmaz. Ama biz eşcinseller hayat müşterek diye aşk için bonkörlük yapabiliyoruz. Tamam aşk için helali hoş olsun da, eğer bir kişi aşkının karşılığında sömürüyorsa sizi, bu parayla aşk satın almak oluyor ve bu aşkın da hiç garantisi yok. Demem o ki, yaşanılan bu tür örneklerden hepimizin haberi var. Bu tür olaylar kulağınıza küpe ve her yaklaşana karşı temkinli olmanıza bir uyarıcı etken olsun. Bir insan sizi sevdiğini söylüyorsa, bu insan beni sevebilir mi, bu insan beni niye sevsin ki diye sorgulayın kendinizi. Ben sevilmeyecek insan mıyım diye bu sözlerimi hakaret olarak algılamayın. Ben, beni sevdiğini söyleyen kişiye karşı içimden, ben geri zekalı değilim, kandıramazsın beni diye hep şüpheyle yaklaşırım. Size bir şey söyleyeyim mi; 50 yaşındayım ve hiç sevilmedim veya sevildiğime inanmadım. Niye sevilmiyorum diye de sorgulamadım kendimi; çünkü biliyorum ki heteroseksist ve homofobik dünyada eşcinsel aşk bir şey öyle kolay kolay gerçekleşmez. Bizim aşklarımız, eşcinselliğin kabul edilmediği bir dünyada, duygusal açlığımızdan dolayı, ancak kendimizi kandırma şeklinde olabilir. Haa, sana katılmıyorum diyenler olabilir. Ben süper aşklar yaşıyorum diyenler de olablir. Ben sadece konuyla alakalı düşüncelerimi açıklıyorum. Herkesin bildiğini okumaya devam etme hakkı kendisine aittir. Ben de bir eşcinsel olarak aynı yollardan geçtim, aynı tuzaklara düştüm ve aklım başına geldikten sonra da bu ülkede eşcinsel aşka olan inancımı kaybettim. Zaten heteroseksizmin bize dayattığı mülkiyetçi aşkın gerçek aşk olduğu tartışılır. Kıssadan hissa; bu tür kişilere karşı uyanık olalım, bu tür kişilerden korkmayarak hukuki anlamda şikayetçi olalım, ki bu tür kişiler bizleri sömürmeye devam edemesinler. Ama ben o kadar çok görüyorum ki kocacııım diye bu tür aslakları fahişelik yaparak besleyen, büyüten, ortalığa parazit gibi yayan...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder