Şehirlerin, bölgelerin hoşgörüsü büyük oluşları veya yönetim biçimlerinden çok, geçmişten günümüze genel yapısı(Tabiki de zaman içindeki dönüşümü de gözarı edemeyiz) ile alakaldır... Ege Bölgesi gibi... O bölgenin genel anlamda hayata, olaylara, farklılıklara bakış açısıyla alakalıdır hoşgörülü oluşu; bu da demokrasiyi doğurur. İstanbul, Ankara gibi şehirlerde eşcinselliğin daha normal karşılandığına asla inanmıyorum. Oradaki kalabalıkta insanlar sadece daha rahat kamufle olabiliyorlar. Nefret cinayetleri en çok nerelerde işleniyor diye bakmak gerekiyor. Bu daha görünür olmakla alakalı değil; küçük şehirlerde de kimin ne olduğu biliniyor. Aktivizm yapıp hedef gösterilmekle de alakalı değil; çünkü küçük şehirlerde sosyal yaşamın içinde varolan açık eşcinsellik en doğru ve gerçek aktivizmdir. Dolayısıyla geleneksel heteroseksist ve homofobik toplumlarda eşcinselliğin kabulü küçük yerleşim birimleriyle mümkün olacaktır. Zaten 25 senedir Ankara'dan eşcinsel haklarına dair bir şeylerin gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılır. Büyük şehirler eşcinsellerin eğlence alamında daha özgür hareket etmelerini sağlayabilir ama hak ve özgür yaşama anlamınmda Denizli ile İstanbul arasında zerre fark olmadığı gibi, eşcinselliğe bakış açısı küçük birimlerde daha insancadır tartışmasız. Büyük şehirlerdeki 3-5 yağa sabuna dokunmayan kişinin lafgüzarlığı, oralarda eşcinselliğe ne faydalı bir şeyin ypıldığını gösterir, ne de eşcinsellerin oraklarda daha hakkaniyetli yaşadığını. Oralardaki derneklerin eşcinselleri düşünmediğne dair bir kanaat bile var. Yani Türkiye genelini temsil etme gibi durumları zaten söz konusu bile olamaz. Eşcinsel dernekler hakkındaki algı şudur; Proje hazırlayıp AB'den nereye harcadıkları belli olmayan fon almak! Kanaatimce de pastadan kimsenin pay almaması için de tekeli bırakmak da istemiyorlar! Bir de her etkinliğe maydonoz olmayı pek tasvip etmiyorum; çünkü konu cinsel yönelim hakkı mücadelesinde uzaklaşıyor! Hayatın içinde varolmakla, devlet yönetrimine her fiilen karşı çıkış içersinde yer almak, cahil toplumlarda ayrımcılığa maruz kalanalara olan nefreti körüklemez mi? Belki eşcinseller her yerde var demek olabilir bu ama biz eşcinseller hepimiz anarşist olmak isteyen bir kesim miyiz genel anlamda bilmiyorum! Eşcinsel hakları mücadelesi sadece Ankara veya İstanbul'dan yönetilmekten vazgeçilmeli diyoruym ama başka şehirlerde açılan dernekler de Ankara'nın güdümünde ne yazık ki? Değişen bir şey olmuyor çünkü. Ankara'dan bağımsız eşcinsel dernek kurulması engellenmeye çalışılıyor ne yazık ki. Bunu Denizli'de gördüm. Engel çıkartan kişi de sonunda Denizli'den defolup gitti!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder