19 Ocak 2020 Pazar

BAŞARININ SIRRI ÇOK ÇALIŞMAK!


Ben nezle gripi 3-4 günde atlatırım normalde. Bu sefer 2 haftayı geçti, hala çok hastayım. Dün ateşim vardı, bugün donuyorum ve tir tir titriyorum. Neden? Çünkü tam iyileşmeden açık havada tenis oynamaya devam ediyorum her gün. Spor çok şifddetli bir bağımlılık; hayır diyemiyorsun asla. Çünkü insanın her oyunda kendini geliştirmesi gibi bir durum söz konusu ve bunun sonu yok. Bugün hasta halimde öyle keyifli 1.5 saat tenis oynadım ki; kendime yeni bir şeyler kattım, vuruşlarımı daha isabetli hale getirdim, sevis karşılamamı hücuma dönüştürdüm vesaire. Sporda 7. yılım. Yüzme ve bisikleti saymazsak badminton ve tenis oynuyorum. Badminton sahası problemi yüzünden tenise daha ağırlık vermeye başladım son yıllarda. Çevremdeki tenis oynadığım bir çok kişiden daha iyi tenis oynuyorum. Yani spor akademisini bitirenlerden bile desem... Aslında 7 yıldır disiplinli bir şekilde spor yapmam, bana spor diplomasını hakettiriyor. Ama diploma sonuçta benim işime yaramayacak kimliğim itibariyle. Hayatı zaten sistemden faydalanmak üzerine değil de, keyif almak üzerine yaşamk en doğrusu ve güzeli bana göre. Spor bana çok şey kattı; daha özgüvenli oldum, daha kendimle barışık hale geldim, daha sosyalleştim, daha çok insan tanıdım, en önemlisi daha sağlıklı oldum. Bakınız ben 50 yaşındayım ve 20'liklere bile taş çıkartıyorum teniste. Çünkü tenis sayesinde koşuyorum, refleksim arttı, kondisyounum arttı... Kısaca başarının sırrı ne kadar yetenek, teknik ve yaptığın işi çok sevmek olsa da, asıl çok çalışmak... Omuzdan ve dirsekten sakat bir şekilde oynuyorum 1 seneden fazladır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder