Homofobinin gerçek sebebi ve eşcinselliğin kabul edilmesi için...
Bütün eşcinseller cinsel yönelimleriyle yüzleşip barışsalardı, şu anda homofobi diye bir şey olmazdı!
Cinsel yönelimiyle barışık ve eşcinselliğinin arkasında özgüvenli bir şekilde duran eşcinsellere kimse müdahale etmez, edemez!
Soranlara eşcinsel olduğumu söylüyor ve yönelimimi gizlemeden yaşıyorum. Hiç kimse tek kelime bile laf etmiyor. Etse de tın!
Açık eşcinsel olmanın toplumsal zararları asla hayatımı etkileyecek düzeyde olmadı. Homofobik şiddete maruz kalmamın sebebi, cinsellik amacıyla tanımadığım insanlara karşı dikkatli olmamamdandı. Bir eşcinseli gecenin karanlığında arka sokaklarda seks yapmaya itenin de toplumun homofobisi olduğunu gözardı edemeyiz elbet ama homofobik bir dünyada yaşadığımızı unutmayıp, ona göre davranmayı da gözardı etmememiz gerekir...
Homofobi başlı başına bir şey değil. Bilinçsiz toplumların farklılığa karşı bir ayrımcılığı. Bu eşcinselliğe karşı olmasa, farklı başka bir özelliğimize karşı da olacaktır kaçınılmaz olarak. Nasıl başka farklılıklar demokratik süreçte ayrımcılığa maruz kalmaktan kurtuluyorsa, eşcinsellik de ayrımcılıktan kurtulacaktır. Ama bu heteroseksist bir noktada heteroseksizmin eşcinsellere ikramıyla olması söz konusu olamaz. Önce eşcinseller alışmalı cinsel yönelimlerine-barışmalı kendileriyle, sonra bunun doğal bir şey olduğunu idrak ederek içinde yaşadıkları toplumu alıştırmalı. Yani eşcinsel olarak sosyalleşmeli eşcinsel bireyler. Bunun başka bir alternatifi yok. Tamam konuya dikkat çekmek adına falan eylemler yapılsın hukuki edinimler için ama ayrımcılığa maruz kalmamak için, içinde yaşadığımız çevreyi dönüştürmeliyiz en başta. O yüzden her eşcinsel açık olmak zorunda değil gibi cümleleri hiç de gerçekçi bulmuyorum... Önce kafamızın içindeki kendi homofobimizden kurtulmazsak, dışarıdaki homofobiyle mücadele edemeyiz; çünkü insan kendisi olmaz ise, başkaları kendisi olmasına asla izin vermez. Önce kendimize-eşcinselliğimize karşı verdiğimiz savaşı bitirmeliyiz ki, başkalarının homofobisine karşı mücadele etme gücü bulabilelim kendimizde. Bizim eşcinselliğimizle barışmamamız, dışarıdaki homofobiyle işbirliği yaparak homofobinin gücünü arttırıyor çünkü. Ve böylece hepten korkuyor, kaçıyor ve nefret ediyoruz kendimizden. Kendimizle barışarak eşcinsellik bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz ki, homofobi bizi ele geçirmesin.
Eşcinselliğin-izin kabul edilmesi için...
İçinizden geldiği gibi davranın; ne maskülenleşin gizlemek için, ne de feminenleşin belli bir cinciyete özenmek yerine.
Hayata karışın, insan içine çıkın, toplumsal anlamda sosyalleşin. Çünkü her cinsel yönelime göre bir toplumsal kültür olmaz. İçinde yaşanılan toplum çoğulcu olmalı demokrasi gereği. İnsanlar ancak o zaman huzurlu ve mutlu olurlar. Ayrımcılığı, ayrımcılıkla pekiştirmenin manası yok.
Cinsel yöneliminiz konusunda özgüvenli olun, bunun doğal ve normal bir şey olduğuna kendinizi inandırın ki, içinde yaşadığınız toplumda heteroseksüel bir birey ne yapabiliyorsa, siz de yapabilin.
Ayrımcılığın sadece eşcinselliğe karşı olduğunu düşünüp, kendinizi iyice soyutlamayın toplumdan. Kabul etmeseler bile, zamanla eşcinselliğk gerçeğinin varolduğunu kabul edeceklerdir en azından. Kendinizi soyutlayınca ve içe kapatınca homofobi bitmeyeceğine, hatta daha da artacağına göre...
Okul gibi, iş gibi toplumsal mecburi bulunumlarınız dışında da sosyal yaşamın içinde varolmaya çalışın. Ne bileyim sanatsal veya sportif hobileriniz olsun. Çünkü böyle ortamlar, biz eşcinsellerin heteroseksüellerden eksik bir tarafımız olmadığını göstermek ve onlar gibi normal bir insan olduğumuzun anlaşılması için en uygun ortamlar. Hatta böyle ortamlarda onlarla rekabete girmek, kabul edilmemizi daha da kolaylaştıracaktır. Mesela tenis oynuyorsan, herkes seni yenmek için seninle maç yapmak isteyecektir; bu i*ne beni nasıl yenebilir diye!
Tabiki de bilgi toplumu olamamış kültürlerde başarı ve mevki, saygı duyulmak ve onaylanmak için önemli unsurlar. Belli bir noktaya gelince gene arkandan eşcinselliğini konuşacaklardır ama gene de en azından yüzüne karşı seslerini çıkarmayıp saygı duyacaklardır. O yüzden heteroseksüellerden iki kat daha fazla çabalamak, uzun vadede sadece eşcinselliğimiz için değil, genel anlamda da bizlere fayda olarak dönecektir.
Evet, eşcinselliğimiz için ekstra mücadele etmek yorucu olabilir ama başka seçeneğimiz var mı?
Bakınız eşcinsel olmak belki toplumun en ötekisi olmak demektir ama eşcinsel olmak bir engelli olmaktan, bir mülteci olmaktan, bir yaşlı olmaktan, bir çocuk olmaktan, bir hayvan vesaire olmaktan daha zor değildir.
Ben eşcinsel olmayı, bana mücadelecilik kattığı ve de renkli bir kimlik olduğu için çok seviyorum; eşcinsel olmasaydım-doğmasaydım, çok üzülürdüm!
Eşcinsel olmak belki toplumun en ötekisi olmak demektir ama eşcinsel olmak bir engelli olmaktan, bir mülteci olmaktan, bir yaşlı olmaktan, bir çocuk olmaktan, bir hayvan vesaire olmaktan daha zor değildir.
Ben eşcinsel olmayı, bana mücadelecilik kattığı ve de renkli bir kimlik olduğu için çok seviyorum; eşcinsel olmasaydım, üzülürdüm!
Eşcinselliği dinle yan yana getirmeyi çok aptalca buluyorum. Birisi insanın cinsel kimliği, diğeri bilimsel gerçeklikten uzak dogmatik ve meditetik kültürel bir şey. Müslüman eşcinseller için Onur Festivali düzenlenecekmiş de. Bu festivalle İslamın kapılarının açılması sağlanacakmış. Bu kafayla homofobinin sistemleşmesine katkı sağlanabilir ancak. Homofobiyi bitirmenin tek yolu bilgidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder