19 Haziran 2019 Çarşamba

Bennu isimli göktaşı dünyanın Doğu tarafına çarpsa, bakış açımız bilimselleşir mi acaba?


AKP İstanbul'u kazanmak için her yolu deniyor, CHP'yi karalamak için sorun olmayan şeyleri sorunmuş gibi abartıyor, mesela İmamoğlu'nun bir gazeteciyle görüşmesini ulusal bir sorun haline getiriyor; neymiş soru mu satın almış soru mu çalmış; üniversite sınavı mıydı, yoksa bir TV programı mıydı, izlemedim, izlemeyi de düşünmedim bile zaten ama AKP'nin bütün medyayı satın alıp Erdoğan'ın tek bir sözüyle bütün gazetelere konuyla alakalı olarak rezalet diye ortak manşet attırıp oradan halkın gözünü boyamanın anti demokratikliği kimsenin umrunda bile değil. Bütün medya emrinizde zaten, dile getirebileceklerinizi sansürsüz dile getiriyorsunuz... Farkında değil misiniz AKP'liler, kazanmak için çocuk gibi debelendiğinizin? AKP'linin biri çıkıp, İmamoğlu karşıma çıkarsa öldürürüm mü diyor, gebertirim mi diyor ama bu da kimsenin umrunda değil. CHP'li bir kişi AKP'li siyasilere bu sözü sarf etse ne olurdu acaba? Her zaman diyorum ya; burada sorunlu olan iktidardakiler değil; onlar fırsatçılıklarını yapıyorlar yapıları gereği; asıl sorun onlara bu fırsatı veren zemin. AKP'lilerle birebir konuştuğumuzda bunu çok net görebiliyoruz zaten. Sanki gözleri dönmüş gibiler. Karşılarındakine karşı anlayış sıfır. Hep onlar haklı ve onlardan olmayanlar vatan haini, terörist, FETÖcü, vesaire. Ul*n sosyalist insanlar, solcu ve laik insanlar FETÖ'yü ne bilsin, bilse bile ne işi olur kendilerine ters düşen şeylerle? Şimdi atesit biri olarak benim yobazlıkla, dinle, dincilerle, şeriatçılarla, muhafazakarlarla ne işim olabilir? Gördükçe ve düşündükçe bile irrite oluyorum zaten bu tarz insanları; onlarla nasıl iletişimim olabilirim ki? Beyin ölümümün gerçekleşmesi gerekir ancak bunun için.

Amerika, Dünya gezegenine doğru ilerleyen ve risk taşıyan 500 metre yüksekliğindeki Bennu isimli göktaşının yönünü değiştirmek veya dünyaya çarpmaması için parçalamak için çaba sarf ediyor. Benim durumu şöyle anlatmam gerekiyor tabi insanlarımıza. Sonsuz bir evren var. Dünyada milyonlarca galaksi var. Samanyolu da içinde Güneş sisteminin de bulunduğu bizim galaksimiz. Güneş sistemi dediğim de, içinde dünyanın da bulunduğu ve ilkokulda falan öğrendiğimiz dokuz gezegenin olduğu yörünge sistemi. Geceler, gündüzler, mevsimler bu sayede oluşuyor anlatabiliyor muyum? Öte dünya varsa da bu bilgilerle ölürsek fena olmaz diye düşünüyorum. Yani dünyanın 7 kat altı veya üstü inanışı döneminde değiliz ve birçoğunun düşündüğü gibi dünya düz bir zemin ve içinde yaşadığımız dünyadan başka bir de öte dünya şeklinde değil hayat; anlatabiliyor muyum? Şimdi ben olaylara geniş pencereden bakmaya, herkesi anlamaya falan çalışıyorum ama şimdi gözümüzün önünde elle tutulur gözle görülür bilimsel gerçekler varken insanların hala buna inanmayıp, kendisine verilen direktifler doğrultusunda yaşamasını kabul edemiyorum; bu kendi insanlığıma ihanet gibi geliyor. Şimdi bilinen bazı gerçekler var ise, insanlara bunun gösterilmesi gerekemez mi diye düşünüyorum. İşin en acı tarafı da, bilimsel gerçeklerin farkında olup da anti bilimsel düşünen, uhrevi düşünen insanların olması. İç hastalıkları uzmanı kalkmış, eşcinsellik toplumu hasta eden bir durum diyor. İşte ben bilimsel derken, üniversite okumuş veya alanında uzman olmuş demek istemiyorum; hayata bilimsel gözlerle bakabilen demek istiyorum. D(inda)r Hatipoğlu'nun eşcinselliğe yaklaşımının,  D(okto)r Müftüoğlu'dan daha hoşgörülü olması ekstradan manidar!

Karadeniz/Trabzon'da 4 vatandaşımız sele kapılıp ölmüşler. Çok üzüldüm. Artık bu devirde gerekirse yaşam alanlarımızı değiştirelim. Sel yataklarının olduğu bölgelerde evler var fotoğrafta gördüğüm kadarıyla. Tabiki de kimsenin sosyo ekonomik koşullarını gözardı ederek, kimseyi rencide etmek falan değil amacım, özür dilerim bu manada ama önemlerimizi almalıyız veya can güvenliğimiz olacak şekilde bir yol bulmalıyız.

Sevgili Zerrin Özer'in evlendiğiyle boşanması bir olmuş. Üzüldüm tabiki de. Duygularıyla yaşayan insnalar böyle aceleci kararlar alabiliyor işte. Evlendiği adam pek düzgün birisi çıkmamış anlayacağınız. Yani eski sevgilileri 100 binlerce liralık dolandırıldığını falan söylemişler canlı yayında. Ve üstelik 34 yaşındaymış bu adam; Zerrin özer 61. Aşkın yaşı olmaz ama şekilci bir toplumda yaş farkının olduğu birlikteliklerde, insan ister istemez çıkar düşünüyor. Umarım en kısa zamanda bu durumu atlatır Zerrin Özer.

Bilgi toplumu olmadığımız için bilinçsizce davranışlar sergileyebiliyoruz; hem siyasi seviyede, hem toplumsal seviyede, hatta magazin boyutuna kadar... Yanlış kararlar alıyoruz, yanlış kararları destekleyebiliyor, yanlış uygulamalara seyirci kalabiliyoruz... Örneklerine de bakarak artık şu gerçeği görmeliyiz. Bilim-bilgi-eğitim-öğrenmek ve sanattan geçiyor gelişmiş bir toplum, aklı başında bireyler olmak için. "Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur... 'Tavuk toplum', önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz!" Sözüyle bitirmek istiyorum yazımı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder