16 Ağustos 2018 Perşembe

Eşcinsel kriz; Kocam eşcinsel ama onu seviyorum!


Ben Türkiye'deki eşcinselliği, Türkiye'deki ekonomiye benzetiyorum. Nasıl üretim olmaz, ihracat ithalatı geçmez ise, piyasalarımızın dışarıya bağlı olacağı, dolayısıyla olumsuz etkileneceği için,
bilinçli bir eşcinsellik olmazsa, yani cinsel yönelimimizi kendi içimizde halledip kendimizle barışmadığımız sürece, dışarıdaki ahlakçı ve cinsiyetçi anlayıştan da etkilenip homofobi hep yüksek seyredecektir. Ekonomide dışarıda hava güzel olunca idare edebiliyoruz, yönetimlerimiz biraz esnek olunca cinsel yönelim olarak da idare edebiliyoruz ama dışarıda işler kötü gidince ayakta duramıyoruz işte her anlamda. Konuyu eşcinsellik üzerinden ilerleteceğim doğal olarak ekonomi benzetmesinden sonra. Ama bir konunun da altını çizmekte fayda var. Türkiye'de eşcinsellik mücadelesi de aynı ekonomimizdeki gelir uçurumu gibi bir eşitsizlik arzediyor. Bir tarafta bilinçsiz eşcinseller kalabalığı, bir tarafta dernek başlığı altında Türkiye'deki eşcinselleri kapsayıcılıktan uzak, onları dönüştürme gayesi sanki yok gibi, kendi bildiği doğrular üzerinden ilerleyen gruplar şeklinde. Hal böyle olunca ne eşcinseller bilinçlenebiliyor, ne de eşcinsel hareket diye bir şey oluyor. Herkes kendi anlayışına göre bir eşcinsellik sergiliyor. Eşcinseller bilinçsizliklerinin kurbanı oluyor heteroseksüel yaşama kendilerini mahkum ederek, dolayısıyla karşı cins gibi(kadınlar)yeni kurbanlar da yaratıyorlar. Eşcinsel dernekler de sanki formaliteden varlar gibi.

Bilinçsizliğin zararlarına değinmek istiyorum. Ben konuyu erkek eşcinselliği üzerinden irdelemek istiyorum. Çünkü erkek egemen bir toplumda yapıyı tehdit eden de erkek eşcinselliği, homofobiye maruz kalan onlar olduğu için varoluş mücadelesi veren de onlar, eşcinsellik denilince akla gelen de onlar dolayısıyla...
1. Bilinçsiz bir eşcinsel kendini tanımıyor.
2. Kendini bilmeyen bir eşcinsel de eşcinselliğe yabancı kalıyor.
3. Kendine yabancı kalan bir eşcinsel kendini keşfedemiyor ve dolayısıyla kendini gerçekleştiremiyor.
4. Eşcinsellik içinde uyuyabiliyor veya sürekli kendini üstü kapalı şekilde hatırlatan ama kendini gösteremeyen bir şey oluyor.
5. Kendini gerçekleştiremeyen bir eşcinsel gerçek anlamda hiçbir zaman tatmin olamıyor. İnsan mastürbasyonla veya mastürbasyon niyetine karşı cinsle ne kadar kendini gerçekleştirebilir, ne kadar idare edebilir veya katlanabilir buna.
6. Kadınlarda aradığını bulamayıp çok eşliliği tercih eden erkeklerim eşcinsel olma ihtimalinin yüksek olması bilimsel bir gerçek.
7. Sürekli arkadan yaklaşmak, kadınla yüzyüze gelmekten çekinmek, onunla sevişmek veya öpüşmekten tiksinmek eşcinselliğin ta kendisidir.
8. Bahaneler... Ben dindarım, ben yaşlandım, benim sevişmede prensiplerim var gibi kaçışlar, eşcinsellerin heteroseksüellerden kaçışından başka bir şey değildir.
9. Eşcinseller öyle veya böyle eninde sonunda gerçek kimlikleriyle tanışırlar ama ya geç kalırlar eşcinselliklerine ya da kendileriyle barışamayıp kendilerine karşı homofobik olurlar. Eşcinsellik yaşamasalar da eşcinselliği kötülerler, yaşayınca da pişmanlık duyabilirler ama insan kendinden kaçamaz ki nefret etse bile.
10. Heteroseksüel evlilik yaparlar ama kadınların hayatlarını da zindan ederler.

Buradan başka bir konuya, heteroseksüel kadınalarla heteroseksüel evlilik yapan eşcinsellere geçeceğim, bunların evlilik hayatına değineceğim bana yansıyanlar üzerinden.
1. Türkiye'de milyonlarca eşcinsel var heteroseksüel evlilik yapan.
2. Bu eşcinsellerin çoğu bilinçsiz eşcinsel oldukları için evlilik yapıyorlar. Çünkü eşcinselliklerinin arkasında duramıyorlar bilinçsiz oldukları için. Çünkü eşcinselliğin doğal bir yönelim olduğunu ble bilmeyebiliyorlar. İçlerinde böyle bir duygu var ama bunu sapıklık olarak görüyorlar kendileri de. Veya aktiflerse, neyi bulursam beceririm zihniyetindeler ve bunu, yani hemcinslerine olaln eğilimlerinin doğal olduğunu düşünmüyorlar, düşünmek bile istemiyorlar. Kurtulmaya, kaçmaya çalışıyorlar eşcinsellikten. Eşcinsellikleri depreşince eşcinsel ilişki yaşıyorlar ama sonrasında pişmanlık duyuyorlar ve bir daha yaşamamaya tövbe ediyorlar; ta ki tekrar eşcinsellikleri depreşinceye kadar. Tabi bu gel-gitler heteroseksüel yaşama geçmelerine engel teşkil etmediği gibi, daha kendilerini eşcinsellikten kurtarıcı bir can simidi olarak görüyorlar. Evlenince geçer diye düşünebiliyorlar; Tıpkı homofobik ebeveynler gibi. Veya bunu kamuflaj olarak kullanıyorlar cahilce, acımasızca, duyarsızca, çaresizce...
3. Evlenince ne oluyor; Eşcinsel gene aynı eşcinsel, duygular gene aynı duygu, zamanı gelince gene kendini gerçekleştirmek isteyen bir eşcinsellik.
4. Kadınla bir vazife gibi sevişmek, hemcinsiyle dışarıda gizli olarak gerçek anlamda bir tatmin...
5. Gerçekten eşcinsel erkekler bu konuda çok duyarsız çok acımasız; kadın mutlu olmuş mu olmamış mı hiç umurlarında değil; kendilerini-erkekliklerini toplumsal anlamda kurtarabiliyorlar mı; önemli olan bu. Hatta bir de sanki haklılarmış gibi zeytin yağı misali üste çıkmaya çalışıyorlar; yok iftira atıyorsun, yok ayrılırsan öldürürüm gibi tehditler, veya toplumsal anlamda aileme karşı mecburdum bahenesi... Hatta çocuk yapıp erkekliklerini tescil etmeye bile kalkıyorlar. Bunun medyada da örnekleri var popçular ve erkek artisler olarak, gerçek hayatta da...
6. Böyle bir evlilik nedir, neye yarar? Böyle bir evlilik eşcinsel tarafının çıkarcılığı, kadın tarafının bilinçsizliği ve çaresizliğidir ve hiçbir işe yaramaz bence.
7. Böyle bir evlilik devam eder mi? Sağlıklı bir evlilik olmaz en başta. Çünkü tatmin olamayan bir kadın; kendini ve karşısındakini kandıran bir eşcinsel, ikiyüzlü bir eşcinsel, vicdansız bir eşcinsel, duyarsız bir eşcinsel, onursuz bir eşcinsel, korkak bir eşcinsel... Ve bilinçsiz bir kadın ve biliyorsa da bazı şeyleri, sonradan da olsa anlamış ve öğrenmiş de olsa çaresiz bir kadın ama, heteroseksizme boyun eğmiş bir kadın... Hep batık gemiyi kurtarmaya çalışan bir kadın, kurtarmak için hep eşcinsel tarafı için haklı gerekçeler bulmaya çalışan bir kadın... Mesela aktifliğini bir nebze olsun kabul edip de pasifliğini kabul edememesi gibi. Neresindedir kocası eşcnselliğin? Ne kadar eşcinsel sayılır kocası? Biseksüellik ve Kinsey Skalası bir eşcinselle bir heteroseksüelin evliliğini kurtarır mı ve ikna edici olabilir mi? Kafasının içinde eşcinsellik varsa bile, fiziksel olarak uygulama yapmadıktan sonra eşcinsel sayılır mı, kabul edilebilir mi bu kadarı? PEKİ KAFASININ İÇİNDE EŞCİNSLELİK OLAN BİR ERKEK, BİR KADINI NE KADAR VE NEREYE KADAR TATMİN EDEBİLİR, NEREYE KADAR SADIK KALABİLİR HETEROSEKSÜELLİĞE? Hep bir paranoyayla yaşaması mümkün müdür kadının? Benim kocam olacak da ve acaba bir erkekle beraber oluyor mu diye sürekli kafama takılacak, beni ne zaman arzuyla saracak ve öpecek diye bekleyeceğim; geçer mi böyle bir hayat?
8. Kadınlık diye toplumsal bir gerçeklik var ve kadın her zaman ve her yerde, hangi koşulda olursa olsun gene aynı kadın-LIK! Ayrılırsam aileme ne derim, çevreme ne derim, toplumsal statüm ne olacak..? En önemlisi ne biliyor musunuz; ben onu seviyorum!
9. Bir eşcinselle bir heteroksüelin evliliği cinsellik ve duygusallık dışında çok güzel gidebilir; hatta iki heteroseküselin evliliğinden çok daha güzel gider. Çünkü kadının kafasının içindeki kadınla, erkeğin kafasının içindeki kadının düşünceleri aynıdır. Eşcinseller duyarlıdır, çok dedikodu yaparlar, el becerileri çok iyidir, çok titzdirler, sevgi doludurlar, anlayışlıdırlar, vesaire... Ama aşk olmayınca dostluktan öteye gidemez bu ilişki!
10. Önemli not: Heteroseksüel bir kadının başına eşcinsel bir koca felaketinin gelmesi heteroseksüel bir koca felaketinden daha mı kötüdür; Heteroseksüel bir toplumda evet ama aslında öyle değildir. Çünkü kadın heteroseksist normlara göre yaşadığı sürece, heteroseksüel bir erkek de beklentilerini karşılamayabilir. Çünkü kadın hayatı ve ilişkileri tecrübe etmeden, erkekliğe güvenerek bir bir eş seçmektedir. Oysa heteroseksüel erkekler de her anlamda-duygusal veya fiziksel, madden veya manenen tatmin sağlayamayabilir. Tabi heteroseksist bir toplumda, hiçbirisi eşcinsellik kadar kabul edilemez bir şey değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder