25 Haziran 2018 Pazartesi

Soğan-patates gölgesinde geçen 24 haziran seçimleri!


49 yaşındayım ve hayatın bu kadar pahalı olduğuna, asgari ücretin sınırlarının bu kadar zorlandığına hiç şahit olmadım...
Soğan-patates 5 lira. Mevsiminde domates-salatalık, biber-kabak-patlıcan vesaireyi bile 3-5 liraya yiyiyoruz; pardon yiyemiyoruz. Fasülye zaten ateş pahası.
Meyve desen öyle. Çağla badem-erik-kiraz gibi meyveleri bile mevsiminde 5-10 liradan aşağı yiyemiyoruz, YİYEMİYORUZ!
En çok sevdiğim incir ve kayısıyı yiyebilecek miyim acaba bu yıl?
Tüp gaz 100 lira.
Şeker 5 lira, çay 30 lira; kilosu!
Kalitesiz ayçiçek yağının kilosu bile 7 lira.
Küçük bir şehir sayılabilecek olan Denizli'de bile en düşük kiralar 800-1000 liradan başlıyor.
Asgari ücret ne kadar demiştiniz?
Elektrik, su, telefon, internet gibi giderleri eklemedik daha...
Müzik, kitap, sinema, diğer sosyal ve sanatsal etkinlikler neyimize değil mi? Ben şehrime gelen konserleri kaçırmazdım; şimdi CD'den dinlemek daha keyifli diye kendimi kandırıyorum.
Nasıl olsa belediyeler de kafasına göre erkek sanatçıalrı getiriyorlar; izlersen izle, izlemezsen bana ne der gibi...
Dolar 5 lira olmamış mıydı; 4.60 olması geçicidir; merak etmeyin yükselir...
Daha hangi birini sayayım...
Pardon İstanbul'a köprüler yapıldı, şehrimize de üst geçit falan...
Peki özgürlük ne oldu?
Politka yapmayacağım, anlamam çünkü yapıma ters düştüğü için.
24 Haziran seçimleri ne için yapılmıştı pardon; bilmiyorum ki?
Çünkü ne değişmişti ki, değişecekti ki..?
Herkes, her şey aynı değil miydi?
Ben seçimlerden önceki bir yazımda değişen bir şey olmayacağını, çıkan sonuçların da zerre kadar umrumda olmadığını söylemiş, hatta yazımın başlığını da herkes hakettiğini yaşar demiştim.
Ben bir başıma bir insanım; aç kalsam ne olur, ölsem ne olur...
Üzüldüğümün de insanların gelecekleriyle ilgili aldığı kararlar olduğunu söylemiştim.
Herkes memnunsa ne dieybilirim ki...
Geçmiş olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder