26 Haziran 2018 Salı

Bu ülkede eşcinselliğe karşı samimiyet yok, olamaz da..!

Bizim vekilimiz ancak eşcinseller olarak kendimiz olabiliriz, meclisimiz de içinde yaşadığımız çevre. ama kimliğimizle ilgili yeterli donanıma sahip olmalıyız ki, sıkı bir eşcinsel milletvekilliği yapabilelim çevremize karşı kendimiz için, eşcinselliğimiz için. Unutmayalım ki, biz eşcinseller kendimizle tam anlamıyla barışıp bilinçlenmediğimz ve hayatın içinde kimliğimizin arkasında utanmadan durmadığımız sürece, hiçbir milletvekili heteroseksist bir mecliste samimi bir şekilde hakkımızı arayamaz!'


49 yaşındayım, eşcinselliğin kabulü konusunda bugüne kadar hiç samimiyet görmedim desem yeridir. Yani eşcinsellik tam anlamıyla normal görülmüyor gibi bir şey. Bir şeyler "gereği", kabul ediliyormuş gibi yapılıyor. Ne bileyim işte... Kendi yakınlarında olmadığı sürece "herkesin tercihine saygı duyarım" deniyor. Çocuğu eşcinsel oluyor ve değiştiremeyeceğini anlayınca "mecburiyetten kabul ediyormuş gibi" yapıyor. Onu da nasıl?; ya toplumsal cinsiyete uygun şekilde trans erkek veya trans kadın olarak, ya da çocuğu erkek ise erkekliğini muhafaza etmesini isteyerek, kadın ise namusunu muhafaza etmesini isteyerek! Ya da şarkıcı veya yazar veya ne bileyim sinemacı, modacı vesaire bir konumu varsa eşcinselin, o konumuna saygı duyarak. Ne bileyim, muhafazakarlık gibi toplumsal değerlere sahip çıkan, onlar üzerinden varolan eşcinseller falan kabul edilebiliyor. Akılma gelen örnekler bunlar şu anda. Hiç kimse eşcinselliğin doğuştan gelen bir hak olduğuna inanmak istemiyor, inanmıyor da. Yani heteroseksüellikle bir tutmuyor, aynı hakkı göremiyor eşcinsellikte. Yani eşcinsellik kabul edilse bile, eşcinseller küçümsenerek kabul ediliyor. Heteroseksüellik eşcinselliğe karşı hep kendini velinimet gibi görüyor. Dolayısıyla heteroseksüeller de kendilerini eşcinsellerden üstün falan görüyor. Oysa biraz mantıklı bakabilsek, eşcinsellerin gelişimini tamamlamış olduklarını görebiliriz hayatta varoluş şekilleriyle; bunda ister sosyolojik etmenleri görün, isterseniz genetiksel! Cinsel yönelimin, yapının diğer özellikleriyle alakasının olmadığı düşünülebilir mantıken ama eşcinsellikteki duyarlılık denilen bir gerçeği de görmezlikten gelemeyiz heteroseksüellikten fazla olan. Heteroseksüellikteki duyarsızlığın heteroseksist dünyanın heteroseksüelliğe verdiği kredibilite ile de alakası vardır mutlaka ama ben ondan bahsetmiyorum...

Öyle veya böyle, gelelim asıl konuya. Neden eşcinselliğe karşı samimi olunmuyor, gerçekçi davranılmıyor. Tabiki de heteroseksist bir dünyada yaşamamız etkili ama heteroseksist dünyanın etki edebileceği bireylerin, etkilenebilecek bir zemine-yapıya sahip olmaları ve o yapıyı geliştirebilecek bir kapasitelerinin olmaması bence birinci sebep mantıklı düşüneMemelerinde, doğru bilgiyi araştırıp öğreneMemelerinde ve dolayısıyla bilinçleneMemelerinde. Eşcinsellerimizin de heteroseksüellerimizden bir farkı yok GİBİ. VE EŞCİNSELLİĞİN KABUL EDİLEMEMESİNİN 1 NUMARALI SEBEBİ EŞCİNSELLERİN KENDİ YETERSİZLİKLERİ. VE DOLAYISIYLA KENDİLERİ BİLE İNANmAMALARI KENDİLERİNE. Her hareketlerinden, her yaşama biçimlerinden heteroseksizm fışkırıyor. 1. Ya kadınsı veya erkeksiler, ya kadın rolünü veya erkek rolünü benimsiyorlar. 2. Hep heteroseksüel olma sevdaları yüzünden hep keşke eşcinsel olmasaydım modundalar ve dolayısıyla çevresindekilerin de eşcinsel olmasını hiç istemezler; bahanaleri de onların da kendileri gibi acı çekmelerini istememeleri. Acı çekmenizin baş sebebi kendi içinizde uyuyan homofobi olmasın engerek gibi, piton gibi! 3. Ve hep bir mağduriyet dillerinde; Tanrı böyle yaratmış, aptal saptal çevresel etmenler savunuları falan; önümde erkek rol modeli yoktu, kızların arasında büyüdüm, hatta daha ileri gidilip taciz ve tecavüz masalları falan... Anne-baba sevgisizliği falan.

Be "deliZekalı", senin eşcinselliğe sebep olduğunu düşündüğün etmenler, senin eşcinselliğe itilmene değil, dahası eşcinsellikten uzaklaşmana sebep olmaz mı? İnsan tecavüze uğrayarak eşcinsel olsa, eşcinsel olarak yaşayacağına, daha eşcinsellikten uzaklaşır(Gerçi öyle yapan eşcinseller yok değil ama bu yüzden değil, homofobik oldukları için). Tecavüze uğrayanlar tecavüz manyağı mı oluyor? Bir eşcinsele annesi demiş ki, "sen çocukluğumda ne yaşadığımı bilmezsin" dediğinde, çocukluğnda tacize mi ne uğramış, o da sadece kucağa oturmak şeklinde, daha ilerisi yok yani, bahane olduğunu burdan anlayın... İşte annesi de demişki, "Bu hayat boyu mu sürdü de eşcinselliğin devam ediyor?". Böylesi bahaneler sonrası eşcinsellerimizin durumu gerçekten vahim; kelli felli adamlar makatına şişe sokuyor, sonra da banyo yaparken ayağım kaydı ve üzerine düştüm veya ampul değiştirirken sandalye devrildi şişenin üzerine düştüm falan diyor, kimisi kabız olduğum için dışkımı çakarıyordum falan... Sonrası hastanelerde kendi kendilerine rezil oluyorlar. Çok maskarayız ya! Be deliZekalılar, eşcinselliğiniz belden aşağıda değil, kafanızın içinde. Sizin eşcinselliğe bahaneleriniz bile o kadar abuk-subuk kalıyor ki eşcinselliğeğe. Eşcinsellik denilen şey belden aşağı olsaydı, zaten eşcinsellik diye bir şey olmazdı. Senin kafanın içinde hemcinsine eğilimin olmasa, belden aşağın senden bağımsız hareket edemez ki; şişeye mi ilgi duyuyor sizin eşcinselliğiniz? Tanrım insanı eşcinselliğinden utandırıyor bu maskaralar. Dolayısıyla heteroseksüeller de eşcinselliği duygularla, aşkla falan bağdaştıramıyor. Eşcinselliğe krema olarak düşünüyorlar bu yüzden aşkı.

Üzülerek söylüyorum ki, ben bu ülkede doğru ve de sağlıklı eşcinsellik göremiyorum, göremeyiz de eşcinselliğin doğal bir şey olduğuna inanmadığımız sürece ve de doğallığını muhafaza etmediğimiz sürece. Muhafazakar kafalarla da doğamızı muhafaza edemeyiz, ancak onlara heteroseksist kılıflar geçirerek eşcinselliğimizi bile muhafazarlaştırırız. Çevremdeki eşcinsellere bakıyorum da hep çelişik çelişik kafalar, kafasının içinde kendisiyle-eşcinselliğiyle harp eden eşcinseller... Sonra da eşcinsellere hasta diyorlar. E sen kendinden emin olmazsan, rantçı doktrolar, "3harfçi" hocalar elbette türeyecektir. Bu zalimler beni niye tedavi etmeye çalışmıyor veya beni niye tedaviye götürmüyorlar. Çünkü kedilerine pabucu ters giydireceğimi, mesleklerinden istifa ettireceğimi biliyorlar. Bazen düşünüyorum zeki olmayan biri olarak, insanlarımızın A'dan B'ye kadar da mı aklı yok? diye. Demek ki her şey zeka demek değil. Basit şeyleri bile öğrenecek kadar aklımız yok mu bizim? Sevmek mesela, barışmak mesela. Sevemiyor muyuz kendimizi, barışamıyor muyuz hayatla? Çok mu zor bunlar?

Lafı daha fazla uzatmayayım? Nerden mi geldik gene buraya ve ne tavsiye ediyorsun? diyebilirsiniz. Hani eşcinsellere yardımcı olmaya kalkışan insanlar falan oluyor ya ÇIKARLARI için bazı partiler ve milletvekkilleri gibi... Gerçekten biz onlara falan bel bağlarsak... Bakınız 5-6 yıl önce bu konuda en duyarlı olanlardan biri Binnaz Toprak isimli milletvekilimizdi. O bile, yapabileceklerimiz bu kadar demişti partisini kasdederek. Yani bir parti, eşcinselliğin yasal olarak kabul edilmesini, eşcinsellere yapılan suçların nefret suçları kapsamına alınmasını falan düşünemez şu aşamada. Milletvekili dediğimiz şey, içinde yaşadığımız heteroseksist kültürün vekillleri, başka bir gezegenden gelip de doğruları tabanına empoze edecek olan kişiler değil. Bizim vekilimiz ancak eşcinseller olarak kendimiz olabiliriz, meclisimiz de içinde yaşadığımız çevre. Ama kimliğimizle ilgili yeterli donanıma sahip olmalıyız ki, sıkı bir eşcinsel milletvekilliği yapabilelim çevremize karşı kendimiz için, eşcinselliğimiz için. Unutmayalım ki, biz eşcinseller kendimizle tam anlamıyla barışıp bilinçlenmediğimz ve hayatın içinde kimliğimizin arkasında utanmadan durmadığımız sürece, hiçbir milletvekili heteroseksist bir mecliste samimi bir şekilde hakkımızı arayamaz!'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder