7 Nisan 2018 Cumartesi

Eşcinsellik ayıp bir şey değil ki utanayım!

Eşcinsel doğduğum için o kadar onur ve gurur duyuyorum ki... Bu dünyaya milyon kez gelsem, gene eşcinsel olarak gelmek isterdim. Çünkü eşcnsellik yaratılışta var ve benim de şansıma düşen bu. İyi ki de şansıma düşen eşcinsellik. Çünkü bana göre ayrıcalıklı bir kimlik, çok keyifli bir kimlik, yaşaması da çok anlaşılabilir, heteroseksizmi olmasa gerçekleştirilmesi çok kolay ve sorunsuz, yükü yok, seviyorsun o kadar. Gerçekten iyi ki de şansıma eşcinsellik düşümüş; çünkü sevmek sevmektir! Seviyorsun o kadar; akıl ve mantık çerçevesinde, aklı başında bir insanın sorgulamaya lüzum duymayacağı bir şey. Çünkü akıllı insan ötekileştirme üzerinden varolmaya çalışmaz; olaya doğal bakar, bütünsel bakar, renkli bakar, bilimsel bakar...


Eşcinsellik ayıp bir şey değil ki utanayım ve dolayısıyla saklayayım.
Utanması gereken, hayatın-doğanın bir gerçeğini kabul edemeyen cahil beyinlerdir.
Homofobikler, eşcinsellik karşıtları, eşcinsellikten korkup da eşcinsellikten nefret edenler,
eşcinselliğin doğal olmadığını falan söylüyorlar. Şimdi ben doğaya, bilime inanmayıp da karşıma Lut Kavmi mitiyle çıkan insanlara ne anlatabilirim ki?
Dogmatik insanlar, zaten dogmatik olmasalar, gerçekleri kendi kendilerine de görebilirler,
eşcinselliğin sonradan bir şey olmadığını,
bunun heteroseksüellik gibi bir bir yönelim, bir sevme,
bir kendini duygusal ve fiziksel anlamda canlının kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu kavrayabilirler.
Bir insan cinsel yönelim denilen bir içgüdünün kendine ve çevresine zararı olmadığını, hatta faydası olduğunu anlamıyorsa veya anlamak istemiyorsa,
çözüme eşcinsellik üzerinden anlatıma gitmek de manasız.
Şimdi algılar kapalıysa, kapatılmışsa ne söylesen boş.
"Doğayla barış"a, ancak insanlar dış dünyaya, çevresine açmakla ulaşabiliriz .
Çünkü insanların belki kapasitene göre olsa gerek, bir yaşam rutinleri var.
Ve de herkesin kendini aşmak, kendini ilerletmek gibi,
dolayısıyla içinde bulunduğu ortamı ve yaşadığı hayatı güzelleştirmek gibi bir kaygısı olmayabilir yapısına paraelel olarak.
Ama olması gerekir. Eğer akıl ve mantık denilen bir şey varsa insanoğlunda, bunu kullanması gerekmez mi?
Bazıları diyor ki, mesela işte, herkes aktivist olmak zorunda değil, herkes bir şeyin mücadelesini yapmak zorunda değil;
kendi halimize bırakalım öyleyse kendimizi, başımıza ne gelirse de kader diyelim oturalım.
Bazen isanların olaylara geniş bakamaması ve tuttarsız olmaları beni çıldırtıyor.
Ya bir insan kendisine top dendiği için üzülüp de kendinin savunusunu yapmaz mı? Bu kadar mı acizsin?
Yaa, sen kendin olursan kimse seni yiyemez.Varolan bir gerçek yok edilebilir mi?
Dolayısıyla varolan bir gerçekten utanılır mı? Eşcinsellikle dalga geçenler, eşcinsellere ayrımcılık yapanlar, onları aşağılayıp dışlayanlar; çok cahilsiniz, farkında değil misiniz?
Alfabeyi öğrenmişsiniz ve internet denilen sonsuz ve sınırsız bir kütüphane mevcut günümüzde;
okusanız ya gerçekleri, kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle beyninizi kirleteceğinize!
Heteroseksüeli böyle de, eşcinseli farklı mı?
Onlar da kendileirni aşamıyorlar bir türlü, kendilerini kabul edemiyorlar, kendileriyle barışamıyorlar,
çünkü kendilerini doğru şekilde öğrenmiyorlar... Onlar da heteroseksizmi içselleştiriyorlar ve bunun üzerinden bir kimlik geliştiriyorlar.
Heteroseksizm üzerinden varoluş da nasıl sağlıklı bir eşcinsel yapabilir ki bireyi?
Ya transseksüeliz diyorlar, ya CD'yiz diyorlar, travestiyi bile farklı bir başlık olarak düşünüyorlar artık, doğal bir eşcinselliği bile katletmişler toplumsal cinisyet üzerinden bir eşcinsellik oluşturdukları için.
Koskoca dernekler bile eşcinselliğin kabulü için açık olmayı savunurken, eşcinsellerin gizli olması hakkını falan da savunarak çelişkiye düşebiliyorlar.
Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz;
hiç kimse benim eşcinselliğimi savunmasın, kimse kimsenin eşcinselliğini savunmasın,
herkes eşcinsel olarak hayatını yaşama özgüvenini kazansın,
kazanamayan da heteroseksizmin içinde asimile olsun,
elensin eşcinsel yaşamdan,
başına gelenleri de çeksin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder