24 Nisan 2018 Salı

Eşcinselliği doğru bilmek gerekiyor eşcinsellikle barışmak ve bunun kabul ettirmek için

İçimizdeki Kinsey skalasında ibrenin sağlıklı hareket edebilmesi için, ibrenin vidasını sıkıştırmak gerekiyor öncelikle çevresel homofobik faktörlerden olumsuz bir şekilde etkilenmmesi için.


Bir adam düşünün... 50-60 yaşında... Çoluk çocuk, torun torba sahibi oluncaya kadar hiç hemcinsinle ilişki düşünmemiş ve üstelik hep tepki göstermiş bu tür ilişkiye. Tesadüfen birinin talebiyle yaşıyor. Sonra uzaklaşmaya çalışıyor bu tür ilişkiden ama hayallerini süslemeye başlıyor bu tür ilişki ve tekrar teklif geldiğinde itiraz etmiyor. Sonra açık denizlere doğru yol alıyor eşcinsel ilişki olarak. Bu süreçte karısını alet ederek eşcinsel ilişki yaşamaya çalışan ereklerle ve bunu kabul eden kadınlarla karşılaşıyor, eşcinselliğini direkt ifade edemeyenlerin herçekler ortaya çıkınca ortadan kaybolduğunu vesaire ama onca tecrübeye rağmen homofobik davranmaya devam ediyor. Bu tabi nefret suçu kapsamında bir homofobi değil, içselleştirilmiş homofobi bazında-kendisiyle tam anlamıyla barışamama olarak. Hayallerini travestiler süslemeye başlıyor. Neymiş, onların memeleri varmış.E penisleri de var ama! Duyguyu karıştırmıyor eşcinsel ilişkilerine. Çünkü eşcinselliği pek bilmiyor, eşcinselleri de pek tanımıyor ve anlayamıyor, belki de anlamak istemiyor ve o yüzden de onların duygusuna önem vermiyor(bu yüzden kendisiyle barışık eşcinsel duygusal, barışık olmayan "basar" geçer diyebilir miyiz?); KENDİNDEN VE GERÇEKLERDEN KAÇIYOR OLABİLİR Mİ? En büyük korkusu; ailesinin, çevresinin eşcinsel ilişki yaşadığını öğrenmesi ve de aktif olanın bir gün pasif de olacağı korkusu. Bu ikisi gerçekleşirse, kendini öldürebileceğini söylüyor.

Gelelim tespitlerimize... Bazı insanlar eşcinselliklerini geç keşfedebiliyor; bunun sebebi kapasite anlamında kişisel bir yetersizlik mi, yoksa gerçekten biseksüellik var da, biseksüellikten diğer tarafını farkedemiyor mu, özellikle erkek egemen ve homofoibik bir toplumun cinsiyetçi ve ahlakçı yaklaşımı sebebiyle? Herkeste eşcinsellik var da, zaman ve mekan meselesi mi bunun gerçekleşmesi? Herkeste varolan eşcinselliği ortaya çıkartan veya gerçekleşmesine sebep olan bazı faktörlerin mi olması gerekiyor yaş-olgunluk ve hayat tecrübesinin getirdiği özgüven, yaştan dolayı karşı cinslere artık yeterince ulaşamama yetersizliği, belli bir yaştan sonra değişiklik isteği, hatta cinsel yetersizlikler bile eşcisnel duyguları ortaya çıkartabilir mi? Çünkü hayatında gerçekten zerre kadar eşcinselliği düşünmeyenlerin bile pat diye eşcinsel ilişkiye girebilmesnin tek açıklaması, herkesin eşcinsel olabileceği ve bunun gerçekleşmesi için ortam ve zamanın uygun olması veya o güne kadar eşcinselliğini keşfedememiş, çevresel faktötrlerden dolayı o duygularının uyumuş olması gerekir. Yoksa başka ne açıklaması olabilir ki? "Yoksa insanlar niye bu kadar homofobik olsun yapılarnda eşcinsellik olmasa?" diye de sorabiliriz? Olsa olsa Kinsey cinsellik skalasında heteroseksüellikle eşcinsellik arasında gezinen bir cinsellik olabilir. İbrenin de ne zaman nerreyi göstereceğini bilemeyiz; yani bir insanın ne zaman eşcinsel ne zaman heteroseksüellik yaşayacağını bilinçsizlik mevcut ise eğer, çevresel faktörlerin etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Yani çevresel faktörler yapıyı belirlemiyor. Bir insanda eşcinsellik varsa var, yokda yok; yapıda varolan eşcinselliğin erken veya geç ortaya çıkmasına, ne zaman veya ne kadar yaşanacağına sebep oluyor çevresel etmenler. Kişilerin kimlikleri konusunda hala kafalarının karışık olmasının sebebi de bilinçsizliklerinden dolayı kendilerni tanıyamamaları, tanımlayamamaları ve dolayısıyla kendileiryle barışamamaları, eşcinsel ilişki yaşamalarına rağmen hala homofobik olabilmeleri farklı seviyelerde de olsa. Bunun sebebi de heteroseksizmin din, ahlak ve cinsiyetçilik gibi ölçütleri. Tabi her geçen zaman sürecinde birazcık da esniyorlar, birazcık daha az homofobik oluyorlar ama eğer bilinçsizlikleri devam ediyorsa eşcinsellikle ilgili bilgi eksikliğine dayalı, hala bazı konulardaki katılıkları devam ediyor. Yani tam olarak ben eşcinselim diyebilmek o kadar kolay olmuyor homofobik bir toplumda. Erkeklik hep muhafaza edilmek istendiğnden, o da sindirim sisteminin çıkış noktasıyla özdeştirildiğinden, kimlere karşı ve kimlerin neresine karşı aktif olduklarına bakmadan, bu şeyi kendilerinde asla ve asla kabul edemiyorlar. Eğer anal ilişki çok yanlış bir şeyse, bu ilişki sadece pasif olanla geçekleştirilmiyor değil mi? Bir eylem yanlış ise, herkes o eylemin bir parçası değil midir? Ama heteroseksizmin kuralları ve rolleri çerçevesinde gerçekleştirirsen bazı şeyleri, erkekliği kurtarmış sayılabilirsin.

Bir tarafta aktifliğe verilerek reddedilen eşcinsellik, diğer tarafta ben eşcinsel değilim, heteroseksüel bir transım denilen eşcinselik... Kendileriyle barışamayan eşcinseller toplumsal rollerin kamuflajında aktif eşcinsellik ve trans kadınlıkta kendilerini bulmaya ve gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bir taraf ben ne kadar erkeğim dese de, diğer taraf ben ne kadar ben eşcinsel değil-trans da olsa kadınım dese de; işim özünde gerçekleştirilen sadece ve sadece eşcinsellik. BAKINIZ..! İçinde yaşadığımız toplumsal yapıyı görmezlikten gelemeyiz elbette sosyolojik evrim kendini tamamlayıncaya kadar ve herkesin kendini bu yapının seviyesi ölçüsünde tanımlaması ve gerçekleştrimesi kaçınılmaz ve olabilirlik çerçevesindedir ama bir toplumda-kültürde-çevrede-dünyayada eşcinsellere eşitliğin ve özgürlüğün gelebilmesinin de o toplum kadar bireylerinin de konuya bakış açısı belirleyicidir. Dönüşümü sağlayacak olan da bireylerin kendi içindeki dönüşümdür. Yoksa döner dururuz.

Eşcinselliğin toplumsal çapta kabul edilebilmesi ve normal karşılanabilmesi için görünürlük çok önemli ve görünür şekilde bir hareket şart ama o görünürlüğün sağlanması için, o görünürlüğe gelinceye kadar, kendi içimizdeki gerçekleri-eşcinselliği görmemiz-eşcinsellerin kendilerinin görmesi gerekiyor, eşcinselliğiyle eşcnsellerin kendilerinin yüzleşmesi ve barışması gerekiyor ki görünür olabilsinler utanmadan, gösterebilsinler eşcinselliği, eşcinselliklerini. Alfabeyi sökmeden nasıl okuma yazmayı gerçekleştiremezsek, eşcinselliği bilmeden, hatta doğru şekilde bilmeden ne sağlıklı bir şekilde eşcinselliği gerçekleştirebiliriz, dolayısıyla ne de topluma bunu doğru bir şekilde anlatıp kabul ettirebiliriz. Şu andaki LGBTİ hareketi denilen mücadele bana bilinçsiz eşcinselliğin uzantısı gibi geliyor ve zaten istenilen seviyede yapılamadığı için amacına da ulaşamıyor, hatta sistem tarafından reddediliyor, engellenmeye çalışılıyor. Neden; çünkü samimi değil, inandırıcı değil. Bilinçli bir eşcinselliği hiçbir şey reddedemez oysa. Evet hemcinsini sevmek dışındaki eşcinsellik bilinçsizlikle alakalı olduğu için, cinsiyetçliğe çanak tutmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. O yüzden eşcinsellerin kendi içlerinde doğru bir hareket başlatmak gerekiyor öncelikle, bunu dışarıya sağlıklı bir şekilde uzatabilmek için.

Dışarıdaki homofobiyi yenebilmek için, kendi içimizdeki homofobiyi nasıl yenebiliriz?
sorusuna;
Eşcinsellik nedir?
Homofobi nedir ve nedenleri? sorularını sormamız ve cevaplamamız gerekiyor
eşcinselliğimizle barışmak
ve arkasnda dimdik durabilmek ve savunabilmek
ve dolayısıyla normal karşılanması ve kabul ettirebilmek için.
Eşcinselliği doğru bilmek gerekiyor bildirmek için!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder