6 Mart 2018 Salı

Türkiye'de eşcinsel hareket neden olamadı?


Türkiye'de heteroseksist ve homofobik bir kültürde yaşasak da eşcinsellik anayasal olarak yasak olmamasına-suç teşkil etmemesine rağmen, 90'larda başlayan eşcinsel hakları mücadelesi neden demokrasiye kavuşamamıştır?
İçinde yaşanılan coğrafyadan ve kültürden bağımsız bir mücadele ne derece başarılı olabilir?
Türkiye'de tüm eşcinselleri kapsayan bir eşcinsel ağ-şemsiyenin olmayışı, gökkkuşağının renkleriyle tezat değil midir?
İnsan alfabeyi-eşcinselliği öğrenmeden yabancı dilleri-neyin mücadelesini, nasıl verebileceğini teknik bir şekilde öğrenebilir mi?
İnsanlar kendilerini doğru şekillde bilmeden, kendilerini sağlıklı bir şekilde ifade edip,  savunabilir mi?
Türkiye'de güçlü bir gruplaşmanın olmayışını içinde bulunduğumuz kültürün muhafazakar ve baskıcı olmasıyla açıklamak ne kadar inandırıcıdır?
Bilgi toplumu olunamama engeli aşılarak nasıl bilinçli eşcincellik oluşturulabilir?
Toplum genel olarak demokratikleşmeden, eşcinsellerin bağımsız olarak demokratikleşmesi mümkün müdür?
Türkiye'deki eşcinsel mücadelesi, eşcinsel hareket olarak değerlendirilebilecek düzeyde midir, yoksa yapılan işler, adına hareket denmeden de, zaten internet çağında olabilecek şeyler miydi?
Metropollerdeki "eşcinsel hareket!" yüzdesi, diğer şehirlerdekinden çok mu daha iyidir?
Büyük birkaç grubun Türkiye eşcinsellerine katkısı ne olmuştur?
Metropollerdeki büyük denilen eşcinsel gruplar neden Türkiye ağı oluşturamamışlardır, oluşturmak mı istememişlerdir, neden?
Türkiye'deki bilinçli sayılabilecek eşcinsellerin sağduyulu olmayışları, onların hala bilinçli olmadığını mı göstermektedir?
Eşcinsellik bir cinsel yönelimse, eşcinsel hak mücadelesini bunun dışına saptırmak, toplumdaki homofobik önyargıyı pekiştirmez mi, nefreti daha da arttırmaz mı?
Türkiye eşcinselleri neyin peşinde, hatta bir şeyin peşinde mi?

Soruları daha da çoğaltabiliriz, cevaplarını da aslında biliyoruz, şahsım adına sorualrı sorduğuma göre elbette kendimce cevaplarım var... E veririz tartışmasız...


Eşcinsellik nedir ve doğru bilinmemesinin nedenleri ve sonuçları?

Türkiye'de eşcinsellik doğru tanımlanamadığından, doğru bir eşcinsel kimlik de oluşturulamamıştır. Eşcinsellik dendiği zaman feminen erkeklik anlaşılmaktadır sadece. Eşcinsellik dendiği zaman sadece cinsel ilişki anlaşıldığından, cinsel ilişki üzerinden tanımlamalar yapılmaktadır kategorize bir şekilde. Yani toplumsal cinisyete indirgenmektedir eşcinsellik ve cinsel roller verilmektedir eşcinsellere toplumsal cinsiyet üzerinden aktif pasif gibi. Bu da eşcinselliğin görünmez olmasına sebep olmaktadır. Yani erkeklik ve kadınlık içinde eritilmektedir eşcinsellik. Eşcinsellik bir müsvette konumundadır şu anda ülkemizde. Misal sakallı ve göbekli iki erkeğin ilişkisi olarak tezahür edilememktedir eşcinsellik. Çünkü bu bir kere erkekliğe çok büyük tehdit oluşturmaktadır, ikincisi içselleştirdiğimiz heteroseksüelliğe ters düştüğünden, beyinlerimiz kabul edememektedir bunu. Yani kısaca eşcinsellik heteroseksist erkeklik ve kadınlık formülüne uydurulmaya çalışılmaktadır. Bilinçli eşcinsellerin kafalarında bile beğendikleri erkeklere karşı "kocacım" şablonu oluşmaktadır. Daha da ileri gidebiliriz; evet eşcinsellik kadınsılık zannedilmektedir ülkemizde. Erkek geçinen eşcinseller de kendilerini erkeklik üzerinden gerçekleştirebilmektedir korkuları yüzünden. Dolayısıyla ne eşcinsellerde doğru bir eşcinsellik algısı oluşmaktadır, ne de eşcinseller kendilerini doğru ifade edemediğinden toplumda doğru bir eşcinsellik algısı oluşmaktadır. Eşcinseller heteroseksüelleşmektedir, heteroseksizm de daha bir homofobikleşmektedir bu yüzden. Doğru bir eşcinsel algı oluşmamaktadır, çünkü bu heteroseksist bir toplumda meşakatli bir yoldur, çaba gerektirmektedir. Neden eşitlik ve özgürlük için bile çaba yoktur; çünkü bilgisizlikten bilinç yoktur. İnsan bir şeyi doğru bilmez ise, bilinçli bir şekilde hareket edebilir mi? Bilmek de istemez, çünkü bilinçli eşcinsellik için ne zemin uygundur, bu da eşcinsellerin kolaycı, cinsiyetçi, toplumsal cinsiyetçi, heteroseksistçe varoluşuna sebep olur. Dediğim gibi cinsiyet rolleri üzerinden alt ve yapay kimlikler oluşur, hatta kişi kendine-cinsel yönelimine küser, bedensel cinsiyet geçişini bir çıkış yolu olarak görür. Çünkü heteroseksist toplumun cinsel kimlik rolleri erkeklik ve kadınlık üzerine kurgulanmıştır heteroseksist çıkarlar doğrultusunda. Bu bizi sonuca götürmekte midir; hayır; bindiğimiz dalı kendi elceğizlerimizle kesmekteyiz bu şekilde, doğamızdan vazgeçmekteyiz, doğamıza ihanet etmekteyiz bu şekilde, yapımıza ugun en uygun sağlıklı yaşama biçiminden vazgeçmektyiz bu şekilde. Homofobiye kendimiz katkı sağlamaktayız bu şekilde. Çünkü erkeklik-kadınlık üzerine kurulan bir dünyada yapay erkeklik ve kadınlığa ne kadar yer bulunabilir ki? Oysa eşcinsellik, doğasına uygun varolsa, bunun mücadelesini verse, reddedilse bile kafalarda doğru bir eşcinsel kimlik algısı oluşur. Bu da bizim işimizi kolaylaştırır. Kabul edilmese de, varolan bir gerçeğin mücadelesi inanın o kadar kolay olur ki; Oysa biz sahte kimlik varoluşlarıyla o kadar hafife alınıyoruz ki, varlığımıza, eşcinselliğin varlığına bile kimse inanmıyor. Bir sapıklık olarak görüyorlar eşcinseliği. Biz de eşcinselliğimizden saparak, yani heteroseksüelleşerek daha bir sapıyoruz özümüzden, eşcinselliğimizden. Bu da sağlıklı bir kimliğin tezahürüne engel oluşturuyor. Bu konuda lafı da fazla uzatmaya gerek yok aslında. Biz bilinçli birer eşcinsel olmadığımız için, kendi kafamıza göre binbir çeşitli şekilde varolmaya çalışıyoruz. Her eşcinselin o kadar farklı farklı eşcinsellik tanımı var ki... Bu, eşcinseliğin bu kadar çeşitli olmasından değil, heteroseksizmin baskısına boyun eğişimizin bizi çeşitli çıkış yolları aratmasından. Oysa tek bir çıkış yolu var. Eşcinsellik doğanı muhafaza ederek hemcinsini sevmektir. Bunun dışındakiler bilinçsizlik ve de kaçıştır. Bu paragrafın sorusu şuydu. Eşcinsellik doğru şekilde bilinmeden, bilinçli eşcinsel olunmadan, eşcinsel hakları mücadelesi verilebilir mi? Türkiye'de eşcinsellik iptal edilmiş, LGBTİQAPXYZ+ olarak kamufle edilmeye çalışılmaktadır, bu da eşcinselliğin doğru tanımlanmasının ve de kimliksel anlamda  varoluşunun önündeki en büyük engeldir. Bu harf dizilimi temsiliyet; kapsayıcılık değil, mücadeleyi light'laştırmaktır. Çünkü baskıcı kültürlerde hedef olmamak için hiç kimse açık kimliğiyle varolmak istemediğinden, açık bir şekilde kendini tanımlamak da istemez. Bu kapsayıcılık başlığı altındaki kamuflelik de, eşcinsel mücadelenin başarıya ulaşması için görünürlük kaçınılmazlığıyla tezat oluşturmaktadır.


Türkiye'de eşcinsellik

Her kültürün bir yaşam biçimi vardır. Ve toplumsal evrimsel süreç Batı seviyesini yakalayamadıktan sonra, üst düzeyden bir eşcinsel mücadele tüm eşcinsellere ulaşamayabilir. Bu da bilinçli bir eşcinsel olmaktan geçiyor her halükarda. Ülkemizdeki eşcinselliğe baktığımızda A'sını, P'sini, travestisini, CD'sini, transını, gizlisini bir taraf bırakırsak, daha kültürel bir birlik bile yoktur, eşcinsel kültür diye bir tanımlama bile yoktur, ayrıca kültürel bir birlik olmalı mı, olmamalı mı o da ayrı tartışılması gereken bir konudur... Hal böyle olunca, herkes kendi ideolojisine alet etmektedir eşcinselliği veya kendi ideolojisi üzerinden eşcinselliğini varetmeye çalışmaktadır. Muhafazakar eşcinsellik, anarşist eşcinsel, solcu eşcinsel, liberal eşcinsel, ay beni de konformist eşcinsel sınıfına soktular ya, ona yanarım!, transfobik mi demediler, AKP'li mi demediler, benim hislerimin bile bir dayanağının olmadığını söylediler ayol! Türkiye'deki bu eşcinsel keşmekeşliği, birlik-beraberliğin önündeki en büyük engeldir. Eşcinselliği tek bir şemisiye altında toplamak yerine, eşcinselliği alfabenin 29 harfine parçalamak bizi toplumun çok kolay sindirmesine sebep olmaktadır. Ve de her parçanın kendi ideolojisi üzerinden eşcinsel hakları mücadelesi, eşcinsel hakları mücadelesine gölge düşürmektedir. Çünkü eşcinsellik bir cinsel yönelimdir ve başka bir şey değildir. Eşcinsellik heteroseksizmin en büyük tehdidiyken, buna bir de başka şimşekleri çekmek, eşcinsellerin ne kadar duyarlı olduğunu düşündürmek yerine daha da ötekileştirecektir. Eşcinsellerin, homofobik başka kanallardan medet ummasıysa safdillikten başka bir şey değildir. Çünkü heteroseksist bir kültürde homofobik olmayan hiçbir kesim yoktur ve başka alnlarda ötekileştirilenlerin eşcinselleri anlayacağı veya kabul edeceği gerçeği yoktur, durumu söz konusu bile değildir. Türkiye'de eşcinsellik işte böyle bir şeydir. Cinsel yönelim üzerinden mücadele vermemektedir ve keşmekeş haldedir.


Türkiye'de eşcinsel hareket var denilebilir mi?

Yukarıda sorduğum soruların cevabı nedense temelde hep bilinçsiz eşcinsellik çıktı biliyor musunuz? Eşcinsellik konusunda bilinçsiz olunca, mücadele şekilleri de elbette yanlış olacak ve bizi düzlüğe çıkaramayacaktır. Ben geçen 20 küsur senedeki kıpırtıya ne hareket diyebiliyorum inanın, ne de mücadele. Çünkü ne bilinç var, ne plan program var, ne de strateji var, inanın hedef bile yok. Çünkü hiçbir eşicinsel Batı'daki gibi/kadar eşitlik ve özgürlük istemiyor bile. Çünkü içselleştirilmiş bir heteroseksist ve geleneksel bir kültür var ve bundan sıyrılmak kolay olcak gibi görünmüyor uzun vadede bile. Zaten yanlış eşcinselliğin ve mücadelesizliğin sebebi de bu içselleşmeler ya. Eşcinsel mücadele denilince ne gelebilir akla; biraz toplantı, izin verilirse İstanbul'da karnaval havasında gökkuşağı bayraklarıyla sistem karşıtı slogan atmak. Karnavalımızı bile özünden-eşcinsellikten saptırıp siyasileştiriyoruz ya, orada bile kendimize darbe vuruyoruz işte. Kimse kusura bakmasın ama Türkiye'de ne oluşmuş sağlıklı bir eşcinsellik kimlik olgusu ve algısı var, ne de bunun doğru bir mücadelesi var ki, adına eşcinsel hareket denilebilsin.


Türkiye'deki eşcinsel gruplar eşcinselliği karşılıyor mu?

Türkiye'deki eşcinsel gruplara da bir başlık açmak gerekirse... Bulunduğu-yaşadığı çevrede eşcinselliğiyle barışık olmayanlar metropollere kaçıyorlar ve orada bir araya gelmeye çalışıyorlar. Bu bir araya gelmeler de ya gullüm denilen sohbet amaçlı oluyor, ya da sistem karşıtı siyasiye kaymak şeklinde oluyor. Bu da, hareketi başlatma fırsatı olan oluşumların Türkiye genelinde eşcinsel hareketi kıvılcımlandıracak eşcinsellere ulaşmak istemeyişinin sebebi. Yereldeki eşcinsel harekete ivme kazandıracak bir strateji olmadığı gibi, bu konuda ışık olunduğuna bile inanmıyorum. Bu grupların programlarına bakıyorumda, Türkiye'deki eşcinseliği karşılıyor mu, üzerinde çok durulması gereken bir konu. Konuyu örneklendirerek de bu konuda polemiğe girmeye hiç niyetim yok. Eşcinsellikle alakası olmayan konularla ilişkilenerek, eşcinselliği paravan olarak düşündürüyoruz dahası. Türkiye'deki oluşumlar heteroseksizmden bağımsız olmadıklarının farkında bile değller ki, bağımsız şekilde hareket edemediklerinden kendi içlerinde bile ayrımcılık yaptıklarının farkında değiller; ha heteroseksizm, ha kalıpsal LGBTİ'lik; fark göremiyorum ve bu LGBTİ denilen oluşumlar heteroseksizmden bile daha infazcı! Türkiye'de bana göre eşcinsel oluşum yok, sistematik LGBTİ oluşumları var eşcinselliği asimile eden.


Türkiye'de eşcinsel hakları nasıl ve ne zaman kazanılır?

Yukarıdaki sorduğum sorulardan birisi, aslında Türkiye'de eşcinsel özgrülüğün ne zaman kazanılacağının cevabı. Türkiye'de, Türkiye genelinden bağımsız bir eşcinsel özgürlük kazanılması o kadar kolay değil. Çünkü ne zemin buna müsait bilgi toplumu olmadığımız için, ne de bu sebepten dolayı oluşan karşıtlıkla mücadele edebilecek bahanesiz ve bilinçli bir eşcinsel kesim mevcut. Peki ne olacak; Türkiye'ye demokrasinin gelmesini mi bekleyeceğiz, yoksa demokrasiyi getiren kesimlerden biri mi olmalıyız eşcinseller olarak? Heteroseksizm elbette ipleri bırakmak istemeyeceğinden, biz eşcinsellere iş düşmektedir. Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz ve demokrasiye eşcinsellik olarak da katkı sağlayacağız ki, eşcinsel hakları demokratik bir yer bulabilsin hayatımızda. Eşcinselliği azınlıktan kurtarıp, çoğulculuğun bir parçası haline getirmeliyiz, yaşam kültürünün olmazsa olmazı haline sokmalıyız. Ben eşcinsel olarak varolamktan kurtulup, yaşamın parçası bir eşcinsel olmak istiyorum.


Yerelleşmeden eşcinsel hakları kazanılabilir mi?

Elbette hayır. Eşcinsellik marjinalize olmuş metropollerin tasarrufunda olan bir şey değil ki. O yüzden eşcinsel hakları için bir şey yapabilme fırsatı olanların, hiç düşünmeden acilen yerele ulaşması gerekiyor ama bu kendi ideolojilerini empoze etme şeklinde değil. Çünkü eşcinsellik bir "cinsel yönelim"dir, başka bir şey değil. Bu gerçek hiçbir zaman akıldan çıkartılmamalıdır. Yerelde eşcinseller bilinçsiz ve kendince bir eşcinsel algı oluşturmaktadır internet çağında bile bu imkanları kendisine faydalı şekilde kullanmadığından. Eşcinsellik İstanbul'dan Anadolu'ya inmeden, eşcinsel hakları kazanılamaz. Bu, 2+2=4 kadar matematiksel ve sosyolojiktir. Ama eşcinsellik Anadolu'ya LGBTİQAPXYZ+ şeklinde değil, "hemcinslerini sevenler" olarak inmelidir.

Yazıyı daha da uzatabilirim ama devam ederim sonra...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder