28 Ağustos 2017 Pazartesi

Şahsına münhasır popstar müzikal yıldızı Nükhet Duru


Uzun bir aradan sonra rutin yaşantımın dışına çıkıp İzmir'e gitmek gibi bir güzellik yaptım kendime. Güzellik yaptığımın farkına, güzelliği yaptıktan sonra vardım tabi. Nükhet Duru'ya gitmek yıllardır ertelediğim bir ayıbımdı ve bu sefer "her şey"i göze almıştım. "Her şey"in arkasında kedilerimi yalnız bırakmak istemememin dışında başka bir gerçek daha vardı kişisel anlamda ama onu daha sonra açıklarım. O korkumu da kazasız belasız atlattım zaten, kökünden de kazıyacağım en kısa zamanda. Görmeyeli İzmir'in köylerinde, ilçelerinde çok değişiklik olmamış diyeceğim ama, belki değişiklik olmadı belki de artık değişiklikler beni kesmiyor, daha ultra şeyler bekliyorum kentlerin değişimi adına sanırım.

Ama ziyaretler, özellikle akrabalar ve tanıdıklar arasında sevgiyi pekiştiriyor diye de önemli bir ilavede bulunayım. Ayrıca tanışıklıklar hayatı kolaylaştırıyor da. Arkadaşım Deniz de geldi Bodrum'dan İzmir'e Nükhet Duru için ve ikimiz de aynı anda İzmir Fuar'ında buluştuk. Ben Nükhet Duru'nun kabaresinin Fuar kapsamında olduğunu bilmiyordum. Bu sayede ilk defa Fuar'a da gelmiş oldum. Deniz'le Fuar'ın altını üstüne getirdik ve ben her güzel bulduğum fonda fotoğraf çektirdim.

Yalnız dikkatimi çeken şey, bizden başka hiç eşcinselin olmamasıydı binlerce kişinin olduğu fuar alanında. Yani bu tabiki de bir ironi. Mutlaka varmıştır ama "tarife uygun" eşcinsel yoktu diyelim. Eşcinseller protiplikten mi sıyrılmıştı İzmir'de, yoksa muhafazakar iktidar paralelinde kamuflaj mı giymişlerdi heteroseksüel görünümünde? Ay biz Deniz'le çok frapan kalmıştık ve insanların dikkatini çekiyorduk. Oysa Denizli halimizle gitmiştik. O gün çok yemek yedik. Ben sınırlarımı çok aştım. Ama çok enerji harcadık sanırım ki ağırlık yapmadı yediklerimiz. Hediyelik eşyalar, kartpostalar da aldık İzmir hatırası olarak.

Nükhet Duru kabare saati yaklaşınca bizi bir heyecan bastı sormayın. Nühet Duru'ya ulaşmamız hiç zor olmadı onun hassas planı sayesinde. Krallar gibi karşılandık, ağırlandık. Kuliste çocuk kalbi heyecanıyla telaş içinde samimi ve sevgi dolu bir Nükhet Duru bulduk. Biri iki konuştuk, bir kaç kare fotoğraf çektirdik ve onu hazırlığıyla başbaşa bıraktık. En ön ve en orta koltukta izledik dünyanın 1 numaralı sanatçısını. "Al Gönlümü Diyar Diyar Sürükle" ile başladı, "Aklımda Sen Fikrimde sen" ile özellikle benim aklımı başımdan aldı. "Anılar", "Cambaz", "Melankoli", "Ben Gene Sana Vurgunum", "Sevda", "Seninle", "Geberiyorum" gibi klasiklerinin yanı sıra, 70'lerin başkalarına ait şarkılarını da söyledi. Sanırım cover albümünde yer alacak şarkılardandı bazıları "Benim Bütün Dualarım" gibi sesine çok yakışan. Şarkılarla beraber sanatçı Nükhet Duru dışındaki Nükhet Duru'yu ve müzikal yaşamındaki anılarını anlattı espirili bir dille kabaresinde. Çok samimi ve mükemmel bir anlatımdı.

Ben 20 küsur yıl önce ilk kez "Cahide" müzikalinde izlemiştim canlı olarak, bir de şimdi kabaresinde. VE ÇOK MÜKEMMEL ÖTESİ BİR NÜKHET DURU İLE KARŞI KARŞIYAYDIM. Dünyanın diğer sanatçıları bir yanaydı, Nükhet Duru bir yana. Tam bir Batı, tam bir klasik poptu Nükhet Duru. Arkada yaylıların olmadığı bir orkestra ile internet çağıyla Rönesans dönemi karışımında bir konser veriyordu. Şimdi ben Broadway'e falan müzikal izlemeye gitmedim ama izlediğim ve dinlediğim müzikal sanatçıları; Liza Minelli'yi de biliyoruz, Shirler Bassey'i de, Barbara Straisand'ı da, vesaireyi de... Ayrıca Tina Turner'ı da biliyoruz, Aretha Franklin'i de, Ceseria Evora'yı da, Bille Holiday'i de, Ella Fitzgerald'ı da... Gene caz, folk, latin, her şey vardı repertuarında. İsmet İnönü Sanat Merkezi dolmuştu ve Nükhet Duru'yu alkış yağmuruna tutan bir seyirci topluluğu, şarkılarını ezbere bilen ve eşlik eden bir Nükhet Duru hayran kitlesi vardı.

Ne düşündüm biliyor musunuz onu izlerken..? Bütün starlarımızı düşündüm de... O çok farklı bir konumda. Diğerleri kitlelerin afyonu gibi bir şarkıcıydılar, Nükhet Duru müzik aşkı için riski göze alıp, müzikal çizgisinden ödün vermeyen gerçek bir sanatçıydı. Diğerleri ne kadar popstarız diye geçinseler bile inanın "Arabesk"lerdi... Oysa Nükhet Duru iki saksofon, bir gitar, bir davul ve tuşlu çalgılarla müziğe yakışır bir ekiple, müziğin anlamıyla örtüşen bir yorumla şarkı söylüyordu. Başkalarında boyama duran şarkılar, onda hayat buluyordu bu gece de olduğu gibi... Ayrıca bir asalaet vardı onun gösterisinde seyirciler de buna dahil olmak üzere. Evet Nükhet Duru seyircisi, hayranları Türkiye'nin en yetkin seyircisiydi Nükhet Duru'nun mükemmelliğine yaraşır biçimde.

Belki daha anlatacak çok şey olabilir bu gösteri ile ilgili ama... Çok uzatmak yerine şunu söyleyebilirim kısaca ve özetle... Nükhet Duru ses ve yorum olarak hala Türkiye'nin, bana göre dünyanın 1 numarası. Nükhet Duru'nun bir performans sanatçısı olduğunu bliyoruz ve canlı konserlerinin stüdyo kaydından çok daha iyi olduğu otoritelerce dile getirilir. Yalnız TV'de falan canlı performansını izleyerek "o kadar da değil" diye yanılgıya düşmeyelim. Gerçekten sahnede izlerseniz onu, ne demek istediğimi o zaman anlayabilirsiniz ancak.

Broadway'de bir müzikal izlemiş gibi kabareden çıktığımızda, Candan Erçetin de Fuar açık alanında seyirciyi coşturuyordu türkülerle. Yanlış anlaşılmasın kimseyi küçümsediğim falan yok... Dün Sıla konser vermiş, ertesi gün de Nilüfer verecekti... Seyirciler de onları yalnız bırakmıyorlar sağolsunlar... Hiç düşündünüz mü popstarlar binlerce kalabalığı eğlendirirken, Nükhet Duru niye kabare yapıyor? diye. Nükhet Duru popstar olabilecek bir kapasiteye sahip değil mi? Unutmayın ki, Nükhet Duru bir daha asla yapılması mümkün olmayan, kimsenin söylemeye bile cesaret edemediği şarkılarla şahsına münhasır bir popstar olmuştur ve hala öyledir.

Eski Fuar'ı bilenler aynı lezzeti alamadığını söylüyor ama hayatta her şey değişiyor. Geçmişte güzel gelen biçimler, belki de günümüzde aynı tadı vermeyeceği için şekil değiştirmek zorunda kalıyor. Ben bu şekildeki Fuar'ı da sevdim ve seneye de gitmek istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder