...ama Amerika'da oynasaydı, Pamela'nın, Bobby'yi yatakla bir erkekle basacağı garanti!
10'lu yaşlarımda Dallas ülkemizde de popülerdi dünyada olduğu gibi ve benim de ruhumla örtüşen bir diziydi. 80'ler özgürlüğü, çılgınlığı, başkaldırısı, abartısı, özgünlüğü, tüketiciliği, vesairesi hakimdi diziye... Ve o dönem biz de o çağı yakalamaya çalışıyorduk Özal dönemi çocukları olarak... Özentiliydik Batı'ya "hey George!" misali. Yabancı pop müziğin revaçta olması falan bizim müziğin tükenmesinden değil, Batı müziğinin dönem paralelinde bize çekici gelmeisndendi. Hey dergisi bile yabancı pop müzik dergisi haline dönüşmüştü. Simon Le Bon'u ip tangosuyla görebiliyorduk derginin kapağında nahiye gazetecisinden aldığım sayısında.
Günümüze gelirsek, TRT'ye falan, internet çağında olmamıza rağmen... Artık Eurovision'a bile katılmıyoruz "eşcinsel şarkı yarışması" diye. Dallas şu anda TRT'de oynar mı; oynamaz. Çünkü muhafazakar iktidarın politikasına, ahlak anlayışına ters düşer. Peki Dallas şu anda Amerika'da çekilmeye başlasaydı... Devam niteliğinde değil, sıfırdan başlayarak... Kesin Pamela, Bobby'yi yatakta bir erkekle basardı. Çünkü eşcinsel karakterler Ameikan dizilerinde artık çok var hayatın bir ifadesi olarak.
Bizim eşcinsellerimiz bile muhafazakarlaştı, cinisyetçileşti toplumsal yapı paralelinde. Artık ya erkek oluyorlar ya kadın, ya da muhafazakar veya uhrevi! Çünkü toplumsal varoluş nasıl ise, bireylerin varoluşları da incuri(Farsça "bu şekilde" demekmiş! Farsça'da bazı kelimeler çok hoşuma gidiyor söyleniş tarzları yüzünden.). Yoksa eşcinsellik geriye gitmezdi ülkemizde. Eşcinselleirmize bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder