19 Temmuz 2017 Çarşamba

Bütün çocukların eşcinsel olacağını bilseydiniz, gene de çocuk yapar mıydınız? Hahahahaha..!


Gördüğü her çiçeğe kopartmak için uzanan ellerin kafasını sevmiyorum ben sayın seyirciler!
Böceklere falan bir hiç gözüyle bakıp ezip öldüren ayakların kafasını da sevmiyorum.
Aman ne şirinmiş diye sokakta gördükleri kedi yavrularını götürüp seven, sonra tekrar sokağa bırakan duyarsız ve akılsız kafaları da sevmiyorum.
Bir de benden utanmadan kedi yavrusu falan istiyorlar. Onlar bizim evde doğmuş, bizim evi yuvası bellemiş, evdekileri kendinden görümüş canlılar. Ne biçim vicdansızlıktır ki o canlıların duygularını yok sayıp psikolojileriyle oynuyorsunuz. Sahiplendirme olayını da tasvip etmiyorum. Sokakta kalan yavrulara bakılsın ama insan kendi evinde doğan yavruları verebilir mi ya..? Hiç mi üzülmezsin, hiç mi özlemezsin, hiç mi canın yanmaz?
Benim aklım çıkıyor başlarına bir şey gelecek diye falan. Ya verdiğim kişiler döverse benim biriciklerimi?
Sokakta sevmek için her gördüğü çocuğa atlayanları da sevmiyorum, çocuğum olsun diye çocuk doğuranları da. Ne bu çocukçuluk yaa..!
Herhalde kendine benzeyen robor yaratmak için. O çocuklarının hepsi eşcinsel olacak olsa, gene de bu kadar çocuk sever ve yapar mıydınız? Çocuklardan nefret ederdiniz biliyorum. Gene bağladık konuyu eşcinselliğe.
Çiçekten çıktı mesele... Çiçekleri kopartmaktan... Çiçekler o kadar güzeller ki doğaya kattıkları renk ve estetikten dolayı.
Ben kopartmamışım mıdır hiç çiçek? Tabiki de kopartmışımdır ama insan her gördüğü çiçeğe elini uzatır mı kopartmak için? Bana göre bu duyarsızlığın ifadesi.
Zaten insancılık-insanmerkezcilik de bir acımasızlıktır doğaya karşı. Böyle bir insanın da benmerkezci olması kaçınılmazdır. Hayattaki bütün psikolojik şeyler de zincirleme şekilde birbirine bağlı. Mesela anlayışsız ve zorba bir insan, çiçek kopartan bir insanla aynı olabiliyor. Çünkü onda hassiyet yoktur. Çünkü benmerkezcidir ve her şeyin kendine yönlü, kendi çıkarına olmasını ister. Olmazsa zaten zorbalığını devreye sokabilir eninde sonunda.
Oysa duyarlı bir insan harlar gürler ama öldürmez; çünkü vicdanı onu tutar.
Bu aslında beynin gelişimini tamamlayıp tamamlamasıyla alakalı bir şey. Yani evrimsel.
Diyebilirsiniz ki hayatta her şeyin zıt kutupları var... İyilik varsa kötülük de kaçınılmaz. İyiler olduğu sürece kötüler de olacak.
E ben bunu gelişememişlik olarak görüyorum işte.
Saçma bir yazı mı oldu; kime ne ki!
Konu çiçekten çıktı ama tamamlayamadım gene...
Parkta gördüğüm ve fotoğrafını çektiğim bir çiçeği,
daha önce, bu dünyayı ben yarattım, her zaman ben haklıyım, sen kim oluyorsun havalarında olan ve üzerime yürüyen ve başkalarına da despotluk yapan kişi
KOPARDI!
Tesadüf müdür bu sizce?
facebook'ta da dediğim gibi...
Çiçek sevmekle hümanist olmak doğru orantılı mı veya doğaya-çeverye saygısızlık, şiddetle doğru orantılı mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder