30 Haziran 2017 Cuma

Güvensiz güvenlik!


Vakitsizlikten değinemedim dün yaşadığım insanlıktan yoksun davranışa. Dün sabah arkadaşımla tenis oynamaya gittik. Tenis ve basket sahalarını kilitlemiş parkın güvenlik görevlileri bu sefer. Arkadaşım haber verip açtırdı. Biz tenis oynamaya başladıktan hemen sonra "Aferin, çok güzel ders verdin abi" diyen ve elinde basket topu olan 15-16 yaşında  bir çocukla arkadaşını, iki güvenlik görevlisinden birinin kovaladığını gördük. Basket sahasından 30-40 metre gittiken sonra durdu çocuk. Güvenlik görevlisi bir tokat patlatınca suratına, çocuk tekrar kaçtı. Güvenlik hem kovalıyor, hem de "bak bir de kaçıyor" diyor çocuğa. Ne yapsaydı; senin dayağını mı yeseydi pata küte? Konu şu. Saha kilitli olunca, çocuklar tel örgünün delik yerinden girmişler sahaya. Ulan o sahalarda boş olduğu zaman köpek gezdiryorlar be! Hatta bir keresinde densizin biri de tenis kortunda köpek gezdiriyordu ve bizden 5 dakika müsade istemişti sahayı boşaltmasını istediğimizde. Saldırgan köpekleri dolaştırıyor bazı vatandaşlar halkın çok yoğun olduğu bir parkta ve onlara bir şey demiyor güvenlik de, sabahın altısında spor aşkı olan iki çocuğu sahaya izinsiz girdiniz diye dövüyor. O anda zor tuttum kendimi güvenliğe müdahale etmemek için. Etmem gerekiyordu biliyorum ama haklıyken haksız konuma düşmemek için sustum. Çünkü şikayet edecektim üst mercilere böyle psikopatlara meydan vermemek için. 5 dakika geçmeden çocuklarla birlikte, çocuklardan bir tanesinin babası ve babannesi geldi parka. Onlar benim olayları gördüğümü bile bilmedikleri halde ben,"olaylara şahit oldum, gerekirse şahit olabilirim" dedim. Adama da dedim ki, "haksız bir konuma düşmemek için kontrollü olun". Konuşmuşlar güvenlikle ve güvenlik yok öyle bir şey, şahit olan kişi de bana iftira atıyordur demiş. Adam polise de haber vermiş. Polis geldi. Gidin "çocuk şube"ye, şahit olan kişiyle birlikte ifade verin demiş. Adama telefon numaramı verdim. Güvenlik elemanlarının müdürüyle konuşmaya gitti adam. Güvenlik müdürü bana telefon açtı. Gördüklerimi anlattım ve böyle saldırgan bir kişinin güvenlik görevlisi olamayacağını söyledim Çocuklardan birisinin babası olan adam olayın peşini bırakmayacak. Ben de tabiki de büyükşehir belediyesine durumu arzedeceğim. Atılsın böyle kişiler, hatta işsizlikten nefesi koksun açlıktan! Çünkü aynı şey benim de başıma da geldi. Böyle eğitimden yoksun zorba insanları geri hizmete alıyorlar, onlar da fırsattan istifade bozuk psikolojilerini halkın üzerinden tatmin ediyorlar. Geçen yıl benim bisikletime zarar veren ve üzerime yürüyen spor salonundaki görevliye şikayetçi olmama rağmen belediye tabiki de hiçbir yaptırımda bulunmadı onlarca vukuatı olmasına rağmen, ve bana yazı göndermişler, dışarıda bir husumetiniz varsa bizi ilgilendirmez diye bir yazı göndermişler bana. Ne husumetim olabilir ki tanımadığım bir insanla. Ama sessiz kalmamalıyız böyle zorbalıklara karşı. Haa unutmadan. Bisikletime zarar veren kişi belediye ne demiş biliyor musunuz... "Kendi bozup bana iftira atıyor". Çok inandırıcı bir savunma değil mi? Ben bir dönem, 4 üniversiteyle belediyen sezonluk temizlik işçiliği için başvurmuştum ve işe alınmamıştım ama böyle kişiler hiçbir teste tabi tutulmadan işe alınıyorlar. Oysa bir ülkenin huzuru ve sağlıklı bir geleceği için en önemli alan eğitim ve güvenliktir. Bizimse en zayıf olduğumuz nokta eğitmenler ve güvenlik birimi. Herkese kolay kolay öğretmenlik vasfı verilmemeli, herkes bu kadar kolay güvenlik elemanı olmamalı. 4 yıllık psikoloji mezunlarından seçilmeli güvenlik elemanları. Karşısındakinin psikolojisinden anlamayan ve kendi psikolojisi bozuk insnaların güvenlik biriminde ne işi var? Evet bu kişilerin psikolojisleri bozuk ki çocuklara şiddet uygulayabiliyor görevinin sorumluluğundan uzak bir şekilde. Tedavi olmaları gerekiyor bunların. Tabi güvenlik dediğin hayt-huyt zorba olmalı ki, karşı tarafa korku verebilsin. Güvenlik diyince korkunun, korkutucu bir şeylerin akla gelmesi ne acı. Polsi görünce bile sığınmak yerine "acaba sorguya mı çekileceğiz, acaba bize keyfi bir uygulamada bulunacak mı?" diye çekinmiyor muyuz? Ben kaç defalarca yolum kesilip karakola götürüldüm, kimlik yoklamalarına tabi kaldım. Neden? Hiçbir nedeni yok. Tabi ülkenin güvenliği şart eşcinsellere karşı? O ülke ben değil miyim? Neden benim psikolojime gereken hassasiyet gösterilmedi bugüne kadar? Sırf eşcinsel olduğum için bu ülkenin polislerinin bana keyfi ve onur kırıcı muamelelerini asla affetmeyeceğim. Hatta bir keresinde kimlik yoklamasından gına geldiği için polislerin üzerine fırlatıp oradan uzaklamıştım "alın sizin olsun nüfus cüzdanım, bundan sonra beni görünce kimlik sormak yerine cebinizden çıkartırsınız zahmete girmemek adına" dedim. Sonra arkamdan getirmişlerdi kimliğimi. Neymiş efendim, emniyette adım geçiyormuş da, bu Halil Kandok kimmiş, merak ediyorlarmış da... Allahtan günümüzde sosyal medya var da, oradan inceliyorlardır artık!!! Her neyse... Adı güvenlik olan bir şeye güvenemememiz çok acı bir şey. Böyle güvenliğe tezat güvensizlikler tepemin tasını attırıveriyor olaylar cereyan edince.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder