18 Haziran 2017 Pazar

"Fazilet Hanım ve Kızları"nın ardından


"Fazilet Hanım ve Kızları" 13. bölümüyle muhteşem bir sezon finali yaptı. Dolu dolu, her saniyesi heyecan dolu bir diziydi benim için. Başta Nazan Kesal olmak üzere herkes rolüne "cuk" oturmuştu ve dizide herkesin bir ağırlığı vardı, herkes başlı başına bir kaarakterdi ve her karakter ne yapacak diye merak edilen bir senaryosu vardı dizinin. Yani dizi belli roller üzerinden ilerlemiyordu. Her rolün psikolojisi üzerinde ince bir şekilde durulmuş, oyuncular da rollerinin hakkını vermiş layığıyla. Bazı diziler vardır oyuncuları iyice starlaştır insanın gözünde; "Fazilet Hanım ve Kızları"nı da ben öyle gördüm. Belki de iyi bir kasting yapılmıştı. Bir diziyi çok seversem, oyuncularının hepsini de çok severim ben. Bunu "Yaprak Dökümü"nde çok bariz yaşamıştım. Orada da belli roller üzerinden ilerlemiyordu dizi... Mesela "Fazilet Hanım"da hizmetçi rolleri bile çok karakteristik geldi bana. Gerçekten yapım iyiyise, yani en baştan beri her şey en ince ayrıntısına göre düşünülüp planlandıysa, üretim de başarılı oluyor. Ben bu dizide "hadi şurada da şu aksiyonu yapalım da daha bir raiting yapsın" duygusunu hiç hissetmedim. Sanki 13 bölümlük senaryosu kusursuz yazılmış bir film izledim. İnanın bu dizinin yeni bölümleri çekilmese bile hiç üzülmem. Çünkü 13 bölümlük koskoca bağımsız bir filmdi bu dizi benim için. Keşke DVD'si falan çıksa da arşivime alsam. Özellikle Nazan Kesal resmen tiyatro yaptı. Dizide kocaman oynamak abartıya kaçar ve rahatsız edebilir ama Nazan Kesal resmen dövdü bizi oyunculuğuyla, biz de dayak arsızı olduk! Her repliğini, her mimiğini pür dikkat izledim. Tepeden tırnağa her zerresine kadar ruhuyla oynayan bir oyuncu. Belki de benim hayatta gördüğüm en iyi oyuncu. Oynamıyor, yaşıyor! Her oyuncuya tek tek değinirsem, yazı uzar da uzar. Dizi dünyamız Engin Akyürek'ten sonra Alp Navruz gibi bir prens kazandı. Yüzüne bakınca insan sanki okyanıslarda kayboluyor, bulutlarda uçuyor; çok pozitif bir enerjisi var, çok güçlü bir kimyası var çocuğun ve en önemlisi çok samimi oynuyor. Ben çok dizi izlemediğimden Kesal, Günşiray, Güleç ve Türesan dışındaki oyuncuları bu diziyle keşfetim. Ama Hazal Türesan'a olan beğenim bu diziyle iyice pekişti. Çok güzel bir kadın, çok psikolojik bir kadın. Yani iyi bir filmde oynasa döktürür... Çağlar Ertuğrul'a da dizi ilerledikçe ısındım, beğendim, hatta aşık oldum. Afra Saraçoğlu güzelliğinin altında ezdirmiyor oyunculuğunu. Deniz Baysal resmen içime nüfus etti. İnsan aynı pantolon ve gömlekle 13 bölüm boyunca kendine hayranlıkla baktırıyorsa, işte bu oyunculuktur. Dizide en çok ne hoşuma gitti biliyor musunuz; Sinan ve Yağız'ın Hazan'a aşık olmaları. Yeni sezonda Yağız aşkına nasıl gem vuracak merak ediyorum; acaba Hazan'ın gönlü Yağız'a mı kayacak; büyük aşklar nefretle başlıyorsa, gidişat böyle olacak gibi görünüyor. Ece de konağın hanımı olacak gibi. Veee... Fazilet böylece hedefine ulaşmış olacak. Büyük oynamasa gece kondusunu yakar mıydı Fazilet? Yaşadığı acıları unutmayacak, kimseye de unutturmayacak dediği gibi. Çünkü iyi yaşamak mücadeleyle elde edilen bir şey. Doğal seleksiyon sosyal yaşamda da geçerli ne yazık ki. Hayatta kalmak istiyorsan mücadele edeceksin... Bu arada en son sanırım "Benim Adım Gültepe"yi izlemiştim merakla. Tabi "Bugünün Saraylısı" ve unutulmaz "Kayıp Şehir"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder