23 Haziran 2017 Cuma

Gökkuşağının hikayesi


Gökkuşağı, güneş ışınlarının yağmur damlalarında veya sis bulutlarında yansıması ve kırılmasıyla meydana gelen ve ışık tayfı renklerinin bir yay şeklinde göründüğü meteorolojik bir olaydır. Gökkuşağında görülen yedi renk; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, çivit mavisi, menekşedir.

Mitolojiye göre Yunan tanrılarının kraliçesi olan Hera yeryüzüyle haberleşmek istediğinde, "renkli elbise" sini giyerek giden haberci İris'i gönderirdi.Eski Atinada'ki ölümlüler İris'in görev başında olduğunu gökkuşağını görünce anlarlardı.
Birçok kültür gökkuşağını cennet ile dünya arasındaki köprü olarak görmektedir. Doğadaki en güzel manzaralardan biri olan gökkuşağı batı kültüründe umut ve şans sembolü olmuştur.
İran Müslümanlarına göre gökkuşağındaki renklerin bir önemi vardır. Yeşil bolluk, kırmızı savaş ve sarı ise ölüm anlamına gelir. Sibirya’da güneşin dili olarak düşünülür. Güney Amerika Yerlileri ise denizin üzerinde görülmesinin bir şans olduğuna inanırlar.
Türk kültüründe Alkım veya “Alakuşak” da denir. Umay Ana (Türk mitolojisinde doğum ve bereketin sembolü olan en önemli kutsal varlıktır.) yeryüzüne inmek için gökkuşağını kullanır. "Al inancı"yla bağlantılı olarak ele alındığında yerle göğü birbirine bağlayan büyülü bir köprü olduğu anlaşılır.
Tüm dünya mitolojilerinde ilgi çekici bir unsur olan Gökkuşağı pek çok dış tesirle karşılaşsa da bir kuşak olduğu ve yeryüzünü sardığı fikri temelde aynı kalmıştır.
Gökkuşağı görsel olarak tüm insanlığın daima ilgisini çekmiştir, çünkü fizik kuralları gereği ona hiçbir zaman ulaşmak mümkün değildir, bu nedenle geriye tek bir şey kalır, hayalgücünü zorlamak.
Gökkuşağının Anadolu'da yaygın olarak kullanılan diğer adı olan Alkım sözcüğü Alkımak (hoş görünmek, hoşa gitmek, hayırdua etmek) fiiliyle bağlantılıdır. Beğenilme, hoşa gitme anlamı bulunur.

Gökkuşağı bayrağı, bir gökkuşağının renklerinde olan şeritler içeren rengârenk bir bayraktır. Birçok gökkuşağı bayrağının tasarımı "geleneksel" (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit mavisi ve menekşe) renk düzenini takip etmektedir.

Gökkuşağı bayraklarının kullanımı çok eski bir gelenektir; dünya çapında birçok kültürde çeşitlilik, içericilik, umut ve arzunun bir simgesi olarak gösteriliyor.

Gökkuşağının eşcinsel bayrağı olarak kullanılması

Günümüzde birbiriyle bağlantısı olmayan bir sürü gökküşağı bayrağı kullanılmaktadır. Bunların belki en çok bilinen örneklerinden gay pride'i simgeleyen "gurur bayrağı"dır.
Barış bayrağı da özellikle İtalya'da çok yaygın ve kooperatif bayrağı, uluslararası dayanışmayı simgeliyor.

Gökkuşağı bayrağı, İnka İmparatorluğu'nun mirasını ve And halkı hareketlerini temsil etmek için de Andlılar tarafından kullanılır.

Gökkuşağı bayrağının eşcinsel toplum tarafından ilk kullanımı 1978 yılında San Francisco Gay ve Lezbiyen Özgürlük Günü Yürüyüşü sırasında oldu. Hippi hareketlerinni zenci yurttaşlık hareketlerinni simgeselliğinden esinlenen San Franciscolu sanatçı Gilbert Baker, eşcinseller tarafından her yıl kullanılabilecek bir simge arayışı içinde gökkuşağı bayrağını tasarladı. Baker ve 30 gönüllü, yürüyüş için iki dev prototip bayrağı elle dikip boyadılar. Bayrakların her biri farklı renkte olmak üzere sekiz şeridi vardı ve her bir renk eşcinsel toplumun farklı bir bileşenini temsil ediyordu: kırmızı yaşamı, turuncu iyileşmeyi ve gelişmeyi, sarı güneşi, yeşil doğayı, çivit mavisi uyumu, mor maneviyatı, cam göbeği sanatı ve cart pembe cinselliği.

Bir sonraki yıl Baker, 1979 yılındaki yürüyüşte kullanılmak üzere seri üretimi için San Francisco Paramount Bayrak Şirketi'ne başvurdu. Üretimdeki bazı kısıtlamalar yüzünden (cart pembe boyanın piyasada fazla bulunmaması gibi) pembe ve cam göbeği tasarımdan çıkarıldı. Altı renkli bu yeni tasarım, San Francisco'dan diğer kentlere de sıçrada ve kısa süre içinde eşcinsel bilincin ve çeşitliliğin dünyaca tanınan simgesi haline geldi. Hatta, Uluslararası Bayrak Yapımcıları Kongresi tarafından da resmen tanındı. 1994 yılında, 9 metre eninde 1,5 kilometre boyunda devasa bir gökkuşağı bayrağı New York Stonewall 25. yürüyüşünde 10 bin kişi tarafından taşındı.

Gökkuşağının Türkler tarafından nefret edilmeye başlandığı dönem!

Türkiye'de ise bu yıl gökkuşağı renklerine düşmanlığın başladığı yıl olarak tarihe geçecektir büyük ihtimal gökkuşağının anlamı hoşgörü olmasına rağmen, höşgörüye inat!

Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican, 25 Haziran’da yapılacak Onur Yürüyüşü’ne ‘izin vermeyeceklerini’ söyledi. “Devlet müsaade etse de biz müsaade etmeyeceğiz. Yürütmeyeceğiz” diyen Mican, “Onlar hangi bölgede yürüyecekse gideriz o bölgeye o caddeyi kapatırız onlar gelemez zaten oraya” ifadesini kullandı.

AKP'ye yakınlığıyla bilinen televizyon yorumcusu Fatih Tezcan, Twitter hesabından 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün fotoğrafını paylaşarak, köprüdeki ışıklandırmanın "LGBTİ propagandası" olduğunu iddia etti.

Tezcan, paylaşımında "Ramazan ayında LGBT adı altında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden bu Sapıklık Propagandası'nın iznini kim verdiyse Allah onun belasını versin!" ifadelerini kullandı.

Köprünün ışıklandırmasıyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan arandığını söyleyen Tezcan, "'Konunun bizle ilgisi yok.' Diğer iddia: Karayolları veya İBB'nin işi bu. Ben tiksindim artık." ifadelerini kullandı.

Tezcan ayrıca, köprünün güzel olduğunu ifade eden bazı kullanıcı yorumlarının ardından "Bazıları 'güzel olmuş' demişler. doya doya seyretsinler. Bizim çoluk çocuk temiz nesil şehitler 15 Temmuz dertlerimiz var. Allah görüyor!" dedi ve bu kez de köprünün videosunu paylaştı.

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın FETÖ'nün iş adamları yapılanması TUSKON operasyonunda tutuklanmasıyla, köprüdeki gökkuşağı renklerini ilişkilendirdi. Hakan, "ACABA LGBTİ’nin gökkuşağı sembolüne 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde yer vermek... Damat Ömer Faruk Kavurmacı’nın yeniden tutuklanmasına mütevazı bir belediye tepkisi mi?" sorusunu yöneltti.

Yeni Akit Gazetesi: Sapkınlar kudurdu

Bağımsız Ülkücüler Platformu Başkanı Adnan Baran, “Örgütler ülkemizi asli değerlerinden uzaklaştırmak için her türlü yolu deniyor. Bu tür konular özgürlük değil ahlaksızlıktır. Toplumu dejenere etmek için herkese görev bölümü yapılmış bu kişiler de toplumun ahlaki ve inanç temellerine dinamit koyuyorlar. Bu tarz yürüyüşlerin önüne geçilmelidir” diye konuştu.

İnsan Hakları Savunucuları Derneği Başkanı Ali Akbaşise, “İnançsız toplumlarda çıkan sapkınlıkların asla bir insan hakkı olmayacağını ilan ediyor ve kişilerin, rahatsızlıklarını yürüyüşlerle, meşru duruma getirme yerine, psikolojik tedaviye gitmelerini tavsiye ediyoruz. Cinsi sapkınlıklar,  ‘insan haklarının’ değil, psikolojinin konusudur” dedi. Devlet yetkililerinin yürüyüşü engellemesi gerektiğin vurgulayan Akbaş, “İçişleri Bakanlığını yürüyüşü engellemeye davet ediyoruz” dedi.

Yusufiyeli Ülkücüler Derneği Başkanı Hasan İlter de, “Bu yürüyüşün Ramazan ayından sonra bayramın ilk günü yapılacak olması milletin sinir uçlarına yönelik bir uygulamadır. Milletimizin uyanık olması tahriklere gelmemesi lâzım” dedi. Kılıçdaroğlu’nun da sokaklarda olduğuna işaret eden İlter, “Bir taraftan Kılıçdaroğlu yürüyor, bir taraftan LGBTİ’ler yürüyor. Bu tür yürüyüşlerin kesinlikle yasaklanması lâzım” dedi.

İstanbul'da M6 hatlı Levent-Boğaziçi Üniversitesi metrosunun 2 senedir gökkuşağı renklerinde olan ışıklandırmasının LGBTİ+'lerin Onur Haftası'nda 'tek renkli' hale dönüştürüldü.

Onur Haftası nedeniyle ABD Ankara Büyükelçiliği'ne gökkuşağı bayrağı asıldı. ABD'li Büyükelçi John Bass gökkuşağı bayrağının asılmasını sosyal medya hesabından paylaştı.

John Bass, paylaşımında "Bu yıl Onur Haftası dolayısıyla Ankara’daki rezidansımız ve büyükelçilikte bu bayrağı yükseltmekten bir kez daha onur duyuyorum. Bayrağın renkleri bize farklılıklardaki gücü, insan haklarının evrenselliğini ve herkes için geçerli olduğunu hatırlatıyor" ifadeleri yazdı.

Tepkilerden sonra gökkuşağı bayrağını kaldıran Beşiktaş Belediyesini eleştirenlere cevap niteliğinde her şeye rağmen demokrasi diyen Beşiktaş Belediyesi Meclis Üyesi Sedef çakmak'ın yazısından...

O kadar birbirimize güvenimiz kalmamış ki, iyi bir iş yapıldığında bile hemen eleştirmeye başlıyoruz. Yıllardır hiçbir risk almamakla eleştirilen CHP sonunda bir adım attığında bunu göremiyoruz.

Ama halbuki biz o güveni inşa ettiğimiz bir süreç yaşadık! Gezi Direnişi’ne katılan herkes çok iyi biliyor ki biz orada “asla bir araya gelmem!” dediğimiz gruplarla birlikte halay çektik, sohbet ettik, müzik dinledik, kitap okuduk, namaz kıldık, birbirimizi yargılamadan gerçekten anlamaya çalıştık! Biz orada aslında yaşamak istediğimiz ülkeyi kurduk! Kurban olmadığımızı, adım attığımızda nasıl muhteşem güçlendiğimizi fark ettik! Karşıdakini anlamaya çalıştıkça kafamızdaki önyargıların kırıldığını fark ettik! Hala da hayalini kurduğumuz ülkeyi kuruyoruz, hala da bizden farklı olduğunu düşündüğümüz insanlarla, farklılıklarımızı tehdit olarak görmeden nasıl bir arada yaşayacağımızı sorguluyoruz. Demokrasi denen şey de tam olarak bu sürecin kendisi, ulaşılması gereken bir son durak değil! Demokrasi en temelinde hepimizin insan olduğunu, insan olduğumuzdan dolayı değeri, saygıyı, eşitliği ve adaleti ne olursa olsun hak ettiğimizi söylemez mi? O zaman neden adalet diyenleri eleştiriyoruz? Bu çıkarım bir kenarda dursun.

İngiltere Büyükelçiliği’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Büyükelçilik & Başkonsolosluğumuzda farklılıkları desteklemek & ayrımcılığa karşı durmak için gökkuşağı bayrakları dalgalanıyor #OnurHaftası" ifadeleri kullanıldı.

Benim notum...

Bütün bu karşıtlıklar gökkuşağı renklerinin eşcinsellerle özdeşleştirildiğini, bu renklerin eşcinsellere teslim edildiğinin göstergesidir. Artık eşcinseller bu karşıtlıkla kağıt üzerinde olmasa da resmen kabul edilmişlerdir. Eşcinseller önyargılı tutumlarla ötekiliştiriliyorlar ama bu ötekileştirme varlıklarının da bir kabulüdür. Sapıklık, hastalık olarak düşünülse de bir eşcinsellik gerçeği kabul edilmiştir artık. Eşcinsel haklarının geç kazanılmasına sebep olan eşcinsel bilinçsizliğine rağmen doğa kendini gerçekleştirmeye devam ediyor, eninde sonunda da layığıyla gerçekleştirecek, eşcinselliğin doğanın bir parçası olduğu anlaşılacaktır elbet. Ne üzücü ki, eşcinselliğe karşı yayagara koparanlar, bu tepkiyle eşcinselliği teyid ettiklerinin farkında değiller. Farkındalıkla bir kabul ediş herkes için daha hayırlı olurdu.

Şöyle baktığımda fazla umutlanamıyorum eşcinsel hakları konusunda. Bu umutsuzluk sadece toplumun önyargısı ve homofobisiyle alakalı değil tabi. Eşcinsellerin bilinçsizliğiyle alakalı daha çok. Hoşgörü toplumu olmayı hızlandıramıyoruz eşcinsellerin fazla katkı sağlamamasındna dolayı. Ama bu vazgeçmeyi gerektirmiyor...

Not: Wikipedia ve gazetelerdeki haberlerden faydalanılmıştır...

Son olarak...

İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada, LGBTİ üyeleri tarafından 25 Haziran Pazar Günü yapılması planlanan "Onur Yürüyüşü"ne, "Vatandaşların ve gezi amacıyla bölgede bulunacak olan turistlerin güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek, anılan gün ve öncesi ve sonrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesine izin verilmeyeceği" belirtildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder