5 Şubat 2017 Pazar

Sadece severim ya da silerim!


Deniz arkadaşım beni eleştirir, her şeyi, herkesi çok seviyorum diye... Bu her şeyi, herkesi tasvip ettiğim ve her şey ve herkesin tarzım olduğu anlamına gelmez ki... Hiçbir şeyin, hiçbir kimsenin içimde nefret duygusuna vesile olmasını istemememle alakalı bir şey bu durumum... Ben sadece sevgiyle varolmak, hayata her zaman olumlu yaklaşmak isteyenlerdenim. Tabi bu çok tavizkar olduğumu göstermez; hatta sıfır tavizkarımdır beni enayi yerine koyan, iyi niyetimi suistimal edenlere karşı... Hatta hiç gözünün yaşına bile bakmam, vicdanım bile sızlamaz saygısız ve nezaketsiz insanlara karşı. Ama sadece silerim; başka hiçbir şey yapmam. Çünkü insanım! Çünkü bir de, bir tane hayatım var; değer mi lüzumsuz uğraşlara, zaman kaybına ve de kirlenmeye! Birileriyle kalabalık olup yapıma ters düştüğü için mutsuz olmaktansa, yalnız kalıp doğaya çıkarım daha iyi... Yalnızlığı sevmek, insanın yalnız olmak istediği anlamına da gelmez; manasız bir kalabalığı başından defetmek anlamına gelir! Konu açılmışken söylemeden geçemeyeceğim. Ben bir de haklı olduğuma inandığım bir konuda laf anlatmayı hiç sevmem. Odunun neyini ikna edebilirsin ki? "O" takmış kafayı; yeşile beyaz demeye mesela... Hiç kendini bile sorgulamıyor. Birileri öyle demiş, o da ona inanıyor. Böyle durumlarda falan ben neyin yüzleşmesini yapacağım? Haklılığımı haksızlaştırmak için mi, kendimi değersizleştirmek için mi? Salak mıyım da kendini bulamamış insanların hayatımdan çalmalarına izin vereyim? Böyle insanlara diyeceğim, geç aynanın karşısına, iç kaderine ağla!!! Hadi yoluna, yallah!

Bencil diyebilirsiniz bu düşünceleirmden dolayı bana ama alakası yok. Bu sosyal hayatımda da böyle, duygusal hayatımda da böyle. Kendime saygıyı ve sevgiyi kaybedersem, başkasının hiç saygısı ve sevgisi olmaz bana. İnsan gerçekten kendine olan saygıyı ve sevgiyi kaybetmemeli. Çünkü sen olmazsan, başka hiçbir şeyin anlam ve önekmi kalmaz ki... İnsanın kendisine karşısındakinin nasıl davranacağını, insanın kendi öz saygı ve sevgisi belirler çünkü. Sen kendine değer vermezsen, karşındaki sana ne kadar değer verir? Hayatta her şeyin belirleyicisi, insanın kendisidir. O yüzden ben kendimden başka hiç kimseye güvenilmemesi gerektiğini tecrübe edenlerdenim. Ayrıca kendim varken niye başkasına güveneyim ki? Niye sırtımı birilerine dayayayım ki? Başkasıyla varolmaya çalışmanın hiç garantisi olamaz. Hele aşk konusunda falan niye kendimi kaptırayım ki..? Sevelim, sevişelim ama kendimizi kişilere odaklamak aptallıktır, hatta zayıflığın getirdiği bir mecburiyettir. Mülkiyetçi olmadan da sevip ve de sevilebilirsin. Bu şekilde sevgide veya sevişmede bir eksiklik olmuyor ki. Asıl özgüvensiz bir aşka boğuluyorsun. Miktir aciz insanlara çekilmez mi? Güçlü insanlara zaten kimse miktir çekemez... Kendisi miktir olur gider. Güçlü insanlara miktir çeken de kendi su birikintisinde boğulur zaten.

İnsan yaşadıkça, koşullara göre ayarlıyor kendini. Bazıları bin kere zokayı yese de akıllanmıyor ayrı mesele. Bu cümlenin paragrafını herkes kendi oluştursun artık..! Ama ben gene de kendi üzerimden bir şeyler anlatayım. Mesela insan ilişkilerinde belli bir yaştan sonra daha gerçekçi olmaya başlıyorsun. Çünkü içinde yaşadığın ortam samimiyetsiz ve iki yüzlü, çıkarcı ise, bir süre sonra artık katılaşmaya başlıyor, kötü insanların yüzüne karşı çekinmeden yanlışlarını tükürebiliyorsun. Bazıları hala al gülüm ver gülüm iki yüzlü ve samimiyetsiz bir şekilde ilişkilerini devam ettirebiliyor; çünkü geçerli olan, samimiyetsiz ve iki yüzlü dünyada samimiyetsizlik ve iki yüzlülük. Bende öyle değil artık/ama; belki de hiç öyle olmadı çünkü yapım gereği. Yanlışları direkt söylüyorum. Çünkü doğrucu olunca gerçekten hiçbir şey olmuyor. Çünkü kendi köyümde yaşıyorum, kendi başımın çaresine bakıyorum; hayatım boyunca hiçbir zaman, hiç kimseden öğünüm gelmedi, göbeğim de kimseye bağlı olmadı. Çünkü ben böyle bir yaşam koşulu oluşturdum. Duygusal meseleleri de bu formül sayesinde çok kolay çözdüm. Duygusal anlamda kimyamı en çok bozanın bile 20 liralık bir müzik akbümünden asla ve asla daha fazla değerli olmadı. Aşk denilen, seks denilen bir şeyi ortaklaşa gerçekleştiriyorsak, niye o benim aklımı başımdan alsın ki? Parayla tutulan bir jigolo mu o? Ben onun aklını karıştırabilir, ben onu peşimden koşturabilirim ama bunu bile istemem; Ben istemedikten sonra çok sevilmekten bile aşırı derecede rahatsız olurum ben. Dedim ya; nasıl ve ne şekilde yaşayacağıma ben karar veririm, BEN! Narsist olabilirim ama bu asla bencillik değil...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder