8 Ocak 2017 Pazar

Transseksüeller neden homofobik oluyorlar?


Artık bazı konuların konuşulmasının zamanı geldi de geçti bile. Zaten biliniyor ve dile getiriliyor da ama daha açık ve net konuşulmasının zararı yok, faydası vardır diye düşündüğüm için yüzleşme dizisi kapsamında  bu akşam toplantımızda transseksüellerin neden homofobik olduklarını konuşacağız.

Konuyu tetikleyen ise sosyal medya üzerinde bir arkadaşımın transseksüellerin neden bu kadar homofobik olduklarını sorması oldu. Çünkü transseksüeller tarafından homofobiye maruz kalmış... Bu ilk karşılaşılan bir durum değil... Onlara yardımcı olmaya çalışan LGBTİ dostlarımız bile transseksüellerin sert ve saldırgan dilinden rahatsız olduklarından bahsediyorlar sürekli ve anlam veremiyorlar bu duruma.

Transseksüellerin negatif dışa vurumlarını ve eşcinsellere karşı homofobilerini sadece heteroseksist bir sistemin etkisine tepki olarak açıklamak yeterli olabilir mi? Ben özellikle kadın transseksüellerin eşcinsellere karşı kullandıkları aşırı heteroseksist ve homofobik dili ele almak istiyorum. Onların bu erkek egemen dili karşısında sanki bir heteroseksist varmış gibi hissediyorsun. Resmen eşcinselleri cinsel yönelimlerinden dolayı aşağılıyorlar, dışlıyorlar, küçümsüyorlar...

Özellikle penisli i*neler diye aşağılamaları kendilerinin ne oldukları sorusunu akla getiriyor. Bu da zaten homofobik olmalarını açıklayan nokta değil mi? Yani homofobilerinin arkasında yatan da bedenleriyle barışık olamamaları. Çünkü kendileriyle barışık eşcinseller, transseksüellere kendi bedenleriyle barışık olmamalarını akla getiriyor.

Eşcinsel değil de, erkek veya kadın olmalarının altını çezmelerinin nedeni de bu. Eşcinseller geçmişlerine bir ayna tutuyor ve bedeniyle barışık eşcinsellikten huzursuzluk duyuyorlar. O barışıyor, ben niye barışamıyorum yetersizliği nefrete, homofobiye sebep oluyor işte. Bedeniyle barışık eşcinselliği kabul etmenin yanı sıra, geçmişlerini unutmasalar bile homofobik olmayabilirler. Bu nefretin arkasında kişinin kendisiyle yüzleşememesi ve dolayısıyla kendisiyle barışamaması yatmaktadır.

Tabii şöyle bir gerçek de var... Kişinin kendisiyle barışması, onun heteroseksizmi karşısına alması demektir de. Çünkü eşcinsellik demek, heteroseksizmin en karşısnda, en dışında, en ötekisi demektir. Zaten heteroseksizmi karşılarına alma cesaretleri olmadığı için transseksüelliği seçiyorlar ya. Bu da kaçınılmaz olarak bedenlerine, geçmişlerine, dolayısıyla camiasına nefret duymasna sebep oluyor.

Şimdi bu sözlerim gene bir çok transseksüelin tepkisine sebep olacaktır. Oysa mantıklı bir şekilde düşünüp de anlamaya çalışsalar... Ama işte kişinin kendisiyle yüzleşmesi, barışması o kadar kolay olsaydı, transseksüellerin homofobisi olmayacağı gibi, belki de transseksüellik diye bir şey olmayacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder