6 Aralık 2016 Salı

Zeki Müren'den Kerimcan Durmaz'a kısaca eşcinsellik!


Dünden beri değişik sebeplerden dolayı düşüncelerimi ifade edemiyorum yazı yoluyla. Önce Zeki Müren ile ilgili düşüncelerimi ifade etmek isityorum doğumunun 85. yılı sebebiyle.
Hiç düşündünüz mü, eğer Zeki Müren yaşasaydı eşcinsellikle ilgili tavırları şu anda nasıl olurdu? diye...
Muhafazakar süreçte iyice kabuğuna mı çekilirdi, yoksa yaşı itibariyle kaybedeceği bir şey olmayacağı için sıkı bir eşcinsel hakları savunucusu mu olurdu?
Ben ikinci dediğimin de olabileceğine bir ihtimal veriyorum...
Çünkü 60'larda, 70'lerde kimliğini eşcinsellik kelimesiyle ifade etmese de, duruşuyla, hatta devrim niteliğindeki görselliğiyle çok güzel ifade etmiş... Fotoğraflarına bakıyorum da...
Günümüz eşcinsel sanatçıları evlenerek daha kamufle etmeye çalışmışlar, çalışıyorlar eşcinselliklerini.
Zaten muhafazakar sürecin homofobik baskısı eşcinselleri ya gizlenmeye sevk ediyor, ya da transseksüelliğe...
Bakınız hiç eşcinsel haklarını savunan yok dieyebiliriz...
Bakınız Kerimcan Durmaz homofobik saldırıya maruz kalıyor, hiçbir eşcinsel sanatçıdan, hatta eşcinsel örgütlerinden ses yok...
Kerimcan Durmaz bir eşcinsel değil mi?
Homofobiye tepki göstermek için, mağdur olanın hangi ölçütlerde olması gerekiyor?
1. Feminen olmayıp eşcinselliğe olan önyargıyı pekiştirmemesi,
2. Parasız olması,
3. Şöhretli olmaması,
4. Kendisinin de aktivist olması, en azından eşcinsel haklarını destekleyici bir duruş sergilemesi, vesaire...
Amaaan, onun nasıl olsa tuzu kuru, kendi başının çaresine bakar diye mi düşünülüyor?
Zaten herkes gııcık eşcinsel dünyasında Kerimcan'a...
Sanırım hazmedilemiyor çok para kazanması ve şöhretli olmasından dolayı.
Sanatçılar bile rahatsız oluyor; biz o kadar çabalıyoruz ama o bizden daha iyi iş yapıyor veya bu çocuk ne yapıyor da bu kadar ilgiyi hak ediyor, bu kadar talep görüyor? diye...
N'apabiliriz..?
Yapabiliyorsa herkes yapsın; önünde engel mi var?
Kendinize bu yolu yakıştıramıyorsanız, susacaksınız o zaman.
Ben, herkes aktivist olmaMalı düşüncesine katılmıyorum ama değil diye de o kişiye gıcık olamam ki...
Şimdi Bülent Ersoy eşcinsel haklarına destek olmuyor diye gıcık mı olayım ona da?
Daha Kerimcan'a kadar hangi şöhretliler var eşcinsellik kelimesini ağzına almamak için imtina gösteren.
Zeki Müren'e dönecek olursak...
Zeki Müren'in bile o dönemin koşullarına göre tavrıyla eşcinselliğe bakış açısını içten içe yumuşattığına inanıyorum.
90'larda eşcinsel hakları hareketi ivme kazandı ama aksine gösteri dünyasının şöhretlileri yaşam koşullarının rahatlığıyla huzurlarını bozmamak adına sessiz kalmayı, hatta heteroseksüel görünmeyi tercih ettiler. Bu ikiyüzlülüğü çok çıkarcı buluyorum ben.
Aslında herkes neyin ne olduğunu biliyor ama heteroseksist kültür ikiyüzlülüğü kaldırıyor ne yazık ki.
Şöyle ki... Yani hayatın doğal gerçekleri var ama erkek egemen sistemi de bozmayalım. Siz-eşcinseller fazla ileriye gitmeyin veya heteroseksüel gibi davranın, biz de sizin doğal gerçeklerinize karşı sesimizi çıkarmayalım der gibi...
Yani Zeki Müren olsaydı, bu ikiyüzlülüğe artık dur der miydi acaba?
Ben umut ettim açıkçası.
Kerimcan'ın homofobik saldırısına bir-iki söz daha söylemek gerekirse...
Aslında biliyor musunuz, ben muhafazakar sürece rağmen eşcinselliğe bakış açısının çok homofobik olduğuna inanmıyorum. Bir eşcinsel karşıtlığı var ama eşcinsellerin de bir insan ve insanca yaşama haklarının olduğunu artık herkes biliyor. İnanın bu bilincin olması, homofobik saldırının olmamasından daha önemli. Zaten homofobiyi depreştiren de bu bilincin verdiği "ya eşcinsellik normal karşılanırsa" korkusu. Yani ben bu saldırılara pozitif bakmayı tercih edenlerdenim. Çünkü gerçekten her kim ne olursa olsun, şiddeti hak etmiyor diye bir insanlık bilincinin de oluştuğuna inanıyorum insanlarda istisnalar hariç.
Kalkıp bir türbanlı köşe yazarı Kerimcan'ı savunabiliyor, işte ne bileyim çalıştığı TV kanalı, hayır Kerimcan'ın işine son vermedik diye bir açıklamada bulunabiliyor...
Eşcinseller dışında pek de oh olsun diyenle karşılaşmadım. Sanırım öncelikle eşcinsellerin sosyo kültürel durumlarının iyileştirilmesi gerekiyor olaylara-homofobiye karşı empati kurabilmeleri ve kendi içlerindeki hazımsızlık gereği ötekileştirmeleri bertaraf edebilmeleri için.
Bülent Ersoy'un burada devreye girmesini isterdim işte açıkçası. LGBTİ'lerin de eşit vatandaşlık haklarına sahip olmaları gerektiği konusunda bir çakmak çakabilirdi ve kendisi için de çok şık olurdu.
Zeki Müren de sesszi kalır mıydı; kişisel olarak belki...
Kısaca Kerimcan'ı da seviniz!
Çünkü, gerçekten... Evet, evet, eşcinsel gündemin oluşması, eşcinselliğe bakış açısının nabzını ölçmek için bile değerli diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder