17 Aralık 2016 Cumartesi

Terörle barış gelmez


Bu satırları yazmak istemezdim ama yazmak zorundayım. Ben, cinsel ayrımcılıktan canı yanmış biri olarak her türlü ayrımcılığa çok karşı olan birisiyim. Sevgimin rengi yoktur benim, cinsi, türü, ırkı, vesairesi yoktur. İyi niyetli olduktan sonra karşımdaki her şeyi, herkesi eşit seviyede severim. O yüzden huzurlu bir dünya için umudum hep yüksektir ama bazen gerçekten insan barış adına umudunu falan sıfırlayan anlayışsızlıklarla karşı karşıya kalınca, inanmak istemiyor barışı dile getirenlere, inanmıyorum da artık. Son hain saldırıdan sonra benim inancım asla olmaz artık barış adına. Hep diyorum, demeye de devam edeceğim; insan öldürerek can yakmanın haklı bir gerekçesi olamaz. İnsan öldürerek barış falan olamaz. Ben de insan olarak haksızlıklara maruz kalıyorum ama konuşma ve düşünme yetimi yılmadan kullanarak karşımdakini ikna etmekten asla vazgeçememem. Çünkü insanlık bunu gerektirir. Dün bir asker horoz heykelinin önünde fotoğrafını çekmemi istedi. Askermiş. Vanlıymış. İnsanız yaa..! Birbirimizi sevmemek için ne neden var? Barış mı istiyoruz; şartları sevgiyle zorlamalıyız; insan yaşamını sonlandırarak değil. Ben özgürlük mü istiyorum; güzel insan olarak özgürlüğümü elde etmeye çalışırım. Ben bir eşcinsel olarak en ötekisiyim ama bu benim insanlardan nefret etmem, insanlara zarar vermem için sebep sayılamamlı. İnsan haklarını insanca savunursan daha inandırıcı olur; şiddetle savunursan, hakkındaki önyargıları pekiştirmiş olmazlar mı? Yeri geldiğinde dirençli olmak gerekir ama bu insan öldürerek olamaz, olmamalı... İnsan öldürerek barış falan olmaz. Bunun altında hep bir öfke, nefret kalacaktır. Ama sevgiyle barış yapıla yapıl hafifleyecektir geçmiş dönemin acıları ama şiddetle, ölümle cevap vermek inanın hiç de olumlu cevap vermeyecektir. Verdi mi bugüne kadar? Terörle barış gelmez. Evet şu anda yaşanılanlar terördür masum insanların ölümüne sebep olunarak. Olaya tek taraflı baktığımı düşünebilirsiniz ama o sadece öyle düşünenlerin düşüncesinden başka bir şey olamaz. Ben şu dünyanın herhangi bir ülkesinde olmuş oslaydım, şu veya bu olarak değil sadece insanca yaşamaya çalışırdım. Bu cümlenin altını gerçekten sevgiyle pozitif bir şekilde doldurmak mümkün. Doldurmuyorsanız, o zaman içinizde nefret var demektir. O zaman ben size niye inanayım ki? İnsan ağzına barış kelimesini alırken, kendisinin de inanması gerekir ve ben barıştan bahseden şiddetseverlerin sözlerine asla ve asla inanmıyorum, bundan sonra da inanmam söz konusu bile olamaz artık. Barışçı davranışta bulunacaksınız ki, inanılasınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder