21 Kasım 2016 Pazartesi

Denizli'de mekan ve cinsiyet ilişkisi


Bu haftaki toplantımızı da gerçekleştirdik. Aslında bu cümleyle başlamam gerekiyor yazıya. Çünkü ölüm kalım meselesi olmadıktan sonra, toplantıya kimsenin gelmemesi bile, düşüncelerin ifadesinin önünde bir engel değil. Zaten toplanmamızın amacı da, toplantıya katılmayanlara ulaştırılabilecek konuya dair fikirler üretebilmek. Çünkü çok uzaklardan, sınırlar ötesinden bile toplantılar vesilesiyle üretilip de paylaştığımız düşüncelere güzel dönüşümler oluyor; çünkü cinsiyetçiliğe dair kalıplara kırıyoruz. HALA, GÜNÜMÜZDE BİLE İNSANLARIN KAFASINDA ÇÖZEMEDİKLERİ ÇOK KOLAY SORULAR VAR KONUYA DAİR: BEN ERKEĞİM AMA ERKEKLERİ SEVİYORUM, BEN YANLIŞ MIYIM? gibi. Oysa yanlış olan bize öğretilen, dayatılan CİNSİYETÇİLİK. Toplantıda LGBTİ gruplarına dair eleştirdiğimiz konulardan biri de, hala onların bile cinsiyet kimlikleri üzerinden politika üretmeye çalışmaları; onlar da kendilerince haklıdır belki dönüşüm için zamana ihtiyaç var düşüncesiyle. Çünkü heteroseksist bir dünyada, kimliklerin cinsiyetsizliğine dair bir algı oluşturabilmenin ilk etapta mümkün olmayacağına inanıyor olabilirler. Cinsiyetsizlik aşamasına kadar da en azından cinsiyetçi cinsiyetçi idare edelim diye düşünüyor olabilirler. Zaten LGBTİ kesimin büyük çoğunluğu da ne yazık ki heteroseksist bir kimliğe sahip içinde yaşadığımız cinsiyetçi dünyaya paralel olarak. Buna dair neler yapılabileceğini falan konuştuk ve düşüncelerimizi ifade edip cinsiyetsizliğe dair dönüşümü zamanın akışına bırakmaktan başka çok da yapılacak şey olmadığına karar kıldık şimdilik. Çünkü önümüze heteroseksizmi içselleştirmiş LGBTİ'lik kavramı çıkıyordu. Kendi içimizdeki engelleri aşmamız gerekiyordu en başta... Bunun için de heteroseksizme alternatif düşüncelerimizi paylaşıyoruz işte. Toplantılarımız da cinsiyetsizliğe dair enerjinin ifadelerine internet aracılığıyla bir vesile oluyor...

Toplantıya katılan bir arkadaşımızın talebi üzerine "mekanın cinsiyeti"ne dair Denzili'de bir araştırma yapma kararı aldık. Şehir olarak Denizli'nin kendisi, kültür olarak yaşam biçimimiz, yaşadığımız aile veya kamu gibi kurumlar, hayatımızı sürdürdüğümüz evler, iş yerleri, okullar, eğlence yerleri, bir arada bulunulan toplumsal mekanlar ne kadar cinsiyetçi, nerede hangi cinsiyet kimlikleri daha ağır basıyor, nerelerde cinsiyet eşitliği daha mevcut, hatta nerelerde ikinci ve üçüncü cinsiyete dair pozitif bir ayrımcılık var, neden LGBTİ'lerin bazı alanlarda varoluşlarına müsade ediliyor, gibi sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
Bu mekanların cinsiyetlerinin toplumsal yaşama uzantıları falan nelerdir, mekanla cinisyetin etkileşiminin sonuçları falan...
İlk etapta aklıma gelen mesela... Boşanma oranlarında Denizli Türkiye'de 1 numaraydı bir ara ama son yıl verileri nedir bilmiyorum. Bunun sebebi tabi ki de sosyo ekonomik durumun sağladığı bir eşitlik ve tabiki de işyerlerinde kadın cinsiyetinin işçi olarak hakim olması. Çünkü özellkle tekstil sektöründe kadın işçiler ağırlıktadır ve ekonomik anlamda özgürlüğünü kazanan bir kadın sosyal hayatta da bağımsızlığını ilan etmekten çekinmiyor. Bunun da heteroseksizme etkisi kaçınılmaz olacaktır elbet ve cinisyet eşitliğine doğru bir adım atılmış olacak, dolayısıyla LGBTİ'ler gibi farklı kimliklere bakış açısında bir esneme olacaktır erkek egemenliğinden kurtulundukça.
Son dönemlerde Denizli'de İranlı LGBTİ'lerin buluştuğu kafe tarzı mekanlar açılmaya başladı. Bu da LGBTİ'lerin görünürlüğüne bir vesile oluyor, mekanlardaki cinsiyetsizliği veya LGBTİ'liği sokağa, sosyal hayata taşırıyor.
Ve tabiki de LGBTİ hareketinin hızı da, resmi ve gayri resmi kurumlarda LGBTİ'lerin yer bulmalarına katkı sağlıyor. Mesela LGBTİ'lerin üniversitelerde kendilerini göstermesi, LGBTİ'ye dair etkinliklerin sokağa taşması, sanat ve spor gibi alanlarda varoluşlarımız mekanları, yaşam alanlarını elbette eşitlik ve özgürlük bakımından etkileyecektir.
Sadece hamamlarda veya sinemalarda değil, barlarda ve kafelerde değil, kentin her alanında varolunması gerekiyor LGBTİ'ler olarak eşitlik ve özgürlük için.
Bakalım araştırma sonucunda nasıl bir tabloyla karşılaşacağız; ben de merak ediyorum ama esnek bir tabloyla karşılaşacağımza inanıyorum. Çünkü eğreti gelinlik Denizli'de, seyirciyle arasında tel örgü olmayan tek stadyum Denizli'de... Yumuşak bir kültür var Denizli'de sembolümüz horoz olsa da...
Denizli'de bazı mekanların LGBTİ olarak toplantılarımıza izin verip de bazılarının bahaneler üretmesinin sebepleri de çok önemli LGBTİ hareketinin ivme kazandığı şu günlerde. Aslında sebepleri belli. Olumsuz anlamda içinde yaşanılan çevre, izin verenlerin de sahiplerinin konuya dair evrensel bakış açıları...
Unutmadan... Bize sahip çıkan, bizlere çıkarsız bir biçimde kapılarını açan mekanlara sahip çıkalım diyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder