13 Mayıs 2016 Cuma

Ben buyum!


Hayatta hiç yalan söylemedim, hiç kimseye de iftira atmadım; çünkü buna ihtiyaç duymadım. İnandıklarımı yaptığım ve yaptıklarıma inandığım için de hayatta kendim olarak varolmaktan başka yapabileceğim de hiçbir şey yok. Bu bir bencillik değil; bu bir doğruluk, dürüstlük, doğallıktır. Benim politik anlayışım yanlış olan ve inanmadığım düzene uymak değil, olduğun gibi görünmek, göründüğüm gibi olmaktır, dürsütlüktür kısacası. Mülayımımdır, pozitifimdir ama suistimal edilmememe de kendime saygımdan ötürü asla müdane gösteremem. Yaptıklarımın, düşüncelerimin, ifadelerimin, tepkilerimin arkasında birilerini baltalamak değil, yanlışlara, olumsuzluklara, durağanlığa dikkat çekmek, bir dur demek vardır. Ve en önemlisi bütün bunlar etkiye tepki meselesidir; durduk yerde hiç kimse bana sesimi yükselttiğimi söyleyemez. Ben çözümleyiciliği tercih edenlerden olduğum için, olmayan sorunun sorunmuş gibi sunulmasıyla falan uğraşamam. İnsanlar önce getirildiğim noktanın sebeblerini düşünmesi gerekir. Herkes sınırlarını bilecek en önemlisi. Eşitlik, özgürlüğün temel koşuluysa, eşit olduğumuzu içimizde sindirmeliyiz önce. Laflarımın tersten ve yıkıcı bir şekilde algılanmasıysa, kişinin kendi egosal sorundur. Ne kimsenin mevkisinde gözüm olmuştur, ne kimseyi kıskançlığım vardır ama insanların egoları veya düz bakış açıları beni buluyor. Nedeni de nötr oluşum, tarafsız oluşum, en önemlisi herhangi bir gruba dahil olmayıp bireysel oluşum sanırım. Ben frekansımın almadığı kişilerle özel olarak görüşmem bile. Kimse de benim eşitlik anlayışımdan, özgürlük anlayışımdan, doğruluğumdan-dürüstlüğümden rahatsız olmasın. Ben şeffaf biriyim. Gerektiğinde gerçekleri dile getiririm. O yüzden önce insanlar kendilerine dikkat etmeliler. Belki de benim rahatlığım veya verdiğim rahatsızlık gocunacak zerre kadar bile yaramın olmamasındandır. Bana şu yanlış desinler; varsa yanlış, kabul ederim zaten. Ama düzen bunu gerektiriyor derseniz, o sizin düzeninizdir, benim değil. Ben içinde yaşadığımız "düzen" ve uzantılarına inanmadığım için mücadele ediyorum zaten. Yıllar önce başka bir dernekten bir yönetici sırf cinsel yönelimimden dolayı beni dernekten atmaya çalışmıştı, ben de itiraz edince beni oraya buraya şikayet etmiş, kendini haklıymış gibi göstermeye çalışmış, sonra da özür dileyerek tekrar beni hedeflerine basamak yapmaya çalışmıştı. Ben de amaç LGBTİ hareketiyse, varım demiştim. İşte ben o kadar yapıcı ve iyi niyetli bir insanımdır ama anlayana! Bana şu yanlış, bu yanlış desinler de ben de kabul edeyim. Ama yok ki benim tarafımdan ve evrensel açıdan bir yanlış! Kendine çeki düzen vermesi gereken kim acaba? Bakınız bana kimse ahlaktan, düzenden, kurallardan... bahsetmesin. Olayalara akıl ve mantık çerçevesinde yaklaşmak en doğrusudur. Bir de samimi olunması gerekir, şeffaf olunması gerekir... Benimle yolu nefretsiz sevgiden geçenler temasta bulunsun. Hiç kimse kişisel egolarına beni çekmeye çalışmasın. Doğruları ve yanlışları kişiselleştirmek yerine, evrensel noktadan bakmakta fayda var. Kimse bana yanlışı savunmasın, kimse bana ahlakçılık yapmasın, kimse şeffaflığıma-dürüstlüğüme laf etmesin, kimse bana haksızlık etmesin, kimse bana eşitliksiz davranmasın, kimse beni lüzumsuzca sorgulamasın, kimse beni egosal durumlara çekmeye çalışmasın, kimse bana nerede durmam gerektiği konusunda fikir vermesin, kimse motivasyonumu-enerjimi düşürecek karomboller yatamaya çalışmasın... Yıldızınız almıyorsa konuşmayın, uzak durun... Tıpkı benim yaptığım gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder