13 Mart 2016 Pazar

Eşcinsellik ve bisiklet arasındaki ortak nokta


Bir ülkede eşcinsellik normal karşılanıyor ve bisliklet yaygın ulaşım aracıysa, o ülkede diğer ülkelere göre medeniyet unsurları daha fazladır. Bunun tescili Hollanda sayılabilir. Çünkü...

eşcinselliğin normal karşılanması demek, heteroseksist dünyanın en öteki kesimini kabul etmek demektir. Bu da yüksek bir hoşgörüyü beraberinde getirir. Eşcinselliği hoş görebilen bir kültürün de dolayısıyla diğer ötekilere karşı ötekileştirme politikası daha azdır. Bu da nefretin kontrol altında olduğunu, insanların kendine benzemeyenlere karşı negatif yaklaşımlarını tutabildiğini, sergilemediğini, birbirine saygılı olduğunu gösterir. Bu da yasaların olduğunu, yasaların insanların eşitliğini ve özgürlüğünü muhafaza ettiğini, yasaların herkesi kapsadığını ve koruduğunu gösterir, vesaire... Bütün bunlar da neyi gösterir biliyor musunuz... O ülkede insanların eğitimli olduğunu, cahil olmadığını, dolayısıyla lüzumsuz korkuların olmadığını ..; çünkü bilinen bir şey korkuyu, dolayısıyla nefreti önler... Çünkü ötekileştirme yabancı kalınan farklılıklara karşı korku dolayısıyladır. Bu ise şiddete, çatışmalara ve daha da ötesine dönüşebilir. Kutuplaşma, sınırlar neden vardır; insanların birbirini tanımamasından, birbirine yabancı kalmasından, birbirini ötekileştirmesinden... Yoksa farklılıkların bir arada yaşamaması için hiçbir sebep yoktur. Niye farklı dinler aynı ortamda gerçekleştirilmesin, niye farklı ırklar, diller, renkler, cinsel kimlikler, vesaireler bir arada yaşamasın? Ben bu saydıklarıma kafayı takmadan yaşayabiliyorsam, herkes niye yaşayamasın? Yaşayamıyorlarsa da bir arada yaşamayı öğrenmeleri en doğrusu, en mantıklısı değil midir? Bakınız, insan olmayı kültürel özellikler belirlemez; insan olmanın bazı erdemleri vardır eşitlik, özgürlük vesaire gibi... Bunlara riayet edilirse, bir arada yaşanmaması için hiçbir neden olamaz.

Bisiklete gelirsek... Teknoloji ihtiyaç dışında kullanılmayarak çevreci olunmalı. Statü göstergesi olarak kullanılıp görgüsüzlüğe prim verilmemeli. En önemlisi bisiklet hem spor, hem ekonomiktir, hem de kazaya sebep olmamaktadır. Neden çok bisiklet diyorum biliyor musunuz; benim kedilerimin çoğu araba çarpması sonucu öldü. Bu insanlar için önemli olmayabilir ama benim için en önemli şey. Gerçekten araba insanları duyarsızlaştırıyor, bencilleştiriyor, acımasızlaştıryor, insani duygulardan uzaklaştırıyor. Hızlı bir çağda yaşadığımız için bisiklet yetersiz kalabilir denilebilir... Toplu taşıma araçları kullanılabilir. Işınlanma dönemine geçersek ve araçlar olmayınca insanlar neyle statü belirleyecekler acaba? Çok pahalı araba demek, insanı uçuruyor demek değil çünkü; sırf hava atmak için. Evet bu konuda anlaşmamız söz konusu bile olamaz. O yüzden farklı dünyaların insanıyız!; Ben eşcinsel ve bisekletim! Tabiki de biliyorum hayata sosyolojik bir açıdan bakılması gerektiğini ve oluşmuş düzeni değiştirmenin o kadar kolay olmadığını. Ama hayata insani boyuttan bakılması gerekmez mi öncelikli olarak. Evet HER ŞEY insana dair!

İşine gelmeyenler, saçmaladığımı düşünebilir. Ama ben, bana göre mantıklı düşündüğüme inanıyorum. Eşcinselim; ayrımcılığa maruz kalıyorum, eşit ve özgür değilim, nefrete kurban gidiyorum... 2. Ben bu ülkede ne yazık ki layığıyla bisiklete binemiyorum; ne bisiklet yolu var, ne de bisiklet park noktaları. Bıraktığım noktalarda bisikletimin zarar görmesinden, trafikte araçların, kaldırımlarda yayaların şikayetinden bıktım artık. Ne yani eşcinsel olmayalım, bisiklete binmeyelim mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder