Denizli Belediyesi'ne...
Bu bir şikayet mektubu değildir; 46 yaşında bir insanın rencide olmasının ifadesidir. 3 yıldır belediyenin spor kurslarına katılıyorum. Bu kurslar sayesinde masa tenisi, kort tenisi, badminton ve yüzme öğrendim. Ama spor yaparken ister öğretmen olsun, ister salon görevlisi olsun belediyede çalışanların insan onurunu zedeleyici davranışlarıyla da karşılaştım. Ülkemizde değer verilmeyen spora karşı motivasyon açısından olumsuz etki yapabilecek davranışlar bunlar.
En son olaydan başlamak gerekirse... Üç yıldır Kapalı Spor Salonu'na gelmemin güvencesiyle bisikletimi, ki bisiklet de bir spor branşıdır, dün akşam bir işimin çıkması gerekçesiyle spor salonunun kenarına bıraktım bisikletimi. Dikkatinizi çekerim, spor salonunun ortasına değil, en son sıradaki izleyici koltuklarının arkasına. Doğru bir davranış mı; hayır. Bunun savunusunu yapmıyorum. Bugün bisikletimi almaya gittiğimde spor salonunda yeni göreve başlayan salon görevlisi Süleyman beyin tepkisiyle karşılaştım. "Kıracaktım bisikleti" dedi. Ben de bunun kimseye bir kazancının olmayacağını söyledim. Tek söylediğim bu; başka bir şey de söylemem söz konusu bile olamaz yapım gereği. 3 yıldır Kapalı Spor Salon'na geliyorum, beni bilen herkes bilir nasıl bir yapıda olduğumu. Beni, Süleyman bey kovmakla eşdeğer sözlerle ve yüksek ses tonuyla tehditvari bir şekilde salondan defetti diyebiliriz. Hiçbir şey söyleyemedim, çünkü bana vurması an meselesiydi. Zaten bu olay öncesinde de salonda başladığı ilk günlerde Spor Merkezi'ndeki bir öğretmene, kendisinden çay talebinde bulununca kaba sözlerle nasıl susturduğunu falan da söylemişti.
Her neyse dışarıya çıktığımda bisikletimin tekmelenerek hasar gördüğünü fark ettim. İnanın bu hiç önemli değil. Ama bir salon görevlisi mala ve insan psikolojisine zarar verme hakkını nereden buluyordu? Belediye, çalışanlarına böyle bir yetki mi veriyordu? Şimdi ben spor yapmaya hangi güvenceyle gideceğim? Bu kişinin bana saldırmayacağının garantisini veriyor mu Belediye? Kimsenin işten atılmasını istediğim için falan yazmadım bu mektubu; sadece Belediye gibi yüksek bir kurumun, görevlilerini seçerken hangi yolları izlediğini çok merak ediyorum? Bu kişiler insan ilişkilerini, halkla ilişkileri hangi ölçüde biliyorlar?
Buna benzer olayları daha öncede yaşadım... Kantin işletmeciliğini yapan kişinin kişisel davranışları, bazı spor öğretmenlerinin "sen bu spora uygun değilsin gelme" demesi veya bazı branş öğretmenlerinin badminton saatine kendi saatlerini sarkıtıp bizleri bekletmesi gibi... Bazılarının veya bazı şeylerin Belediye'de ayrıcalıkları mı var acaba? Şunu da belirteyim ki badminton oynamaya devam edeceğim ve başıma gelecek her türlü saldırıdan Belediye sorumludur, bilginize...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder