30 Ocak 2016 Cumartesi

LGBTİ bir yaşam hikayesidir


Bu haftaki toplantımızı da gerçekleştirdik Denizli LGBTİ ve Aileleri oluşumu olarak. Güzel, verimli bir toplantıydı. İranlı mülteci LGBTİ'ler vardı, heteroseksüeller vardı, Burdur'dan araştırma görevlisi olarak Sosyolog Tuğba Özkan vardı... Ve biz vardık Denizli LGBTİ üyeleri olarak...

Sosyolog Tuğba Özkan neden LGBTİ'lerle ilgili bir çalışmaya girdiğini anlattı bizlere ve merak ettiği konular vardı LGBTİ'lerle ilgili. En çok da LGBTİ'lerin hakları için mücadele verirlerken neden bir noktaya kadar var olup da, daha ilerisine gidemediklerini merak ediyordu. Onur Yürüyüşü yapıyorlardı, sokaklara çıkıyorlardı, işte Gezi olaylarında ön plana falan çıktılar ama neden orada kalıyordu bu mücadeleler..? Neden tam olarak politikleşemiyorlardı? Diğer muhalif kesimlerle işbirliği yapıyorlar mıydı, bunun için nasıl planları vardı? LGBTİ'lerin bizim bilmediğimiz kendi içlerinde kıramadıkları, aşamadıkları bir nokta mı vardı? Tamam, hayatın içinde olduklarını biliyoruz LGBTİ'lerin, artık adları da var ama neden uygulamada yoklar?

HDP'den Özgür arkadaşımız, diğer muhalif kesimlerle işbirliğinin çok önemli olduğunu, diğer STK veya partilerle işbirliğinin, onların tabanlarına LGBTİ'lerin kendilerini anlatmaları için bir fırsat olduğunu, en öteki olmalarına rağmen siyasetle temas halinde olmalarının ve sokağa çıkmalarının görünürlük açısından çok önemli olduğunu, toplantıların cesareti olmayanlara ulaşması gerektiğini, Türkiye'de bu konuda en önemli eksikliğin, siyasileşirken LGBTİ'leri koruyacak bir yasanın olmamasının olduğunu söyledi...

Siyasi anlamda ne yapmalıydı LGBTİ'ler hak mücadelesi verirlerken? Tüm muhalif kesimlerle işbirliği mi yapmalılardı, yoksa en ötekiler olarak daha da ötekileştirilmemek için diğer ötekiler dışında kendi başlarına mı mücadele vermelilerdi? Toplumsal bir dönüşüm için tabiki de birlikte mücadele verilmeliydi bütün olumsuzluklara rağmen. Çünkü birlikte mücadele vermek, kurulacak diyaloglarla en azından LGBTİ'lerin diğer kesimlere kendilerini anlatmaları ve tanıtmaları için bir fırsattı. Diyalog fırsatları aslında şans bile sayılabilir LGBTİ'lerin adlarının geçmesi adına bile.

Sosyolog Tuğba Özkan muhaliflerin birlikte hareket edememelerinin sebebini, muhalif kesimlerin çok parçalı olmasına, kendi içlerinde bile ortak bir paydada buluşamamalarına bağlıyor. Özgür arkadaşımız ötekilerin birbirlerine yabancı kalmalarını, birbirleri hakkındaki bilgisiziliğe bağladı. Tabiki de bu bilgisizlik de kişilerin kendilerine ve davalarına inanmaları konusunda bir tereddüt yaratıyor, kendilerine inandırma konusunda da bir şey yapmamalarına sebep oluyordu....

Tuğba Özkan kişileri tanımak için onların yaşam hikayelerine bakmanın çok önemli olduğunu ve LGBTİ'nin de bir yaşam hikayesi olduğunu ve onlara karşı empati kutabilmek için nasıl yaşadıklarını, hangi zorluklarla karşılaştıklarını, nasıl mücadele verdiklerinin bilinmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

"Ben buyam! Ben trans erkeğem!"

Toplantımıza katılan İranlı mülteci LGBTİ'lerden trans erkek arkadaşımız, "Ben buyam!" demenin, kendine inanmanın ve kararlı olmanın, haklı davamız için birinci koşul olduğunu ve LGBTİ'lerin kendi içlerindeki muhalifliğin son bulması gerektiğini söyleyerek bize kısaca hayat hikayesini anlattı. İran'dan ayrılırken ailesinin kimliğiyle ilgili hiçbir şey bilmediğini, ancak Türkiye'ye geldikten sonra onları telefonla arayarak gerçekleri anlattığını söyledi. 28 yıllık hayatının kendini ifade edemeden geçmesi, onu çok öfkelendiriyordu. "Ben buyam!" diyordu kabul etseniz de, etmeseniz de... Ben trans erkek olmasam, niye doğduğum bedene uygun yaşamamayım ki diyordu. Çalıştığı iş yerinde gerçek kimliğinin bilinmesini istediği için, işverene kimliğini açıklayıp, "İster beni işten çıkarırsınız, ister çalıştırmaya devam edersiniz. Benim doğuştan biyolojik cinisyetim bu ama ben trans bir erkeğim ve insanların da bana kadın muamelesi yapmasından rahatsız oluyorum" demiş. İşveren bu talebi olgunlukla karşılayıp saygı duyduğunu söylemiş ve diğer iş arkadaşlarının kendisine karşı olan transfobisini sonlandırmış. İranlı trans erkek birey, LGBTİ'lerin bilgisizliğinden dolayı kimlik kargaşasının da birbirlerini anlamakta zorluk yarattığını söyledi.

Oysa her kimlik başlı başına da farklı bir kimlikti bana göre...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder