14 Aralık 2015 Pazartesi

Ders kitapları da "devlet homofobik" diyor!

Sosoyoloji okuyarak bir anlamda Felsefe de okumuş gibi olmuşum sanırım. Felsefe 1. Sınıf Güz Dönemi Dersleri iki ders hariç Sosyoloji dersleriyle aynıydı ama Sosyol Bilimlerde Temel Kavramlar dersindeki homofobiyle ilgili soru benim girdiğim Sosyoloji sınavlarında hiç sorulmamıştı. Homofobinin ne olduğu sorulmuştu dünkü girdiğim Açık Öğretim Felsefe sınavlarında.

Sosyal Bilimler Temel Kavramlar dersinin Toplumsal Cinsiyet bölümünde, Cinsel Yönelim ve Cinsel Yönelim Ayrımcılığı başlığı altında CETAD (Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği)'dan Dr. Nesrin Yetkin'in "Önyargıları Değiştirmek" ismiyle çok güzel bir homofobi anlatısı mevcut. "Hangi meslekten olursak olalım hepimiz homofobiğiz. Çünkü homofobik bir toplumda yetiştik" diyor ve yazıyı, "Eşcinsellerin sorunları eşcinsellerin eşcinsel olmalarından değil, toplumun eşcinselliği normalize edemeyip eşcinselleri ötekileştirmesinden kaynaklanmaktadır" diye bitiriyor.

Bu konuya niye değindim... Geçtiğimiz yıllarda da Sosyoloji okurken "Yeni Toplumsal Hareketler" dersinde LGBTİ hareketiyle ilgili bir soru sorulmuştu. Aslında üniversitelerimiz gerçek anlamda özerk olsalar, toplumsal değişimler de ayrımcılığın önüne geçecek seviyede olabilir. Evet, ayrımcılık bir toplumun ne kadar medeni olup olmadığının göstergesidir ve en ötekisi konumundaki eşcinseller gibi kesimlere bakış açısıdır medeniyet seviyesini belirleyen. Eğitim, din gibi toplumsal unsurların etkisinde kalmayan insanların elinde olsa, önyargısız ve eşitlikçi bir nesil yetiştirilecek ve ayrımcılık nefret ve şiddet boyutunda olmayacaktır en azından kuşkusuz. Gerçekten genç beyinlere ne verirsen o şekilde şekillenecektir ve onlar da geleceğin toplumsal yapısını oluşturacaktır. Denizli LGBTİ ve Aileleri oluşumunun toplantılarına gelen üniversite öğrencileri oluyor özellikle PDR bölümünden üniversitede eşcinselliğe hiç değinilmemesine rağmen ve değinilmemesinden dolayı. İletişim çağında hayatın dışında kalınmayabiliyor veya kalmak istemeyen beyinler olabiliyor. Yani demek istediğim, sağlıklı bir toplum için topluma şekil verecek beyinlerin önyargısız ve doğru bilgilerle yetiştirilmeleri çok ama çok önemli.

Bir çelişkiye de dikkat çekmekte fayda var. Ders kitaplarında artık eşcinselliğin seçilen değil heteroseksüellik gibi doğal bir cinsel yönelim olduğu ve hastalık olarak kabul edilmediği anlatılırken, devletin bakanlarının, milletvekillerinin homofobik tutumlarının mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Sınavlarda homofobinin ne olduğu sorulurken aslında milletvekillerinin homofobik tutumları da ifade edilmiş oluyor bir anlamda. Çünkü homofobi sadece vatandaşın bir tutumu değil, bireylerin sosyal güvenliğinin garantisi devlet yetkililerinin de tutumu. Bu da milletvekillerinin neye göre aday gösterildiklerini de gösteriyor. Daha ileri boyuta gidilip eşcinsel karşıtlığı yapan, eşcinselliğin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu iddia eden bir eşcinsel bile milletvekili aday adayı gösterilebiliyor.

Bütün bunları düşününce homofobiyle mücadelede, daha doğrusu mücadele ettiğimiz kişileri düşündüğümde kendimi 1800'lerde hissediyorum..!

Homofobiyle ilgili sorunun doğru şıkkı: Eşcinselliğe ve eşcinsellere karşı düşmanca tutum sergilemektir.

Buna göre devlet ne oluyor bir anlamda..? Bir milletvekilimiz eşcinsellik hastalık dememiş miydi? Bir bakanımız eşcinsellik kelimesini ağzına alamayıp eşcinsellik için "şey" dememiş miydi? Daha listeyi uzatabiliriz. Eşcinsellerin oy verdiği partiler, eşcinseller sayesinde oy topluyorlar diye küçümsenmemişler miydi iktidar partililer tarafından? Hala eşcinsellikle ilgili internet siteleri sakıncalı bulunup kapatılmıyor mu? vesaire... En önemlisi hala eşcinsellere karşı işlenen nefret cinayetlerinde haksız tahrik indirimi falan uygulanmıyor mu Batı'da bu tür suçlara ağırlaştırılmış hapis cezası verilirken..?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder